26 Ekim 2012 Basın Özeti
Abone olİngiltere basınında bugün Türkiye’nin Suriye politikası ilgili analizler, Türkiye'de açlık grevindeki mahkûmlara dair bir makale ile İran ve ABD'nin İran konusundaki uzlaşmazlığına ilişkin bir haber öne çıkıyor.
İngiliz basınında bu sabah, Türkiye’nin Suriye politikasına dair
analizler dikkat çekiyor.
Guardian gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Bakü’de yaptıkları görüşmenin Suriye politikalarına etkisi olabileceğini yazıyor.
Simon Tisdall’ın kaleme aldığı makalede, bir yıldan uzun bir süredir Suriye krizinde farklı tarafları destekleyen iki ülkenin, askeri müdahale seçeneğinin rafa kalkmasıyla krizin çözümüne dair ortak çıkarları paylaştığı belirtiliyor.
Yazara göre, Şam’ın ateşkes ilan etmeyi kabul etmesi, İran ve Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik yaklaşımlarındaki değişikliğin sonucu olabilir.
Tisdall bunun, Amerika, Birleşmiş Milletler veya herhangi bir
etkin uluslararası müdahalenin yokluğunda, Türkiye’nin Suriye’deki
çıkmaza yönelik yeni bir bölgesel çözüm arayışını yansıttığını
söylüyor.
Guardian yazarı şu ifadeleri kullanıyor:
“Türkiye, Suriye’deki yangından büyük yaralar aldı. Sınırda tampon bölge oluşturulması, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi ve silahlı bir insani müdahale taleplerini reddeden Washington ile Avrupalı NATO müttefikleri tarafından yüz üstü bırakılmış gibi hissediyor.”
Sınırda karşılıklı top atışları yapıldığına ve Türkiye’nin Rusya’dan Suriye’ye gitmekte olan uçağı zorla indirdiğine de değinen gazete, Ankara’nın yön değiştirdiğini yazıyor.
Gazete bu savını şu sözlerle dile getiriyor:
“Hükümetin yöntemini değiştirdiğine dair açık işaretler var. Türkiye, komşuları İran, Rusya ve hatta belki Irakla ilişkilerini onararak bölgesel güçler tarafından da güvenceye alınacak şekilde Suriye’de bağlayıcı bir çözüm arıyor ve ayrımı giderek derinleşen Şii-Sünni gruplar arasında köprü kurmayı umuyor.”
Davutoğlu: Hergün kendime kanı durdurmak için ne yapılır diye sordum
Guardian yazarına göre Türkiye’nin bölgesel yaklaşımı İsrail’i de içine alabilir.
Gazeteye konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye’nin ‘her zaman bölgesel yaklaşıma inandığını ve Rusya’nın çözümün parçası olacağına dair iyimser olduklarını’ söyledi.
Gazete, Suriye politikasının başarısız olduğu söylemlerine karşı çıkan Davutoğlu’nun şu sözlerini aktarıyor:
“Her gün kendime, bu dökülen kanı durdurmak için daha fazla ne yapılabilir diye soruyorum. Biz her şeyi yaptık.”
Guardian gazetesi, makaleyi Davutoğlu’nun ‘Suriye’deki rejimin devam edemeyeceği ve yeni seçilecek hükümetin Türkiye’nin en iyi dostu olacağına’ dair sözleriyle sonlandırıyor.
Türkiye tökezledi mi?
Financial Times gazetesinde de ‘Türkiye Şam yolunda tökezledi’ başlıklı bir analiz dikkat çekiyor.
Gazete yazarı Philip Stephens’ın imzasını taşıyan makalede, AKP hükümetinin muhalefete hoşgörüsüz olduğu ve medyada muhalif sesleri susturduğu yazıyor.
Türkiye’nin Libya’da Kaddafi karşıtlarını desteklemeye yanaşmadığı, aynı hatayı Suriye’de de yapmak istemediği için olasılıkları hesaplamadan Şam rejimini devirmeye çalıştığı belirtiliyor.
Gazete, Erdoğan’ın Esad yanlısı güçleri hafife aldığını, Amerika’nın kanın yayılması ve Şam rejiminin sona ermesine yönelik arzusunu ise fazla ciddiye aldığını yazıyor.
Yazara göre, kısa bir süre öncesine kadar Amerika’nın bölgeden elini çekmesini memnuniyetle karşılayan Türkiye, şimdi ise Amerika’nın bölgede liderliğe yanaşmamasından üzüntü duyuyor.
Financial Times, tampon bölge kurulmasını isteyen Türkiye’ye ‘çıkarları olmadığı için’ Amerika’dan destek gelmediğini yazıyor.
Özellikle Irak Savaşı sonrası Amerika ve Avrupa’nın Orta Doğu siyasetinde belirleyici olma umudunda olmadığı belirtilen makalede, “Ama bu, Türkiye ya da başkasının bu rolü üstlenecek kadar güçlü olduğu anlamına da gelmiyor” deniyor.
'Hizbullah Suriye'de savaşıyor'
Independent gazetesinin iç sayfalarında yer alan özel bir haberde, Lübnan’daki Hizbullah güçlerinin Suriye sınırından geçip muhaliflere karşı operasyonlara katıldığı iddiası yer alıyor.
Gazeteye konuşan bir Özgür Suriye Ordusu üyesi ve bölge halkı Hizbullah üyelerinin Ekim ayı ortasından bu yana büyük bir saldırı düzenlediğini iddia ediyor.
Gazete, Hizbullah’ın Şam rejimine destek olmak için yeni savaşçılar da gönderdiğine dair kanıtlar olduğunu belirtiyor.
