27 Nisan 2011 Basın Özeti
Abone olGuantanamo Üssü'nde işkence kanıtlarını gizleyen doktorlar; Mısır kamuoyunu bölen konu dinin siyasetteki rolü; Suriye iç savaşa mı sürükleniyor; ve yıkılan Türkiye-Ermenistan dostluk anıtı
Independent gazetesi, Guantanamo Üssü'ndeki tutuklularla ilgilenen doktorların hastalarına işkence yapıldığına dair kanıtları bilerek gizlediği ya da gözardı ettiğini belirten ilk resmi araştırmanın sonuçlarını yazıyor.
Internet üzerinden yayımlanan bir tıbbi dergide basılan araştırmanın sonuçları şöyle özetleniyor: "Savunma avukatları adına araştırmayı yürüten Physicians for Human Rights'ın tıbbi danışmanlarından Vincent Iacopino ve emekli Amerikan Ordusu tıbbi yetkilisi Komutan Stephen Xenakis dokor kayıtları ve dava belgelerine erişti. Ulaştıkları sonuç, herhangi bir doktorun aşırı sorgu tekniklerinin ya da başka doktorların işkence olarak tanımlayacağı onaylanmamış saldırıların tıbbi işaretlerini fark etmemesinin imkansız olduğu."
Dokuz tutuklunun dosyalarını inceleyen iki doktorun, işkencenin kanıtlarının gizlenmesi konusunda kapsamlı bir araştırma başlatılması çağrısı yaptığı da haberde belirtiliyor.
Avrupa Merkez Bankası'na yeni başkan
Financial Times ise, Avrupa Merkez Bankası'na seçilecek yeni başkanla ilgili son gelişmeleri manşetine taşımış.
Haberde, İtalya Merkez Bankası başkanı Mario Draghi'nin Fransa Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy'nin desteğini almasının, Avrupa Merkez Bankası'nın bir sonraki başkanı olması yolunda önemli bir adım olduğu kaydediliyor.
Almanya başbakanı Angela Merkel'in de Draghi'nin adaylığını destekleyeceği tahmini yapılıyor haberde.
2005 yılından beri İtalya Merkez Bankası'nın başkanı olan Draghi, şu cümlelerle tanımlanıyor: "Draghi bu süre içerisinde sıkı bir düzenleyici olduğunu kanıtladı. İtalyan bankalarının küresel ekonomik krizle çoğu diğer ülke bankasından daha iyi baş etmesini sağladı. Para politikası konusunda sert bir çizgi benimsedi, geçtiğimiz günlerde ise enflasyonla mücadele için Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranlarını artırmaktan yana olacağını ima etti."
Gazetenin iç sayfalarında yer alan Ralph Atkins ve Guy Dinmore imzalı analizde ise, Draghi'nin başkanlığının Avrupa Merkez Bankası için yeni bir yön belirlenmesini ima ettiği, ancak bunun stratejik bir yönelim olmayabileceği savunuluyor.
Atkins ve Dinmore, Draghi'nın yakın geçmişte verdiği mülakatlarının, başkan adayının bankanın ekonomileri ve bankacılık sistemlerini desteklemek için aldığı olağanüstü önlemleri geri çekmek için sabırsızlandığını gösterdiğini yazıyor.
Draghi'nin sıkı ekonomik politikalardan yana açıklamalarının Almanya'daki desteğini artırdığını da ekliyor yazarlar.
'Dinin siyasetteki rolü Mısırlıları böldü'
Financial Times, Pew Küresel Eğilimler Projesi'nin yeni bir anketini de "Mısırlılar İslam'ın siyasetteki rolü konusunda bölündü" başlığıyla sayfalarına taşımış.
Anket sonuçlarının Mısırlıların yüzde 65'inin "ülkedeki mevcut durumdan memnun olduğu"nu gösterdiğini yazan haber, bu oranın geçen yıl yüzde 28 olduğunu da hatırlatıyor.
Haberde öne çıkan noktalar şöyle: "Sonuçlar Mısırlıların genel olarak Mübarek'in devrilmesini olumlu değerlendirdiğini gösteriyor. Katılanların yüzde 77'sine göre Mübarek'in istifası 'iyi bir gelişme'. Katılımcıların yarısından fazlası siyasi istikrarsızlık riski taşısa da demokratik bir yönetimden yana olduklarını söylüyor."
Ancak ortaya çıkacak yeni siyasi düzene ilişkin katılımcıların kafasında belirsizlikler de olduğunu yazan haber, bu belirsizliğin merkezinde dinin olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Ankete katılanların yüzde 62'si, yani açık bir çoğunluk, kanunların Kuran'a uygun olması gerektiğini söylüyor. Ancak ülkedeki köktendinci İslamcılara sempati duyduklarını söyleyenlerin oranı yalnızca yüzde 31. Yüzde 30'luk bir diğer grup ise köktendinci İslamcılarla hemfikir olmayanlara sempati duyduklarını söylüyor."
