24 Haziran 2012 Basın Özeti
Abone olİngiltere pazar gazetelerinde, F-4 krizinde 'gerekli gördüğü herşeyi yapacağını' söyleyen Türkiye; Şam'dan gerginliği yumuşatmayı amaçlayan açıklamalar; Mısır'da Arap Baharı, askeri darbenin kurbanı mı?; ve Almanya'dan 'merhamet dileyen Yunanistan.
Independent on Sunday, Suriye'nin düşürdüğü Türk savaş uçağıyla ilgili haberin başlığında, ''Türkler 'gerekli olan herşeyi' yapacak'' diye yazıyor.
Gazete, Türkiye'nin saldırıyla karşılık verme olasılığını bertaraf etmediğini belirterek, Birleşmiş Milletler'in hem Türkiye hem de Suriye tarafına itidal çağrısında bulunduğunu yazıyor.
Independent on Sunday, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in Türkiye'nin diplomatik planda ya da başka türde bir tepki vermesi gerektiği şeklindeki sözlerini öne çıkarıyor.
Gazete, Suriyeli dışişleri sözcüsünün dün yaptığı açıklmada ''Türkiye'ye karşı düşmanca bir tavır sergilemedikleri'' yönündeki sözlerini, gerginliği azaltmaya yönelik bir çaba olarak tanımlıyor.
Independent on Sunday, Suriyeli sözcünün vurdukları F-4 savaş uçağının bir Türk uçağı olduğunun farkında olmadıklarını ve ülkesinin sadece ''kimliği belirsiz'' bir uçağa karşı meşru egemenlik haklarını kullandığını söylediğini bildiriyor.
'Kaza oldu'
Sunday Telegraph gazetesi de konuyla ilgili haberinde Suriye'nin gerginliği yumuşatmaya çalıştığı görüşünü, ''Şam 'kaza' dedi'' başlığıyla aktarıyor.
Öte yandan Sunday Times'ın haberinde ise, Türk yetkililerin uçakla ilgili yaptıkları açıklamalarda, düşürülen F-4'ün neden o kadar düşük irtifada uçtuğu konusuna açıklık kazandırmakları görüşü bildiriliyor.
Sunday Times'a göre bir olasılık, Kıbrıs istikametinde keşif uçuşuna çıkan F-4, rotasını şaşırarak Suriye sahillerine yaklaşmış olabilir. Gazete, Kıbrıs hükümetinin İsrail ile işbirliği içinde Akdeniz'deki doğal gaz kaynaklarından yararlanma planını açıkladığından bu yana, Türkiye hava kuvvetlerine ait çoğunluğu F-4 tipi savaş uçaklarının bölgedeki keşif uçuşlarının keskin bir artış gösterdiğini yazıyor.
Independent on Sunday, düşürülen uçağın Suriye krizinin bölgesel düzeyde derinleşmesine yol açabileceği kaygılarını aktararak, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin bu yönde bir uyarıda bulunduğunu yazıyor.
Independent on Sunday, Türkiye'de Başbakan Erdoğan üzerinde sert bir tepki vermesi yönündeki baskılara koşut, sükunet ve soğukkanlılık telkin edenlerin de bulunduğunu kaydederek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını bu ikinci grupta değerlendiriyor.
Mısır'da 'yavaş çekim darbe'
Independent on Sunday'de yer alan bir yorum yazısında, büyük umutlar bağlanan Arap Baharı'nın devamında bir Arap Yazı yaşanmadığı yazılı.
Observer gazetesi de bu pazarki baş yazılarından birinde aynı gözlemde bulunuyor.
Gazeteye göre, ''Mısır'daki demokratik devrim yavaş çekim ilerleyen bir askeri darbenin altında eziliyor.''
Observer, sonuçlarının açıklanması ertelenen cumhurbaşkanlığı seçiminden her kim zaferle çıkarsa çıksın, Hüsnü Mübarek'in devrildiği Arap Baharı'ndan bu yana bir şeyin değişmeden kaldığını yazıyor: Generaller, Mübarek sonrası Mısır'da ipleri ellerinde tutmaya devam ediyor.
Observer, şayet Mısır'daki devrim ve demokrasiye geçiş çabaları başarısızlıkla sonuçlanırsa, bunun etkilerinin Mısır'ın çok daha ötesinde geniş çapta hissedileceğini belirtiyor.
Mübarak sonrası Mısır'da yönetimi devralan Askeri Konsey'i bir cunta diye tanımlayan Observer, ne ABD, ne İngiltere ne de Avrupa'nın geri kalanının şimdiye değin Mısırlı generallere gereken tepkiyi verdiğini; uluslararası toplumun daha ziyade Askeri Konsey'in işbirlikçisi gibi davrandığını öne sürüyor.
Mısır'da geçen hafta Askeri Konsey parlamentoyu feshettiğini ve bütün yasama yetkisini devraldığını açıklamıştı. Tahrir Meydanı'nda geniş çaplı protesto gösterilerine neden olan bu kararı Mısır ordusu, ''ülkedeki karışıklık karşısında yetkilerini büyük çapta genişletmek zorunda kaldığı'' şeklinde açıkladı.
Askeri Konsey'i eleştiren çevrelerin bir darbe diye nitelediği bu adım, cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarının gerginlik içinde beklendiği bir döneme rastladı.
Mısır Seçim Komisyonu, ikinci turda karşı karşıya gelen Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi ve Mübarek iktidarının son başbakanı Ahmed Şefik arasındaki yarışı kimin kazandığına ilişkin geçen perşembe günü yapması beklenen açıklamayı, tarafların itirazlarını değerlendirmek için daha çok zamana ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ertelemişti.
İki yıl daha
Sunday Times, Yunanlıların Angela Merkel'den ''merhamet dileyeceğini'' belirtiyor.
Ya da Observer'ın başlığından aktaracak olursak, ''Yunanistan'daki koalisyon bütçe açığı hedeflerini tutturmak için kendisine tanınan sürenin iki yıl uzatılmasını istiyor.''
Yunanistan'da kurulan yeni hükümet, kurtarma fonu şartlarının öngördüğü mali hedefe, maaşlarda ve emeklilik ödeneklerinde daha fazla kesintiye gidilmeden ulaşmaya çalışacaklarını söylüyor.
Yeni Demokrasi Partisi lideri Başbakan Antonis Samaras, hükümet ortakları Pasok ve Demokratik Sol partileri ile birlikte hazırladığı belgede, AB ve IMF yardımlarında şart koşulan hedeflere ulaşmak için 2016 yılına kadar süre tanınmasının daha doğru olacağını savundu.
Halihazırda ağır kemer sıkma politikalarının baskısı altındaki Yunan kamuoyu, ilave kesintilere tepkili.
Yunanistan, 110 milyar euro'luk ilk kurtarma fonunu 2010 yılında almıştı. AB ve IMF kaynaklarından bu sene ülkeye 130 milyar euro daha fon sağlandı. Fakat Atina'dan bu kredi dilimleri karşılığında kamu harcamalarında büyük çaplı kesintilere gitmesi talep ediliyor.