26 Ocak 2011 Basın Özeti
Abone olFilistin belgeleri: Neden öldürmüyorsunuz? Mısır liderlerinin gazap günü. 'BBC mücevherinin nadide taşı' Dünya Servisi'nde kesinti depremi.
Independent'in manşeti: Önümüzde bela
görüyorum.
Bu ifadenin sahibi İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King. Dün açıklanan veriler ülkede ekonomik iyileşmenin durduğunu ortaya koyuyor.
King de, özellikle bu yıl enflasyonun yüksek seyredeceği tahmininde bulunuyor; ''Eğer maaşlar sınırlanmazsa o zaman faiz oranlarının hızla arttırılması gerekebilir'' diyor.
Independent; daralmanın sürmesi durumunda İngiltere'nin daha bir kaç ay önce çıktığı ekonomik resesyona girmesi endişelerinin şimdi daha yoğun şekilde hissedildiğini kaydediyor.
Filistin belgeleri: Neden öldürmüyorsunuz?
Guardian'ın haftabaşından bu yana yayımlamakta
olduğu Filistin belgelerinde ise, Mahmud Abbas liderliğindeki
Filistin yönetimin Hamas'la mücadelesine İngiltere istihbaratının
katkısına ilişkin ayrıntılar var.
İngiliz istihbaratı ve sivil yetkillilerin hazırladıkları planda ''Filistinli güvenlik birimlerinin dışında İsrail istihbaratıyla doğrudan bağlantısı olan bir görev gücü kurulması, Hamas liderlerinin ve orta kademedeki yöneticilerin enterne edilmesi, geçici olarak etkisiz hale getirilmesi, radyo istasyonlarının kapatılması ve bazı cami imamlarının değiştirilmesi'' gibi öneriler dikkat çekiyor.
Belgeler arasında ayrıca İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz ile Filistinli İçişleri Bakanı Nasır Yusuf arasında geçen çarpıcı görüşmenin tutanakları var.
İki yetkili, El Fetih'in silahlı kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üst düzey liderlerinden Hasan el Madun hakkında konuşuyorlar. 2005 yılında geçen konuşmada Mofaz, Yusuf'a, ''Biz kendisinin adresini biliyoruz.. neden öldürmüyorsunuz'' diye soruyor.
Yusuf'un yanıtı ise, ''Kolay değil, kapasitemiz sınırlı'' oluyor.
Guardian, Madun'un bir kaç ay sonra İsrail tarafından insansız bir hava aracıyla otomobiline düzenlenen saldırı sonunda öldürüldüğünü anımsatıyor.
Mısır liderlerinin gazap günü
Tunus'ta devlet başkanı Zeynel Abidin bin Ali'nin ülkeyi terketmesine neden olan ve Mısır'a sıçrayan gösteriler de gazetelerde geniş şekilde irdeleniyor.
Financial Times, eylemci genç kızların fotoğrafı eşliğinde aktardığı haberinde ''Mısır'ı yönetenler için gazap günü'' başlığını kullanıyor.
Binlerce kişinin katıldığı eylemlerde polisin zaman zaman şiddet kullandığı, olaylarda üç kişinin de hayatını kaybettiği haberdeki ayrıntılardan.
Financial Times, Mısır'da sosyal koşulların Tunus'tan daha ağır olduğunu, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını, gıda fiyatlarının ve genç işsizlik oranlarının yüksek olduğunu kaydediyor.
Hizbullah'ın zaferi
Orta Doğu'da bir başka gösteri de Lübnan'da düzenlendi dün.
Hizbullah'ın desteklediği Necib Mikati'nin hükümeti kurmakla görevlendirilmesi, hükümeti düşen, Batı destekli Saad Hariri yanlılarını sokağa döktü diyor Financial Times.
Daily Telegraph ise Lübnan'daki gelişmeleri başyazısında değerlendirirken, ''Mikati'nin başbakanlığa getirilmesi İran'ın kontrolündeki milis güç Hizbullah'ın bölgenin az sayıdaki demokratik ve laik ülkesinin kontrol altına almasıdır. Uzun ve kanlı iç savaşın yaralarını yeni yeni sarmakta olan Lübnan'da istikrar arayan Batı için ise bir darbedir'' diyor.
'İngiltere'nin küresel etkinliğine darbe'
BBC Dünya Servisi'nin bugün açıklayacağı kesinti planlarına ilişkin ayrıntılar dün gece basına sızdı.
Ve sızan bilgilerin en dikkat çekici olanı da kurumun yayın yaptığı 32 dilden beşini kapatma kararı.
