25 Ocak 2012 Basın Özeti
Abone olDaily Telegraph'tan Türkiye'ye çifte standart suçlaması, Fransa'nın Cezayir katliamı sansürü ve Esad'ı istifaya zorlama girişimleri.
Daily Telegraph gazetesi Fransız Senatosu'nun Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasına ilişkin yasa teklifini kabul etmesini değerlendirdiği başyazısında Türkiye'yi çifte standartlı davranmakla eleştiriyor:
Yazıda özetle söyle deniyor:
'Pamuk katliam dediği için yargılandı'
"Türkiye'nin görüşlerine sempatiyle bakıyoruz. Ne kadar nahoş olursa olsun bir fikrin dile getirilmesinin yasaklanması ifade özgürlüğüne aykırıdır. Ama bu konuda Türkiye de aynı derecede kusurludur. Türkiye, katliamlardan bahsettiği için Nobel ödüllü Orhan Pamuk'u Türklüğe hakaretten yargılamıştır. Bu yüzden aynı şeyi yaptığı için Fransa'yı kınayamaz.”
“Bu gazete geleneksel olarak Türkiye'yi desteklemektedir. Rus yayılmacılığına karşı Osmanlının mücadelesini destekledik. 1878'de Balkan politikası yüzünden Gladstone'la ters düştük. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmasını savunduk. Bir dost tavsiyesinde bulunarak Türkiye'ye mezalimin nasıl tanımlandığı konusunda daha az hassas olmasını, bunun yerine, olanların ne kadar korkunç olduğunu kabul etmeye daha fazla gönüllü olmasını öneriyoruz."
Independent gazetesi, teklifin Senato’da onaylanmasından sonra Türkiye'nin misillemede bulunmaya hazırlandığını, bu çerçevede Fransız şirketlerinin ihalelerden dışlanmasına, Fransız savaş uçakları ve gemilerinin Türk hava sahası ve karasularına girmesinin yasaklanmasına kadar bir dizi adımın değerlendirildiğini aktarıyor.
Ancak gazete, "Türkiye'nin kendine zarar vermeden Fransa’ya yapabilecekleri sınırlı. Fransa, Türkiye'nin beşinci en büyük ihraç pazarı ve iki ülke arasındaki ticaretin geçen yılın ilk 10 ayındaki büyüklüğü 13,5 milyar dolar" diyor.
'Fransa kanlı sömürgecilik geçmişini gizlemeye çalışıyor'
Times gazetesi, Fransa hükümetinin, resmi bir metinde Cezayir'in bağımsızlığı sırasındaki şiddet olaylarını sansürlediğini aktarıyor. Gazete, "Fransa, kanlı sömürgecilik geçmişini saklamaya çalışmakla suçlanıyor" diyor.
Times'a göre, yetkililer, saygın bir Fransız tarihçi tarafından kaleme alınan metni sansürleme kararını, Cezayir'in kaybının modern Fransa'da travma kaynağı olmaya devam etmesiyle açıkladılar.
Haberde "Hükümeti bu konuda eleştirenler, Fransa’nın eski sömürgeleriyle ilişkilerini iyileştirmek istiyorsa gerçekle yüzleşmesi gerektiğini söylüyor" deniyor.
Times sansür krizinin Fransa ile Cezayir arasında, Cezayir'in bağımsızlığının 50'nci yıldönümü nedeniyle yaşanan gerginliği artırdığına dikkat çekiyor.
Habere göre, Fransa Hükümeti Toulouse Üniversitesinden tarihçi Guy Perville'den, Cezayir savaşıyla ilgili bir yazı kaleme almasını istedi.
Perville resmi yıllığa girecek bu yazısında düşmanlığı sona erdirmeye yönelik bir anlaşmayla başlayan bağımsızlaşma sürecinin nasıl cinayet, adam kaçırma ve terör saldırılarıyla son bulduğuna ilişkin objektif bir değerlendirme yaptığını ancak bunların sansürlenerek makalesinin bir zafer yazısına dönüştürüldüğünü söyledi.
Prof. Perville 40 yıllık kariyerinde ilk kez sansüre uğradığını belirtti. Edebiyat eleştirmeni Pierre Assouline Kültür Bakanlığı'nı "bayağılıkla" suçlarken Fransa Ulusal Arşiv Dairesi Başkanı Herve Lemoine, metni sansürlemek zorunda kaldığını çünkü Cezayir savaşının tamamen tarafsız bir gözle bakılamayacak kadar hassas bir mesele olmaya devam ettiğini söyledi.
