27 Nisan 2012 Basın Özeti
Abone olEconomist'in 28 Şubat soruşturması değerlendirmesi, uluslararası yargının gücü sadece Afrika liderlerine mi yetiyor ve Guardiola Barcelona'ya vedaya mı hazırlanıyor?
Economist, Türkiye'de geçen hafta gözaltılarla
başlayan 28 Şubat soruşturmasına ilişkin bir analize yer veriyor
sayfalarında.
1997'de Erbakan liderliğindeki hükümeti ''post-modern darbe'' olarak adlandırılan bir süreçle deviren generallerin irticayla mücadelelerinin bin yıl süreceğini söylediklerini anımsatan dergi, 15 yıl sonra o generallerin bazılarının tutuklandıklarını kaydediyor.
Soruşturmanın Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin generalleri kati olarak siyasetin dışında, kışlalarında tutma mücadelesinin bir parçası olduğu görüşünde dergi.
Economist ayrıca 12 Eylül darbesi davasının da başladığını, davanın darbe döneminde hapse atılmış, işkence görmüş yüz binlerce kişide geç de olsa en azından adaletin yerini bulmakta olduğu hissi yarattığını aktarırken şöyle devam ediyor:
''10 yıldır iktidarda olan Başbakan Erdoğan'ın en gurur duyacağı
başarılarından biri orduyu dizginlemek oldu. Ama ana muhalefet
lideri ise giderek otoriterleşmekle suçladığı Erdoğan'ın adalet
değil intikam peşinde koştuğunu söylüyor. Generallere yönelik
kanıtların çoğunun uydurma olduğunu söyleyenler var. En azından
bazı kanıtlar şüpheli görünüyor. Uzun tutukluluk süresi de davalara
gölge düşürüyor. Erdoğan'ın geçen seçimlerden önce verdiği yeni
anayasa sözü yerine getirilene kadar demokratik güvenlilirliği
kuşkulu kalmaya devam edecek.''
Sadece Afrika liderleri mi yargılanacak?
Liberya'nın eski devlet başkanı Charles Taylor'ın Sierra Leone'de savaş suçları iddiasıyla yargılandığı BM destekli özel mahkemede suçlu bulunması gazetelerde geniş şekilde irdelenen haberlerden bu sabah:
Independent; ''Cinayet, tecavüz, terörizm, sakat bırakma, çocuk kaçırma: Ve şimdi, sonunda, adalet'' derken, Guardian da, ''öksüz ve yetimlere, dul ve sakat bırakılanlara'' sesleniyor: ''Gözyaşlarınızı silin, adalet günü geldi.''
Beş yıldır Hollanda'nın Lahey kentindeki mahkemede yargılanan Taylor, komşu ülke Sierra Leone'de 1991-2002 yıllları arasında yaşanan iç savaşta on binlerce kişiyi öldüren isyancılarla elmas karşılığında işbirliği yapmakla suçlanıyordu.
Guardian başyazısında Charles Taylor hakkındaki kararı tökezlemekte olan uluslararası adalet sistemi için önemli bir adım olarak görüyor. Ancak insanlığa karşı suçların cezasız bırakılmamasını sağlamak için daha katedilmesi gereken büyük mesafe olduğunu kaydeden gazete, şöyle devam ediyor:
''Liberya ve Sierra Leone'de işlemeyen bir adalet sistemi var. Ama Rusya'da da öyle, herhangi bir Rus liderin Çeçenistan'da işlenen savaş suçları nedeniyle uluslararası yargının karşısına çıkmasını beklemek hemen hemen imkansız. Kudret ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki üyelikleri sayesinde aynı şey Çin ve Tibet konusunda da söylenebilir ya da Afganistan ve Irak'ta işlenen suçlar nedeniyle Amerikalı ya da İngiliz generaller için de. Dolayısıyla uluslararası sistemin sadece Afrika'ya gücünün yettiği suçlaması yerinde. Eğer, suçların cezasız kalması önlenecekse yargının yetkisi evrensel olmalı.''
Murdoch'a suçlama
Independent, medya devi Rupert Murdoch'un dün medyanın siyaset ve kamuyla ilişkilerini soruşturan bağımsız komisyona verdiği ifadeyi ''Panik, örtbas ve 'utanç verici bir yalan'' başlığıyla aktarıyor.
İfadeyi ''utanç verici bir yalan'' olarak niteleyen Murdoch'un oğlu James Murdoch'un yakın zamana kadar başında bulunduğu News International'ın eski hukuk direktörü.
Baba Murdoch, komisyonda, grubun gazetelerinden News of the World'un karıştığı telefon dinleme skandalının ''akıllı bir avukat'' tarafından örtbas edildiğini, kendisine bilgi verilmediğini söylemişti. Eski hukuk direktörü Tom Crone, Rupert Murdoch'un açıklamalarını ''beni kastediyor'' dedikten sonra utanç verici bir yalan olarak niteliyor.
Independent birinci sayfasında da yine Murdoch grubunun odağında olduğu yayıncılık devi BSkyB'yi satın alma girişimine ilişkin skandalda suçlanan kabine üyesinin ''uzatmaları oynadığını'' öne sürüyor.
Kültür, Medya ve Spor Bakanı Jeremy Hunt istifa baskısı altında.
Satışla ilgili nihai kararı verecek kişi olarak görevlendirilen Hunt'ın danışmanının Murdoch grubuna gizli bilgiler verdiği iddiaları gündeme gelmiş, danışman görevinden istifa etmişti.
Bakanlığın daimi müsteşarının parlamentoda verdiği ifadede Hunt'ın danışmanının Murdoch grubunu bilgilendirmesi önerisine ''rıza'' gösterip göstermediği sorularına ''evet'' yanıtı vermediğini, bunun da bakanın daha önceki anlatımlarına darbe vurduğunu söylüyor Independent.
Guardiola veda mı ediyor?
Gazetelerin spor sayfalarında öne çıkan gelişme ise İspanya'dan.
Independent, Barcelona teknik direktörü Pep Guardiola için ''Chelsea yolunda mı'' diye başlık atmış haberine.
İspanyol teknik adamın Barcelona defterini kapatmak üzere olduğunu, eğer olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa, bugün düzenleyeceği basın toplantısında kulüpten ayrılacağını açıklamasının beklendiğini yazıyor.
Katalan kulübün başkanı Sandro Russel'ın çarşamba günü üç saat görüştüğü Guardiola'yı ikna edemediğini kaydeden Independent, Chelsea'nin sahibi Roman Abramoviç'in de teknik direktör listesinin ilk sırasındaki Guardiola için menajeriyle temasa geçtiğini aktarıyor.
Ancak Guardiola'nın hemen bir kulübün başına geçip geçmeyeceği bilinmiyor. Barcelona'nın başında yerel ve uluslararası 13 kupa kazanan Guardiola'nın, selefi Frank Rijkaard'ın yaptığı gibi futbola bir yıl ara vermeyi tercih edebileceği de gelen haberler arasında.
Peki Guardiola tahmin edildiği gibi bugün ayrılacağını açıklarsa Barcelona'da yerini kim alacak?
Times, kulübün alternatifler üzerinde çalıştığını belirterek, ''Olympiacos'un hocası Ernesto Valverde, Athletic Bilbao'nun başındaki Marcelo Bielsa, Fransa milli takımındaki görevinden bu yaz ayrılması beklenen Laurent Blanc, Barcelona'nın genç takım hocası Oscar Garcia ve Chelsea'deki işine son verilen Andre Villas-Boas''ın da adaylar arasında olduğunu kaydediyor.