22 Nisan İngiltere Basın Özeti
Abone olTimes gazetesi, Batı'nın yeni enerji kaynakları peşinde olduğunu yazıyor. Daily Telegraph ise UKIP'in "ırkçı" bulunan kampanya afişlerini ele alıyor. Guardian gazetesi eski bakanın "fuhuş suç olsun" önerisine yer vermiş.
Bugün Times gazetesi "Batı Putin'in enerjideki
mutlak gücüne son vermenin yollarını arıyor" manşetiyle çıktı.
Haberde, Rusya'nın geniş enerji kaynaklarını "rehin olarak
kullanmasının" önüne geçilmeye çalışıldığı belirtiliyor. Gazete, bu
uluslararası çabaya İngiltere'nin öncülük ettiğini yazıyor.
Times, Avrupa'da kullanılan doğalgazın yüzde 25'inin Rusya'dan geldiğini ve bu doğalgazın yarısının Ukrayna üzerinden getirildiğini yazıyor. Gazete, İngiltere Enerji Bakanı Ed Davey'nin gelecek ay yapılacak olan G7 toplantısı öncesinde, "Batı'yı baskı altında tuttuğu" uyarısına yer veriyor.
Haberde, Enerji Bakanı Davey'nin şu ifadeleri yer alıyor:
"Rusya en azından iki ya da üç kere enerjideki gücünü saldırgan bir
şekilde kullandı... Kim bir daha böyle bir şey yaşanmayacağını
söyleyebilir ki?"
Gazete, Davey'nin Rusya'dan doğrudan doğalgaz alan Avrupa ülkelerine destek olunması gerektiği ifadelerine de yer veriyor. Davey, Avrupa Birliği'nde doğalgaz fiyatları artarsa, iş dünyası ve tüketicilerin bundan etkileneceğini belirtiyor.
Gazete, G7 toplantısında alternatif doğalgaz kaynaklarının
geliştirilmesi, kapasitenin artırılması, elektrik geçişi sağlayan
hatlar kurulması gibi konulara destek beklendiğini yazıyor.
Haberde ayrıca Enerji Bakanı'nın Ulusal Şebeke'nin Avrupa'yla elektrik ithalatını artıran önerisini desteklediği belirtiliyor. Buna göre, İngiltere ve Avrupa arasında üç tane elektrik geçişi sağlayan hat kurulması öneriliyor. Bunun, kıtalar arasındaki elektrik alışverişini ikiye katlayacağı yazıyor.
'Para karşılığı seks cezalandırılsın' önerisi
Guardian gazetesinin ilk sayfasında, eski bakan Caroline Spelman'ın "para karşılığı seks suç olsun" çağrısı yer alıyor. Haber, Spelman'ın kuzey ülkelerindeki modeli önerdiğini belirtiyor. Buna göre seks karşılığında para alan kişi suçlu sayılmıyor fakat sekse karşılık para ödeyen kişi cezalandırılabiliyor.
Gazetede, pek çok seks işçisi örgütün buna eleştirel yaklaştığı belirtiliyor. Örgütler, cezalandırmanın bu alışverişi yerlatına iteceği itirazında bulunuyor ve bu durumun seks işçilerine güvenlik sorunu yaratabileceğini söylüyor.
Haberde, Emniyet Müdürleri Örgütü'nden bazı kişilerin verdiği rakamlar da yer alıyor. Buna göre İngiltere ve Galler'deki 30 bin seks işçisinin 17 bininin göçmen. Bu kadınların 2,600'ünün kaçırılarak fuhuşa sürüklendiği, 9,200 kadarının ise çok zor durumda olduğu belirtiliyor.
Gazete, kuzey modelini öngören bir yasanın Fransa'da yürürlüğe girdiğini, Kuzey İrlanda'da, Finlandiya'da ve Kanada'da ise mecliste görüşüldüğünü yazıyor. Haber, Avrupa Parlamentosu'nun bu konuda bağlayıcı olmayan bir genelge yayımlandığını ve ülkeleri para karşılığı seksin cezalandırılmasını teşvik ettiğini de belirtiyor.