Sarkozy: Siyaseti bırakım
Financial Times Fransa'da 3 ay sonra yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili bir haberde, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin kaybetmesi halinde siyaseti bırakacağını söylediği aktarılıyor.
Gazeteye göre Sarkozy bu açıklamasıyla seçimlerde kaybedebileceği endişesini de ilk kez açığa vurdu. Nitekim son anketler ve Sarkozy'nin rakibi Sosyalistler'in başkan adayı François Hollande'ın Pazar günkü mitingde yaptığı gövde gösterisinden sonra Elysee Sarayı'nda yenilgi endişesinin arttığına dikkat çekiliyor.
Pazar günü yayımlanan bir anket, Sarkozy'nin politikalarına onay verenlerin oranının yüzde 32'ye kadar düştüğüne işaret ediyor. Başka bir anket ise Sarkozy'nin işsizlik ve kamu borçları bazı konularda Hollande'ın gerisine düştüğünü gösteriyor. Bu ayın başlarında Fransa'nın kredi notunun düşürülmesinden sonra desteği iyice azalan Sarkozy'nin birkaç gün içinde ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir plan açıklaması bekleniyor.
'Esad'ı istifaya zorlama seferberliği'
Guardian gazetesi, Batılı ülkelerin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın istifasını sağlamak için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nezdindeki çabalarını yoğunlaştırdığını yazıyor.
Gazeteye göre, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve İngiltere bu konuda Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisi bulunan beş daimi üyesinden biri olan Rusya'yı ikna etmeye çalışıyor.
Guardian'a göre, Batılı ülkeler fiilen Esad yönetimine yaptırım uygulanmasını sağlamaya yönelik girişimlerinden vazgeçti. Şimdi bu ülkeler 10 aydır devam eden krizde siyasi çözüm arayışında. Yeni yaklaşım, Arap Birliği'nin Pazar günü açıkladığı yeni planı temel alıyor.
Bu planda, Esad'dan yetkilerini yardımcısına devrederek çekilmesi ve muhalefetle yapılacak görüşmelerden sonra bir ulusal birlik hükümeti kurulması öngörülüyor.
Suriye 'İçişlerimize karışılıyor' diyerek planı reddetmiş ve Arap ülkelerini sorunu uluslararası bir meseleye dönüştürmeye çalışmakla suçlamıştı.
Gazeteye göre, Rusya'nın destek vermesi halinde gelecek ayın başlarında, Esad'ı istifaya zorlayacak bir karar çıkarılması hedefleniyor.
'Rusya Suriye'de Libya'daki hatasını tekrarlamayacak'
Ancak Financial Times gazetesi, Libya'da yaşananlardan sonra Suriye meselesinde dikkatli davranmaya çalışan Moskova'nın Şam'a yaptırımlara destek vermediği gibi Esad'ın kınanmasına bile karşı çıktığını aktarıyor.
Arap Birliği Esad'ı istifaya çağırırken Rusya'nın, müttefiki Suriye'ye 550 milyon dolar karşılığında 36 savaş uçağı satacağını açıkladığını belirten gazete, Moskova'nın bu tavrında bir ölçüde Libya senaryosunun tekrarlanmasını önleme çabasının rolü olduğunu vurguluyor.
Gazete şöyle diyor:
"Moskova, Birleşmiş Milletler'in Libya üzerinde uçuş yasağı uygulanması kararında çekimser kalmıştı. Libya lideri Muammer Kaddafi'nin devrilmesine katkıda bulunan bu karar Rusya için diplomatik ve ticari bir fiyasko oldu. Libya'daki yeni hükümet şimdi, hükümetlerinin eski rejime destek vermesi nedeniyle Rus ve Çin firmalarını cezalandıracağını söylüyor."
"Ama Kremlin, hatasının yanlış ata oynamak değil, aksine Kaddafi'yi güçlü bir şekilde desteklememek olduğunu düşünüyor. Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev, aslında Libya'da sivillerin korunması amacıyla çıkarılan ancak sonradan klasik rejim değiştirme senaryosuna dönen Birleşmiş Milletler kararında çekimser oy kullandığı için eleştirilmişti."