26 Haziran 2012 Basın Özeti
Abone olFinancial Times bu sabah başyazısında Suriye'nin Cuma günü Türk savaş uçağını düşürmesi konusunda Türkiye’nin NATO toplantısı talep ederek yalnız hareket etmek yerine ortak bir cevap verme tutumunu övgüye değer buluyor.
Financial Times bu sabah başyazısında Suriye'nin Cuma günü Türk
savaş uçağını düşürmesi konusunda Ankara'nın tavrını irdeleyen bir
yoruma yer veriyor.
Mayıs 2010’da Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail operasyonundan sonra Başbakan Erdoğan’ın tutumunu hatırlatan yorumda, “Türkiye’nin Başbakanı duygularını bastırabilen biri olarak tanınmaz” diye yazıyor.
Erdoğan baskını “kanlı katliam” olarak nitelemiş ve “Kimse Türkiye’nin sabrını denemesin uyarısında bulunmuştu” diye hatırlatan yazı, bu defa Erdoğan’ın daha temkinli olduğunu vurguluyor.
Analiz, Türkiye’nin NATO toplantısı talep ederek yalnız hareket etmek yerine ortak bir cevap verme tutumunu övgüye değer buluyor.
Görüşmelerin karşı savunma maddesi üzerinden yapılmayacak
olmasının, en azından şimdilik Türkiye’nin tepkisinin diplomatik
düzeyde devam edeceğine işaret ettiği vurgulanıyor.
Mısır’da Mursi Dönemi
Ilımlı İslamcı olarak addedilen Mısır’ın yeni başkanı Muhammed Mursi ile ülkenin nasıl bir geleceğe yöneldiğine dair analiz haberleri ve yorumlar yine gündemde dikkat çekiyor.
Guardian bu sabah Mursi’nin başkan ilan edilmesinin ardından Tahrir Meydanı gibi piyasalar ve borsaya da bir sükûnet geldiğini yazıyor.
Gazete bu sakinliğin ardından esas mücadelenin kapıda olduğunu da ekliyor.
Karısı ile birlikte ölüm döşeğinde olduğu söylenen devrik lider Hüsnü Mübarek’in 30 sene boyunca yaşadığı başkanlık konutunu gezen Mursi’nin kutuplaşmış bir atmosferde göreve başladığını söylüyor Guardian.
Haberde “Mursi kutuplaşmış bir atmosferde Müslüman Kardeşler’in ülke için planları, farklı görüşler arasında uzlaşma sağlanması ve hastalıklı bir ekonomi konusundaki korkuları dindirme gibi zor görevlerle karşı karşıya” ifadeleri göze çarpıyor.
Bu arada Guardian’da Ahdaf Sueif imzalı köşe yazısı eski rejimin yeniden hortlamasından korktukları için isteksizce Mursi’ye oy verenlerin, Mursi’nin yaptığı ilk başkanlık konuşmasının ardından daha umutlu olduğunu söylüyor.
Sueif yazısında “Hepimiz Pazar günü Mursi’nin ilk ulusa sesleniş konuşmasını dinlediğimiz için sokaklar boştu. Yeni başkan mesajı almış görünüyordu. Kendisini tüm Mısır’ın başkanı olarak gördüğünü tekrarladı durdu. Müslüman Kardeşler adayı olarak endişelenmeleri için özel bir nedenleri olduğunu düşündüğü Hristiyanlardan ve kadınlardan bahsetti. Yani söylemesini istediğimiz pek çok şeyi söyledi” diyor.
Özetle Guardian hem analiz haberinde hem de Sueif imzalı köşe yazısında Mursi’nin deneme sürecinde olduğuna vurgu yapıyor.
Financial Times da Mursi’nin başkanlığının ilanının ardından Mısır borsalarındaki hızlı yükselişe yer veriyor.
