26 Ağustos 2011 Basın Özeti
Abone olEconomist Kürt sorununundaki son gelişmeleri ve Türkiye'nin Kuzey Irak harekatını yorumluyor.
Economist dergisi, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK kamplarını
hedef alan hava saldırılarından fazla sonuç alamayacağını öne
sürüyor.
Derginin analizinde özetle şöyle deniyor:
"Bölgede yaklaşık 3 bin Kürt köyünün boşaltılıp yıkıldığı,
muhaliflerin işkence gördüğü ve yargısız infaz kurbanı olduğu
1990'lı yıllarınkini hatırlatan bir manzara var. Ama o tarihten
beri, Erdoğan iktidarı altında Türkiye'deki 14 milyon Kürt'ün
koşulları daha iyi oldu."
"Devletin Kürtlerle ilişkisinde yaptığı "hataları" ilk kabul eden lider olan Erdoğan, bir dizi önemli reformla, Kürtlerin yasaklı ana dilleri üzerindeki sınırlamaları hafifletti, yoksul bölgelere para döktü ve PKK'nın hapisteki lideri Öcalan'la gizli görüşmeler başlattı. 2009'da PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak bir anlaşma, olasılık dahilindeydi."
'Erdoğan Kürtlerin taleplerinden usandı'
"Ancak bir dizi PKK saldırısından sonra bu çöktü. Fakat hükümet,
12 yıldır hapiste olmasına rağmen PKK üzerindeki hakimiyeti büyük
ölçüde koruyan Öcalan'la konuşmaya devam etti. Geçtiğimiz ay
militanlar şiddeti tırmandırıp 40'dan fazla asker ve polisi
öldürünce her şey değişti."
Türkiye'nin operasyonlarda 100 kadar militanın öldürüldüğü
açıklamasını PKK'nın reddettiğini, Ankara'nın da operasyonlarda
Kuzey Iraklı sivillerin öldüğü yolundaki haberleri örgüt
propagandası olarak nitelediğini hatırlatan Economist, şöyle devam
ediyor:
"PKK'ya karşı savaşında Ankara'yı destekleyen ABD'nin rahatsızlığı
da artıyor. Türkiye ile Iraklı Kürtler arasındaki ilişkilerin iyi
olması ABD'nin Irak'ta istikrarı sağlama çabaları açısından hayati
önem taşıyor. Ama Türkiye, saldırıları sürdürmekte ısrar edeceğini
söylüyor."
"Türkiye, bu operasyonlardan ne elde etmeyi umabilir? Muhtemelen
çok fazla bir şey değil. Daha önceki sınır ötesi operasyonlarda
PKK'nın kamplarına zarar verildi, birçok militan öldürüldü. Ama
militanlar, daha kalabalık olarak gelmeye devam ediyorlar."
"Orduyla polis arasındaki koordinasyon eksikliği ve güvensizlik
de işleri kolaylaştırmıyor. Kürt sorunun sadece askeri yöntemlerle
çözülemeyeceğini kabul eden Erdoğan, reformlara devam edeceğini
açıklamıştı. Ama yakın çevresi Başbakan'ın Kürtlerin ısrarlı
taleplerinden usandığını söylüyor."
"BDP'nin talep listesi bölgesel özerklik, Kürtçe eğitim, PKK
savaşçıları için af ve sadece PKK'lıları değil tüm muhalifleri
hapse gönderen yasaların kaldırılmasını da içeriyor. Erdoğan, yeni
anayasada bu taleplerin bazılarına yer vermek zorunda kalacak.
Ancak üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Erdoğan bu taleplerin
tümünü karşılasa bile şiddetin durmayacağını söylüyor."
"Bölgedeki gerçek sıkıntılardan güç alarak ortaya çıkan PKK, o zamandan bu yana Avrupa ve Orta Doğu'ya yayılan, örgütlü suçla ve Türk güvenlik güçleri içindeki yozlaşmış unsurlarla bağlantısı olan karmaşık bir şebekeye dönüştü. Suriye ve İran da PKK'yı Türkiye'ye karşı koz olarak kullandı."