Independent’ın konuştuğu Özgür Suriye Ordusu askerleri, Suriye topraklarında 13 Hizbullah üyesi ele geçirdiklerini iddia ederken, Hizbullah’ın bölgeden çekilmemesi durumunda intikam için Beyrut’un güney bölgelerine saldıracaklarını söylüyor.
‘Erdoğan, açlık grevine kayıtsız’
Guardian gazetesinde, Türkiye genelindeki 58 cezaevinde PKK ve PJAK’lı 65 hükümlünün başlattığı açlık grevine dair bir haber dikkat çekiyor.
“Türkiyeli Kürtlerin cezaevindeki açlık grevi, Erdoğan hükümetini harekete geçiremiyor” başlığıyla yayımlanan haber, AKP hükümetinin 43’üncü gününe giren grevle ilgili hiçbir yorum yapmadığını, hükümet yanlısı medya organlarının da meseleyi görmezden geldiğini yazıyor.
Guardian gazetesi, Arap Baharı ile birlikte Türkiye’nin demokratik bir model olarak öne çıktığını belirtirken, “Ama ülkenin Kürt azınlığa yönelik tutumu bu övgünün haklılığına dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor” diyor.
Gazeteye göre, son aylarda artan şiddetin yanı sıra ‘AKP’nin saldırgan tutumu’ Kürt meselesini çıkmaza sürüklüyor.
12 Eylül’de 65 hükümlü ve tutuklu tarafından başlatılan ve ülke çapında 690 mahkûmun eylemi desteklediğini yazan Guardian gazetesi, açlık grevindeki mahkûmların dövüldüğü, yalnızlaştırıldığı, B1 vitamini ile tuz ve şekerli su verilmediğine dair haberlere de yer veriyor.
İngiltere ve ABD arasında İran anlaşmazlığı
Guardian gazetesi manşetine İngiltere ve Amerika arasında İran konusunda yaşanan anlaşmazlığı taşıyor.
Gazetenin özel haberinde, Körfez’deki birliklerini güçlendirmek için İngiliz üslerini kullanmak isteyen Amerika’ya Londra’nın ‘hayır’ cevabı verdiği belirtiliyor.
Haberde, kararın İran’a yönelik ‘önleyici saldırı’nın uluslararası hukukun ihlâli sayılacağı gerekçesiyle alındığı yazıyor.
Amerikalı diplomatların Güney Kıbrıs’taki İngiliz üslerini de kullanmak istediği haberde dikkat çekilen maddelerden.
İngiltere hükümetinin Amerikalı yetkililere, gizli bir yasal tavsiye belgesi ile, nükleer silah ürettiğine dair planları olduğu iddiasını reddeden İran’ın ‘mevcut durumda açık bir tehdit olmadığı’ cevabını verdiği belirtiliyor.
Gazeteye konuşan kaynaklar Amerikalı yetkililerin İngiltere hükümetine henüz resmi bir talepte bulunmadığını ifade ediyor.
Bruni’den First Lady’ye ‘evlen’ tavsiyesi
Fransa’nın yeni First Lady’si Valerie Trierweiler’in özel hayatına ilişkin söylentilerin artması üzerine eski First Lady Carla Bruni’den ‘evlen’ tavsiyesi geldi.
Guardian gazetesinde yer alan haberde, Bruni’nin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın gazeteci sevgilisine verdiği tavsiyeler yer alıyor.
Bruni’nin Fransız Elle dergisine verdiği mülakatı aktaran gazete, eski First Lady’nin şu sözlerini sayfalarına taşıyor:
“Yalnızca kendi deneyimlerimden bahsedebilirim. Ama bence devlet başkanının meşru karısı olmak sevgilisi olmaktan daha kolay… Belki yanılıyorumdur ve onların tercihi modern bir tercihtir ama benim açımdan bakınca, Nicolas’la evlendikten sonra hakkımdaki endişelerin giderildiğini hissettim.”
Yeni Cumhurbaşkanı Hollande’la yedi yıldır birlikte olan gazeteci sevgilisi hakkında ‘aşk üçgenine dahil olduğu’ ve Hollande’ı önceki birlikteliğinden ayırdığı söylentileri vardı.
İngiltere’de göçmenler doğum oranını arttırdı
Daily Telegraph gazetesinden yer alan bir haber, İngiltere’de son on yılda artan doğumların göçmen ailelerin artmasıyla ilgili olduğunu yazıyor.
Son on yılda doğan her dört çocuktan birinin annesinin yabancı olduğuna dikkat çekilen haberde, 2001’den bu yana çocuğu olan göçmenlerin sayısının artmasıyla ülkede doğum oranının rekor seviyeye ulaştığı belirtiliyor.
Gazete, bunu, Polonya, Pakistan ve Hindistan’dan gelen göçmenlerin sayısının artmasına bağlıyor.
İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu verilerine göre geçen yıl 808 bin doğum gerçekleşti, 2001’de ise bu rakam 670 bindi.
Son iki yılda İngiltere’de doğum yapan yabancı annelerin oranı yüzde 4 oranında arttı.
Haberde, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın göçmen sayısını on binlere indirme sözü verdiği de hatırlatılıyor.
Assange: Astronot gibiyim
Independent gazetesi Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nde ikamet eden Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın “Astronot gibi yaşıyorum” sözlerini aktarıyor.
Hakkında tutuklama kararı bulunan İsveç’e iadesi istenen ve bu nedenle Haziran ayından beri büyükelçilik binasından çıkmayan Assange, kısıtlı yaşam alanı nedeniyle kendisini yeryüzünün yörüngesine takılmış bir astronota benzetiyor.