Gazete Mursi’nin karısıyla yaptığı başkanlık sarayı turunun, Mübarek döneminde iktidarın yakınına yaklaşamadan hapishanelere atılan İslamcıların çalkantılı yolculuklarının sonu olduğuna işaret ediyor ve bu durumun borsalar üzerindeki etkisinin sabahın ilk saatlerinde yüzde 6.07’lik bir artışla kendisini gösterdiğini yazıyor.
Bu arada Roula Khalaf imzalı yorum yazısı da Mısır’ın önünde aynen geçtiğimiz yıl boyunca olduğu gibi umut ve umutsuzluk arasında gidip gelen çetin bir geçiş süreci olduğuna işaret ediyor.
Khalaf Mursi’nin ordu ve partisinin talepleri arasında bir denge kurmak durumunda kalacağını ve Mısır’ı tarifi ve sınırları net olmayan bir yetki ile yönetmek durumunda olduğunu hatırlatıyor.
Ancak Independent Robert Fisk imzalı yorumda “Mursi’nin zaferi ne Mısırlılar arasında korkuyu azaltabildi ne de orduyu dizginleyebildi” diye yazıyor.
Fisk yazısına Kahire’de bir kahvede Hristiyan bir kadının masasına gelerek “Az önce kilisedeydim. Hiç bu kadar boş olduğunu hatırlamıyorum. Hepimiz çok korkuyoruz” dediğini anlatarak başlıyor.
Mursi’nin dengeleri gözeten başkanlık konuşmasının Batı’da hoş karşılandığını, zira Mursi’nin mesajlarının Batı’nın Orta Doğu tarifiyle uyuştuğunu söylüyor Fisk.
Yazı şöyle devam ediyor: Açıkça söylemek gerekirse, Mursi Mısır demokrasisine giden yolda kuyruğuna bağlanmış teneke kutularla çangırdayarak ve eski Mübarek yanlıları ve iş dünyası elitleri ve elbette ki Hristiyanlar arasında korku ve şüphe iç içe geçerken yürüyecek. Bu arada Ordu’nun Yüksek Şura’sının üniformalı buldogları Mısır’da herhangi bir başkanın sahip olması gereken yetkileri ısırarak azaltmaya devam edecek.”
Arap Baharı İngiltere’yi tehdit ediyor
İngiltere gündeminde öne çıkan bir başka haber ise İngiliz güvenlik teşkilatlarından MI5’in başkanının yaklaşık bir sene önce başlayan Arap Baharı ile birlikte İngiltere doğumlu yeni bir terörist kuşağı yetiştiği konusundaki uyarıları.
Daily Telegraph “Arap Baharı yeni bir İngiltere teröristleri kuşağı doğuruyor” başlıklı haberinde MI5 şefinin El Kaide’nin Libya, Mısır ve Yemen gibi çalkantılı süreçlerden geçen ülkelere yerleşerek Birleşik Krallık’ta olası saldırılar için yeni bombacılar eğittiği konusundaki açıklamalarına yer veriyor.
Gazete Jonathan Evans’ın terörist grubun İngiliz cihat yanlılarının Libya ve Mısır gibi ülkelerde eğitim aldıklarını bildiklerini iddia ettiğini yazıyor.
Daily Telegraph Evans’ın iki sene sonra ilk defa basına yaptığı açıklamada, “Daha yeni ve endişe verici bir gelişme var ki bu kişiler İngiltere’ye saldırı düzenlemek için dönebilirler” dediğini ekliyor.
Daily Mail ise haberi “Arap Baharı’ndan İngiltere’ye terör tehdidi” başlığıyla veriyor ve Evans’ın Muammer Kaddafi rejimine karşı savaşmak üzere İngiltere doğumlu pek çok Libyalı-İngiliz’in bölgeye döndüğünü hatırlattığını söylüyor.
Daily Mail haberinde Eavns’ın Arap Baharı’nın daha demokratik süreçlerin umudu olduğunu ifade ettiğini ve Olimpiyatlarda güvenlik sıkıntısı olmadığını da ekliyor.