Haber, ankete göre, nüfusun yüzde 54'ünün İsraille yapılan barış antlaşmasının geçersiz sayılmasını istediği tespitiyle noktalanıyor.
'Mübarek yargılanmadan adalet sağlanamaz'
Guardian gazetesinin yorum sayfalarında yer alan Neval el Saddavi imzalı yazı ise Mübarek sonrası Mısırlı elitlerin tavrını ele alıyor.
Saddavi'nin yazısında öne çıkan noktalar şöyle: "Mısır'ın çoğu ulusal gazetesinde, eskiden yolsuz yöneticileri öven aynı yüzü estetikli, saçı boyalı ileri gelenler yazmaya devam ediyor. Bir zamanlar Mübarek ve bakanlarını övdükleri gibi şimdi de devrimcileri övüyorlar."
Ülkenin elit sınıfının devrimi överken, içini boşalttığını savunan Saddavi, eski düzenin temsilcileri yargılanmadan ülkede adaletin sağlanamayacağını da ekliyor.
Saddawi'nin yazısı şu cümlelerle sona eriyor: "Kültür, bilgi, yazı ve sanat dünyası hala Mısırlı elitlerin kontrolünde. Bu kişiler, Mübarek ve ailesinin yargılanmayacağını, eğer yargılanırsa bunun sahte bir yargılama olacağını, beraat ve ülke dışına güvenle çıkma ile sonuçlanacağını hissettiriyor."
Suriye iç savaşa mı sürükleniyor?
Arap baharıyla ilgili başka bir analiz ise Robert Fisk tarafından, Independent gazetesi için kaleme alınmış.
Fisk, eğer iddialar ve komplo teorileri doğruysa Asad'ın iktidarı iç savaşa doğru ilerliyor diyor Suriye üzerine yazısında.
Suriye devlet kanalının her akşam "silahlı çeteler" tarafından öldürüldüğünü söylediği askerlerin görüntülerini verdiğini belirten yazıda öne çıkan noktalar şöyle: "Bu korkunç görüntülere şüpheyle yaklaşmak mümkün. Ne de olsa cenazelerde ateş açılması hükümetin silahlı polislerinin imtiyazıydı, 'silahlı çeteler'in değil. Ancak bu haberler önemli. Çünkü eğer askerler, sevdiklerini gizli polisin elinde yitiren ailelerin intikam alması sonucu öldürüldüyse, muhalefetin kendilerine saldıranlara karşı güç kullanmaya hazır olduğunu gösterir bu. Ve eğer gerçekten Suriye sokaklarında silahlı gruplar varsa, demektir ki Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın iktidarı iç savaş yolunda ilerliyor."
Yıkılan heykel ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri
Independent gazetesi, Türkiye ve Ermenistan arasındaki dostluğu simgeleyen anıtın yıkılmasını da sayfalarına taşımış.
Haberde, heykelin yıkılmasının iki ülke arasındaki yakınlaşmanın durduğunun bir göstergesi olduğu yazıyor.
Heykelin yapılması sürecinin başından beri tartışmalı olduğu, özellikle de Türkiye'deki milliyetçiler ve Azerbaycan'dan sert itirazlar yükseldiği hatırlatılıyor haberde.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak ayında Kars'ı ziyaret ettiğinde heykel için "ucube" sıfatını kullandığını yazan haber, Haziran başında yapılacak seçimler öncesi Erdoğan'ın bu tür yorumları milliyetçi kesimlerin oyunu alabilmek için yapmakla eleştirildiğini de ekliyor.
Yumurtalık kanserine kan testi
Daily Telegraph, 20 pound tutarındaki kan testlerinin kanser hastası kadınların hayatını kurtarabileceğini yazıyor.
Haberde, yumurtalık kanserinin erken teşhis edilmesinin çok zor olduğu ancak erken tespit edilmesinin yüzlerce hayat kurtarabileceği yazılıyor.
Uluslararası Sağlık ve Klinik Başarı Enstitüsü'nün doktorların yumurtalık kanserini teşhis etmesine yardımcı olmaya yönelik bir kılavuz yayımlayacağını belirten haber, tıbbi panelin önerileri arasında 20 poundluk kan testinin 50 yaşın üzerinde olan ve sıkça şişkinlik ya da karnın alt kısmında ağrı hisseden kadınlara uygulanmasının da olduğunu yazıyor.