"Türk istihbaratı Çukurca saldırısını Suriyeli bir PKK komutanının planladığını söylüyor. Ilımlı bir isim görülen ve Türkiye'yle sonuçsuz kalan anlaşma için çaba harcayan Karayılan da kayıp. Karayılan'ın İranlıların elinde olduğu söyleniyor. Ama tüm bu spekülasyonlar içinde bir gerçek öne çıkıyor: Kürtler ve sorunları daha uzun süre gündemde olacak."
'Kaddafi işgalden korkuyordu'
Guardian, manşetindeki özel haberde gizli belgelere dayanarak,
Libya hükümetinin son aylarında olası gördüğü bir Batı işgalini
engellemek için yoğun bir lobi faaliyeti yürüttüğünü yazıyor.
Gazeteye göre, Eylül sonunda ya da Ekim başında işgalin
başlamasından korkan Kaddafi yönetimi bu çabalar çerçevesinde ABD
ve dünya komuoyunu etkilemeyi hedefledi, Obama'dan başlayarak
uluslar arası kanaat oluşturucularla temas kurmaya çalıştı.
Kaddafi, NATO'nun Libya mühalesine karşı çıkan Demokrat Kongre
üyesi Dennis Kucinich'i Trablus'u Trablus'a getirmek için çaba
harcadı. Libya hükümeti Kongre üyesine seyahat harcamaları ve
barınma dahil tüm seyahat masraflarını ödemeyi teklif etti. Bu
ziyaret gerçekleşmedi ve Kucunich Suriye'ye gitti. Kucunich, davet
konusunda Libya Başbakanı'yla konuştuğunu ancak güvenlik
kaygılarıyla gitmekten vazgeçtiğini söyledi.
Libya Başbakanı 23 Haziran'da Obama'ya gazetenin ifadesiyle
"dalkavukça" bir mektup yazarak, nazik bir dilde, Amerikan
hükümetinin isyancıları memnun etmek için Libya devletinin mal
varlıklarına el koyma kararından şikayetçi oldu.
Guardian bir başka haberinde de isyancıların bir komutanına
dayanarak, Kaddafi'nin memleketi saldırıya hazırlanan isyancıların
Libya topraklarında bulunan Fransız ve İngiliz özel birliklerinden
yardım aldığını yazıyor. Gazeteye göre, özel birlikler hava
harekatlarını yönlendiriyor ve isyancıların koordinasyonunu
sağlıyor.
'Apple bir şirket değil, dindir'
Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan, elektronik devi
Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un sağık sorunları nedeniyle şirketin
icra kurulu başkanlığından istifası gazetelerde önemli yer buluyor.
Independent "Apple'ı dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline
getiren Jobs o kadar önemli bir güçtü ki yerini ancak dört kişi
doldurmaya çalışacak" diyor.
Gazete, Advanced Media Ventures adlı şirketin kurucusu Shelly
Palmer'ın " Apple bir din. Bir şirket değil. Mezhepler ve dinler,
kurucularından sonra da devam ederler." dediğini aktarıyor.
Guardian, "Bilgisayar ve tasarım gurusu" olarak nitelediği Jobs'u
yerine gelen yeni CEO Tim Cook'un, Apple'ın değişmeyeceği mesajını
verdiğini aktarıyor.
'BBC muhabiri ABD kurşunuyla mı öldü?'
Daily Telegraph, 28 Temmuz'da Afganistan'da Taliban'ın üstlendiği bir intihar saldırısında ölen 25 yaşındaki BBC muhabiri Ahmed Omid Pulvak'ın Amerikan askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmiş olabileceğini belirtiyor.
Olayla ilgili olarak başlatılan bağımsız soruşturma raporunda Pulvak'ın intihar eylemcilerinin saldırısından kurtulup, hemen olay yerine gelen Amerikan askerlerinin silahlarından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği kaydediliyor.