Gördüğüm, konuştuğum herkes "'Erdoğan hakkındaki bomba
kaset 25 Mart'ta yayınlanacak' iddiasını ilk olarak ortaya atan
sendin. Kaset neden yayınlanmadı?" diye soruyor.
Hepsine tek tek cevap verdim, bir de buradan anlatayım.
Kasetteki konuşmaları dinleyen haber kaynağım, 25 Mart gecesi bana
attığı bilgi notunda hem kasetin içeriğini, hem kimin internette
servis edeceğini, hem de kasetin yayın saatini bana tüm
ayrıntılarıyla anlattı.
Haber kaynağımın anlattığına göre kasette Başbakan Erdoğan,
Abdullah Öcalan'ın özel bir jetle Oslo'ya götürülmesi için talimat
veriyor. O görüşmede Öcalan da müzakere masasında yer alıyor.
Ayrıca kasette Öcalan'a hapisten çıkacağı ve Güneydoğu'nun
özerkliği ile ilgili garanti verildiği şeklinde diyaloglar var.
Yalnız 25 Mart akşamı sadece bir kaset yayına verilmeyecekti. Yani
yayınlanacak bir kaset daha vardı.
O kasette ise Erdoğan'ın daha önceki seçimlerde nasıl hile
yaptığına dair iddialar yer alıyor. Bu sandıklarda daha önce AK
Parti lehine atılan oyların olduğu iddiası var. Bununla ilgili bir
ses kaydı yer alıyor.
Aldığım bu bilgilerden sonra sosyal medyada kaseti yayınlayacak
olan kişinin ismini vererek detayları paylaşmaya başladım.
Olan bundan sonra oldu!
Deşifre olduğunu anlayan şahıs çevresindeki herkesi sorgulamaya,
kimin kendisini ihbar ettiğini bulmaya çalıştı. Haliyle kasetin
yayınlanması sekteye uğradı.
Mesela her perşembe akşamı toplandıklarını ve yayına verilecek
kasetlerle ilgili karar verdiklerini biliyorum.
Mesela, geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş'taki ailesiyle helalleşmeye
gittiğini biliyorum.
Mesela, kendisiyle bugüne kadar kader birliği yapan diğer cemaatçi
arkadaşının olaylar tehlikeli boyuta gelince geri adım attığını ve
"Ben ailemi riske atamam, benden buraya kadar"
dediğini biliyorum.
Mesela, kasetleri yayına veren "Başçalan" ve
"Anatolia" isimli hesapların bu şahıs tarafından
idare edildiğini biliyorum.
Şunu özellikle belirtmem gerekiyor.
Kaseti izleyen haber kaynağım, bunun bir kara komplo olduğu
konusunda kesin ve net konuşuyor. Herşeyin bir düzmece olduğunu ilk
bakışta anladığını söylüyor.
Bu kasetin bir başka el tarafından yayına verilip verilmeyeceği
konusunda bir fikrim yok. Şahsi fikrimi soracak olursanız, seçim
yasakları başladığında bu kasetin yayınlanma ihtimali yüksek. Çünkü
başından beri, "Seçim yasakları başlayıp, Erdoğan ekranda
kendini savunamayacağı bir ortamda yayına verilmesi"
konusunda görüş birliği olduğundan haberdarım.
Şundan eminim ki cemaatin son kozu bu kasetleri yaymak
olmayacak. Seçim günü için başka bir plan devreye sokulmaya
çalışılıyor.
Sayıları onbinleri bulan sahte polis kimlikleri bazı kişilere
ulaştırılıyor. Bu kişilerin seçim gününde sandıklarda hile
yapıldığı iddiasıyla baskınlar yapıp "Seçimde hile
yapıldı" algısı üzerinden bir kaos ortamı yaratmaya
çalıştığı yönünde ciddi kuşkular var.
Yazıcıoğlu konusuna gelince...
Yayınlanacak olan asıl kaset Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgiliydi
ancak o kasetin yayınlanmamasına karar verildi. Çünkü ne yapıldıysa
Yazıcıoglu'nun öldürülmesi ile Hakan Fidan'ın MİT müsteşarı olduğu
tarih denkleştirilemedi ve inandırıcığılı olmayacak olan bu kasetin
yayınlanmamasına karar verildi.