24 Ekim İngiltere Basın Özeti
Abone olİngiliz basını bugün Kobani'deki durumun dinamikleri nasıl değiştirdiğine değiniyor. Ayrıca, IŞİD'e karşı peşmerge ile Şii milislerin müttefikliği konu ediliyor.
Financial Times'da "Kobani savaşı Kürtlerin milliyetçi heveslerini diriltti" başlıklı bir yazı yer alıyor.
Gazete, Kobani'deki mücadele nedeniyle bölgede yaşayan 30 milyon Kürdün birleştiğini belirtiyor.
Kürtlerin Türkiye, Suriye, Irak ve İran'daki Kürtleri bir araya getirerek bir ülke kurmalarının hala çok uzak bir ihtimal olduğunu vurgulayan gazete, Kürtlerin bu karmaşadan kazanç sağlamak istediği ve bu nedenle çok daha birleşmiş halde hareket ettiklerini öne sürüyor.
Gazeteye göre bu durum, Kürtlere bölgede "daha büyük bir ağırlık kazandırıyor".
Haberde, Suriye'de PYD'nin kontrolündeki bölgenin, Kuzey Irak'taki gibi bir yol izleyebileceği ve "var olan bir devlet içinde özerk bir bölge" olarak inşa edilebileceği belirtiliyor.
Türkiye'nin bölgedeki en önemli müttefiği Irak Kürdistanı'nın buna destek vermesi ve PYD'nin özerk bir bölgeyi yönetmesine olumlu yaklaşması ise, "şaşırtıcı" olarak tanımlanıyor.
Çarşamba günü PYD ve Barzani arasında, Suriye'deki Kürt bölgeleri için ortak bir ordu ve hükümet kurulması konusunda anlaşma imzalandığı belirtiliyor.
Türkiye'nin ise anlaşmaya rağmen hala PYD'nin etkisini azaltmaya çalıştığı kaydediliyor.
Peşmerge ile Şii milisler müttefik olabilir mi?
Times gazetesinde yer alan Tom Coghlan imzalı haberde, Iraklı peşmergelerle Şii milisler arasında anlaşmazlık çıktığı belirtiliyor.
Haberde, Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırında, bir peşmerge ile Bedri Tugayı'na bağlı bir Şii milis arasında sözlü atışma yaşandığı yazıyor.
Şii milisin silahını peşmergeye doğrultmasının ardından taraflar arasında silahlı çatışmanın başladığı belirtiliyor.
Çatışmada bir Şii komutanın öldüğü, iki peşmerge ile bir Şii milisin yaralandığı kaydediliyor.
Gazeteci Coghlan'a göre, IŞİD'e karşı mücadele veren bu iki müttefik grubun arasında bir gerilim sürüyor.
Haber, şu ifadelerle devam ediyor:
"Hem Bağdat hükümeti hem de ABD ve müttefikleri, cihatçılara karşı birlikte hareket edecek Kürtlere ve Şii milislere güveniyor.
Ancak hem Kürtler hem de Şii milisler, birlikte hareket etmek konusunda temkinli davranıyor. Ayrıca her iki grubun da ayrı gündemleri ve amaçları var.
Bir peşmerge, Şii milislerin gözükara savaşçılar olduğunu kabul etmekle birlikte onların 'aşağılık herifler olduğunu' söylüyor. Peşmergeye göre, 'asıl düşmanlarından kurtuldukları an, Şii milisler kendilerine savaş açabilir.'
Şii liderler ise Kürtlerin terk dertlerinin bağımsız bir devlet kurmak olduğunu öne sürüyorlar ve Kürtlerin Irak'ı yeniden kurmak gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtiyorlar.
Irak Kürtlerinden üst düzey bir yetkili ise, Şiilerin Sünni toplulukların evlerini yakarak, bombalayarak, mezhepçiliği alevlendiren ve şiddet içeren eylemlerde bulunduklarını söylüyor."
Kanadalı saldırgan: 'Şeytan peşimi bırakmıyor'
İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Kanada'nın başkenti Ottawa'daki silahlı saldırıya bugün geniş yer ayırdı.
Haberde, saldırıyı gerçekleştiren Michael Zehaf-Bibeau'nun gittiği camiden bazı kişilerin, daha önce Bibeau ile ilgili endişelerini dile getirdiği belirtildi.
Buna göre Bibeau, Müslüman bir arkadaşına ve camide birlikte ibadet ettiği bir kişiye "Şeytanın peşini bırakmadığını" söyledi.
Bibeau'nun daha önce de endişe veren davranışları olduğu belirtilen haber şöyle devam etti:
"Bibeau, Kanadalı bir anne ve Libyalı bir baba tarafından, Montreal'in merkeze uzak mahallelerinde rahat bir şekilde büyütüldü.
Ancak yetiştirilme tarzına rağmen, uyuşturucu bağımlılığı sorunu yaşadı ve bazı suçlara adı karıştı.
Son olarak ise Ottawa'da, savaş anıtının önündeki askeri vurarak öldürdü ve Parlamento'da silahlı çatışma başlatarak, milletvekillerinin panik içinde kalmasına sebep oldu.
Ailesine giderek yabancılaşan Bibeau, 'şeytan tarafından takip edildiği' hikayeleri ve 'Orta Doğu'ya gitme' planları nedeniyle, camideki arkadaşlarını da endişelendirmişti.
Bir gazeteye konuşan arkadaşı Dave Bathurst, 'Nasıl ifade ettiğini hatırlamıyorum ama şeytanın peşini bırakmadığını söylemişti. Bence psikolojik olarak hastaydı' dedi.
Bathurst, Bibeau'yu en son altı hafta önce camide gördüğünü, ancak caminin yaşlılarının kendisine 'çok tuhaf davranan Bibeau'dan uzak durmasını öğütlediklerini' söyledi.
Başka bir olayda ise, Bibeau'nun bir işyeri sahibini şiddet uygulamakla tehdit ettiği ve bu nedenle Burnaby'deki bir mescit yakınlarında gözaltına alındığı öğrenildi.
Silahlı saldırganın daha önce polisi arayarak, hakkında bir yakalama kararı olduğunu öne sürmüş ve tutuklanmak istenmişti. Ancak böyle bir karar olmadığından, polis kendisini tutuklamamıştı."
Haberde; uyuşturucu ile hırsızlık, hakaret, tehdit ve benzer suçlardan defalarca gözaltına alınan ve tutuklanan Bibeau'nun aslında uzun süredir sesini duyurmaya çalıştığı ifade edildi.
Gazete ayrıca Bibeau'nun 2011 yılındaki Arap ayaklanmaları sırasında Libya'da bulunduğunu, kısa süre önce Orta Doğu'ya gitme isteğinin ise yetkililer tarafından engellendiğini yazdı.