27 Ekim 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere basınında bu sabah: Euro krizine çözüm arayışları, Van depremi sonrası eleştiriler, Sloven felsefeci Zizek'in işgal hareketlerine çağrısı, Pakistan'da insansız uçaklarının takipçisi, aşiret kameraları.
Euro bölgesi üzerine gece boyu süren görüşmelerin sonuçları,
İngiltere gazetelerinin ilk baskısına yetişmemiş.
"Euro bölgesinde anlaşma gayreti" manşetini tercih eden Financial Times gazetesi, Euro bölgesi liderlerinin Yunanistan'ın borç yükünü yıl sonuna dek, gayrı safi mili hasılasının yüzde 120'siyle sınırlama çabası içinde olduklarını yazıyor. "Euro bölgesi uzatmaları oynuyor" manşetiyle çıkan Independent gazetesi Avrupalı liderlerin yürüttüğü görüşmelere kötümser bakanlardan.
"AB liderleri kurtarma planı üzerinde tereddütlü"
Manşetine bu başlığı seçen Daily Telegraph ise Almanya Başbakanı Angela Merkel'in euro'nun çöküşünün barışı tehdit altında bırakabileceği yolundaki kaygıları öne çıkarıyor. Times gazetesinde de Merkel'in savaşa ilişkin sözlerinin "barışı korumayı amaçladığı" yolunda bir yorum göze çarpıyor.
Guardian gazetesi ise İngiltere Başbakanı David
Cameron'ın Merkel'e Avrupa Merkez Bankası'na daha büyük rol vermesi
yolundaki çağrısına dikkat çekiyor.
Gazetelerinin pek çoğu, İtalyan parlamentosunda emeklilik reformu üzerinde çıkan tartışmayı ve milletvekillerinin birbirini yumruklaması fotoğraflarla yer buluyor.
Times gazetesinin iç sayfalarında Van depremine ilişkin bir haber göze çarpıyor.
Gazete, hükümetin krize verdiği yanıtta ve yardım faaliyetlerinde başarısız olmakla suçlandığını yazıyor.
"Ankara, yabancı yardımları reddetmeye yönelik tartışma yaratan kararını tersine çevirirken, otobana metreler uzaktaki köylere yardım ulaşmadığı, kimi depremzedelerin enkaz altındaki ölülerini elleriyle kazarak çıkarmak zorunda kaldığı ortaya çıktı" diyor gazete.
Times, yaşanan afetin, Türkiye'yi dev bir bölgesel güce dönüştürmeye çalışan Başbakan Erdoğan için kişisel bir utanca dönüşmesi riski bulunduğu yorumunu yapıyor.
Merkez Bankası'nın adımı
Öte yandan Financial Times, Türkiye Merkez Bankası'nın enflasyonun yükseldiği yolundaki kaygılara düşük faiz politikasından vazgeçerek karşılık verdiğini yazıyor. Gazeteye göre bu karar, Türkiye'nin ekonomik başarısının baskı altında kalmaya başladığına son gösterge olarak yorumlandı. Gazete, kararın düzenli biçimde borçlanma maliyetini artıracağını belirtiyor. Financial Times, Türk lirasının dolar karşısında yaklaşık yüzde 2 oranında güçlendirildiğini de ekliyor:
Erdoğan hükümetinin seçmenin ilgisini büyük ölçüde Türkiye'nin güçlü ekonomisine bağladığını, büyümenin bu yıl yüzde 10'un üzerinde gerçekleştiğini belirten Financial Times, Erdoğan'ın bankanın düşük faiz politikasını güçlü biçimde savunduğunu yazıyor.
Ancak gazeteye göre mevcut cari açık gayrı safi milli hasılanın yüzde 10'una doğru yaklaşırken, yıl sonu enflasyonunun yüzde 9 oranında gerçekleşmesi beklentisinin yaygın olduğunu, liranın euro/dolar potasında yüzde 20 oranında değer kaybettiğini belirtiyor. Gazete, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın, euro bölgesindeki krize çözümün belirsiz olması sebebiyle bu kararı aldıklarını söylediğini yazıyor.
İngiltere basınında bu sabah Londra'yı işgal eylemi nedeniyle kapatılan St Paul Katedrali'nin yarın yeniden açılabileceği yolundaki haberler göze çarpıyor. Yetkililer, katedralin günde 20 bin sterlin kayba uğradığını belirtiyor.
Protestocular ise daha haftalarca katedral önünde kamp kurmaya kararlı olduklarını. Yönetim içinde ise kampın kaldırılması için hukuki girişim başlatılması konusunda fikir ayrılığı olduğu da göze çarpan haberler arasında.