UKIP'in kampanyası "ırkçı" olmakla eleştiriliyor
Daily Telegraph gazetesinde, İngiltere'nin aşırı sağ partilerinden İngiltere Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP') afişleri konu ediliyor. Haberde, bu afişlerin göçmen karşıtı bir kampanya çerçevesinde hazırlandığı ve "ırkçı" olmakla eleştirildiği yazıyor. Gazete, UKIP lideri Nigel Farage'ın afişlere "gerçeği yansıttığı" gerekçesiyle sahip çıktığı belirtiliyor.
Haberde, Nigel Farage'ın şu ifadelerine yer verilmiş:
"Bu afişler, gerçeğin çarpıcı bir yansıması. Bu, Westminister
balonunun dışında yaşayan ve hayatını kazanmaya çalışan milyonlarca
İngiliz vatandaşının gerçeği."
"Eğitimli kesimden insanları kızdırıyor muyuz? Evet, kızdırıyoruz.
Ama bundan hiç rahatsız olmuyoruz."
Gazete, İşçi Partisi milletvekillerinden Mike Gapes'in afişleri "ırkçı" bulduğunu belirtiyor. Gapes'in "Tüm saygıdeğer İngiliz ve AB vatandaşlarını 22 Mayıs'ta oy kullanmak üzere kaydolmaya davet ettiği" kaydediliyor.
Haberde, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg'in UKIP eleştirilerine de yer verilmiş:
"Bunlar yeni şeyler değil. UKIP, uzun süredir yerleşik olan Avrupa Birliği karşıtı muhalefetin yeni yüzü. Kendileri, Muhafazakar Parti üyeleri ve medyadaki önemli isimler tarafından destekleniyor."
Venezuela'da kim kaybetti, kim kazandı?
Independent gazetesinin manşetinde bir bilim haberi var. Gazete, bilim insanlarının DNA'ları düzelterek hastalıkları iyileştirdiğini yazıyor.
Bilim Editörü Steve Connor'ın yazdığı makalede, laboratuvar fareleri üzerinde yapılan deney anlatılıyor. Connor, kalıtsal olarak karaciğer hastalığı olan farelere genom düzeltme teknolojisinin uygulandığını yazıyor. Buna göre farelerin karaciğerindeki genlerde mutasyona uğrayan kısım düzeltiliyor. Düzeltmenin, genetik alfabedeki bir harfin değiştirilmesiyle sağlandığı belirtiliyor.
Connor, fareler üzerindeki deneyin umutları artırdığını ifade ediyor. Yazıda, bilim insanlarının insanlar üzerinde bu yöntemi birkaç yıl içinde denemeye başlayacağı kaydediliyor.
Financial Times gazetesinde Venezuela'daki protestolara geniş yer verilmiş. Gazete, geçen sene vefat eden Başkan Hugo Chavez'in ardından Venezuelalıların ekonomik sıkıntılarının arttığı yazıyor. Haberde, halkın artan enflasyona ve arz eksikliğine karşı çıkmasına rağmen, hükümetin bu konuda harekete geçtiğine dair bazı işaretler olduğu belirtiliyor.
Venezuelalı bir iş adamı olan Alberto Vollmer'in bu konudaki görüşlerine yer verilmiş. Vollmer, "Ekonomi politikasında artık piyasa mantığıyla hareket edildiğine dair bazı belirtiler var" diyor.
Gazete, pazar günü tekrar alevlenen çatışmalarda, maskeli gençlerin polisle karşı karşıya geldiğini yazıyor. Haberde, eylemcilerin Başkan Nicolas Maduro'nun temsili kuklasını yaktığı ve "demokrasi" talebinde bulunduğu belirtiliyor.
Gazete, yeni Ekonomi Bakanı Rodolfo Marco'nun "pragmatik" olarak tanındığını kaydediyor. Bu tercihi gazeteye değerlendiren Merill Lynch Bankası ekonomistlerinden Francisco Rodriguez, "Daha pragmatik bir yaklaşım, Venezuela için önemli bir değişim yaratabilir" diyor.
Yazıya göre pek çok kişi, sol kanada yakın hükümetin iöindeki radikallerin yenildiğini, pragmatik olanların ise kazandığını düşünüyor. Kaybedenler arasında, ekonomi politikasını yönlendiren radikal Marksist Jorge Giordani de gösteriliyor. Giordani'nin, Chavez döneminde yıllarca ekonomi politikasını yönettiği ve ekonomik kriz nedeniyle suçlandığı da yazıyor.