Makedonca, Arnavutça, Sırpça, Karayipler için İngilizce ve Afrika için Portekizce servislerinin kapatılması kararı kesinti planları arasında.
Ayrıca kesintiler BBC Dünya Servisi''nin 2 bin 400 çalışanından yaklaşık 650'sinin işini kaybetmesi anlamına geliyor. BBC yönetimi, 272 milyon sterlin civarındaki bütçesinde 46 milyon sterlin tasarruf yapmak zorunda olduğunu savunuyor.
Times gazetesi, planlar arasında BBC'nin Çin ve Rusya'da kısa dalga radyo yayınlarının sona erdirilmesinin de bulunduğunu kaydederken, kesintiler ve küçülme nedeniyle kurumun haftalık dinleyici sayısının yüzde 20 azalacağı tahminlerini aktarıyor.
Financial Times'ta kesintileri değerlendiren Westminster Üniversitesi'nden Prof. Steven Barnett, kesintilerin İngiltere'nin küresel etkinliğine darbe vuracağı uyarısında bulunuyor ve ''Bu vahşi kesintiler, Dünya Servisi'nin yarattığı dev yumuşak gücün gözardı edildiğini ortaya koyuyor. Önemli bölgelere yayın yapan dil servislerinin kapatılması sadece dinleyicilerin değer verdikleri bir hizmetten mahrum bırakılması anlamına gelmemekte, aynı zamanda İngiltere'nin kendi çıkarlarıyla da çelişmektedir'' görüşünü dile getiriyor.
Yayınına 1939 yılında başlayan BBC Türkçe servisinin kapatılmayacağı, ancak kesintilerden ağır şekilde etkileneceği anlaşılıyor.
BBC mücevherinin nadide taşı
Sendikalar öfkeli. Times'ta görüşlerine yer verilen ulusal gazeteciler sendikası NUJ'in Genel Sekreteri Jeremy Dear, ''Bu değerli ulusal hizmeti hedef alan vahşi kesintilerin sorumlusu, uyguladığı politikalarla İngiltere'de kaliteli kamu hizmetini yerle bir etmekte olan hükümettir'' görüşünü dile getirdi.
BBC Dünya Servisi Genel Müdürü Peter Horrocks ise, bütçelerindeki kesinti nedeniyle planları uygulamak zorunda kaldıklarını artık çabalarını dünya servisinin hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyan ve bu hizmetlerin daha büyük katkı sağladığı diller üzerine yoğunlaştırmaları gerektiğini kaydediyor.
BBC Genel Müdürü Mark Thompson ise Daily Telegraph'taki makalesinde, Dünya Servisi'nin İngiltere kamuoyunda haklı bir ''BBC mücevherinin nadide taşı'' ünvanına sahip olduğunu söylüyor ve servisi ''kemer sıkma zamanlarının talihsiz kurbanı'' olarak niteliyor.
Yine de BBC'nin uluslararası rolünün savunucularının kesintiler nedeniyle karamsarlığa kapılmasına gerek yok Thompson'a göre.
Zira, BBC tarihinde olmadığı kadar küresel düzeyde etkin ve büyümüş durumda dünyada.
Murdoch, İngiltere medyasında hakimiyetini katlama arayışında
Gazetelerde geniş irdelenen konulardan biri de medya devi Rupert Murdoch'un ortağı olduğu BSkyB şirketinin tamamını satın alma girişimiyle ilgili tartışma.
Independent'in haberine göre, İngiltere'de yayın kuruluşlarını denetlemekle görevli kurum olan Ofcom, Murdoch'un şirketin tamamına sahip olmasının kamu çıkarına aykırı olacağı uyarısında bulunurken, müzakerelerde son sözü söyleyecek olan hükümetin konuyu bir de rekabet kurulunun incelemesi talimatı vermesi bekleniyordu.
Ancak Kültür Bakanı Jeremy Hunt, önce Ofcom'un kaygılarını gidermesi için Murdoch'a süre vermeyi tercih etti. Şirketin gazete ve televizyonların yayınlarında editoryal bağımsızlığını garanti altına alacak bir yayın kurulu kuracağı güvencesi verebileceğini kaydeden Independent, muhalefetin ise dosyanın geciktirilmeden rekabet incelemesine tabi tutulması çağrısı yaptığını kaydediyor.
Ofcom, Murdoch grubunun yayınların tamamının kontrolünü ele geçirmesi durumunda İngiltere'de Sky grubunun haberdeki payının yüzde 39'dan yüzde 51'e çıkması anlamına geleceği saptamasına yer vermiş raporunda.
Bu da, İngiliz medyasında çeşitliliğin azalması anlamına gelecek.