"Önce işgal, talepler sonra"
Marksist felsefeci ve kültür kuramcısı Slavoj Zizek, Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde Wall Street'ten Madrid'e oradan Londra'ya uzanan ve dünyanın bir çok ülkesinde ve kentinde devam eden işgal eylemlerine ilişkin yorumda bulunuyor. Zizek, Wall Street'teki kamp alanını ay başında ziyaret ederek bir konuşma yapmıştı. Guardian'daki makalesi de bu konuşmadan izler taşıyor.
Makalenin başlığı "Önce işgal edin, talepler sonra gelir"
Zizek, işgal eyleminin amacı belirsiz diye eleştirildiğini, protestocuların bir sonraki adımları üzerinde düşünmeleri ama düşman bölge üzerine tartışmalardan kaçınmaları gerektiğini savunuyor.
Muhalif söylemleriyle bilinen Zizek, "Protestocuları bekleyen en büyük tehlike, kendilerine aşık olmaları. Karnavallar ucuza çıkar - ama bunların asıl değerini, ertesi güne ne kaldığı belirler, normal gündelik hayatımızın ne kadar değiştiği... diyor ve bir de çağrıda bulunuyor:
"Protestocular yoğun ve sabırlı çalışmaya gönül vermeliler - onlar bir son değil, başlangıçlar. Temel mesajları şu: bir tabu yıkıldı, mümkün olan en iyi dünyada yaşamıyoruz, başka alternatifleri düşünebiliyoruz hatta buna mecburuz."
Yolsuzluğa sevkeden sistem
"Sorun yolsuzluk ya da açgözlülük değil, sorun sizi yolsuzluk yapmaya sevkeden sistemdir."
"Önümüzde uzun bir yol var ve eninde sonunda gerçekten zor sorulara yanıt vermemiz gerekecek. Bunlar ne istemediğimiz üzerine değil, ne istediğimiz üzerine sorular. Mevcut kapitalizmin yerini hangi toplumsal örgütlenme alabilir? Ne türden yeni liderler istiyoruz?
Zizek, Bill Clinton'ın Wall Street protestolarına tepkisini boks maçında tarafların yumrukları önlemek için birbirine sarılmasına benzetiyor. Clinton'ın protestoların amacını belirsiz diye nitelediğini, belli bir amaca ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde başka birilerinin gelip yarattıkları boşluğu dolduracağını savunduğunu anlatıyor ve şu yorumda bulunuyor:
"Bu aşamada direnilmesi gereken ise protestonun enerjisini bir dizi somut, pragmatik talebe dönüştürmemektir. Protestolar hegemonik ideolojide bir boşluk yaratmıştır ama bunu uygun şekilde doldurmak için zamana ihtiyaç vardır çünkü bu gerçek anlamda yeni bir başlangıca gebe bir boşluktur."
Zizek makalesini şu sözlerle tamamlıyor:
"Sessizlik, diyaloğun reddi bizim "terörümüzdür", olması gerektiği kadar kötüye alamet eden ve tehditkardır."
Pakistan'da insansız uçakları aşiret kameraları gözleyecek
Times gazetesi Pakistan'daki aşiret liderlerine ABD'nin insansız uçaklarıyla yol açtığı ölüm ve yıkımları kaydedebilmeleri için, bedava dijital kamera dağıtılacağını yazıyor.
Habere göre insan hakları avukatları bugün toplanacak olan aşiretler meclisi Loya Jirga'da liderlere ilk aşamada 50 kadar kamera dağıtacak.
Liderlerden, insansız uçakların etkilerini kamerayla fotoğraflamaları istenecek, kameralar fotoğrafların nerede ve ne zaman çekildiğini gösterecek.
Gazete, uzaktan idare edilen insansız uçakların Taleban ve El Kaide militanı olduğundan şüphe edilenlere karşı düzenlendiği saldırıların son iki yılda arttığına işaret ediyor.
Ancak Times'ın bildirdiğine göre Veziristan'da yaşayanlar, bölgeye gazeteciler giremediği için ölen masum sivillerin gerçek sayısının da bildirilmediğine dikkat çekiyorlar.
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'den yetkililer, Beyaz Saray'ın varlığını resmen kabul etmediği, insansız uçaklarla düzenlenen saldırılarda sivil ölümlerin çok az olduğunu iddia ediyor ancak yerel halk ve bağımsız araştırmacılar çoğu kadın ve çocuk, yüzlerce kişinin öldürüldüğünü ya da yaralandığını savunuyor.