22 Kasım 2012 Basın Özeti
Abone olFilistin’in Gazze Şeridi bölgesinde ve İsrail’de patlama seslerini susturmayı amaçlayan ateşkes, İngiltere basınına İsrail için bir siyasi yenilgi olarak yansıyor. Financial Times ise yatırım ekinde Türkiye'yi mercek altına alıyor.
Filistin’in Gazze Şeridi bölgesinde ve İsrail’de patlama
seslerini susturmayı amaçlayan ateşkes, İngiltere basınına İsrail
için bir siyasi yenilgi olarak yansıyor.
Guardian, her iki tarafın da “zafer” ilan ettiğine dikkat çekerken, Hamas lideri Halid Meşal’in “İsrail’in macerasının başarısızlıkla sonuçlandığı” yönündeki sözlerini aktarıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Filistinli militanlara ait binlerce füzenin imha edilmesiyle ve Hamas’ın altyapısının çökertilmesiyle övünüyor gazeteye göre.
Ateşkesin geleceğinin 24 saat içinde, sınır güvenliği ve saldırıların tekrarlanmaması konusundaki görüşmelerde olduğu da haberde belirtiliyor.
Guardian’ın başyazısında, varılan ateşkes anlaşmasında Hamas’ın
ileri sürdüğü, “Gazze Şeridi’ne insan ve mal geçişinin yeniden
başlaması” talebinin yer aldığına işaret ediliyor.
Eli güçlenen Hamas’ın, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün liderliğine soyunabileceği öngörüsünde bulunan Guardian başyazarı şu satırları sıralıyor: “İsrail Başbakanı’nın niyeti bu muydu? Yoksa sadece güç kullanmanın sınırını mı keşfetti? Belki de Netanyahu Hamas’ı silip atmayı denemek yerine, onlarla konuşmayı denemeli.”
Ian Black de, gazetedeki yorumunda, “En büyük kazanan Mısır Cumhurbaşkanı” diyor.
Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi’nin hem Hamas’ın güvenini kazandığı, hem bölgesel bir oyuncu olarak kabul edildiği, hem de İsrail ve ABD’den teşekkür aldığı anlatılıyor yorumda.
Daily Telegraph’daki analizinde Richard Spencer, İsrail’de siyasi bölünme artarken, Hamas’ın ABD müttefiği Türkiye, Mısır ve Katar ile ittifak yaptığına dikkat çekiyor.
Türkiye’nin Patriot talebi
Türkiye’nin NATO’dan, Suriye sınırı güvenliği için Patriot füze savunma sistemi talep etmesi de haber konusu bazı İngiliz gazetelerinde.
Financial Times, bir değerlendirme ekibinin önümüzdeki hafta Türkiye’nin ihtiyaçlarını tespit etmek için Ankara’ya geleceğini aktarıyor.
Bir NATO yetkilisinin ağzından, şu değerlendirmeye yer veriliyor gazetede: “Türkiye’nin kayda değer bir askeriyesi var ama balistik füze savunması belli ki desteğe ihtiyaç duydukları bir alan.”
Guardian ise Patriot sistemine Almanya, Hollanda ve ABD’nin sahip olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin talebinin yerine getirilmesinde bu ülkelerin cevabının belirleyici olacağını dile getiriyor.
Financial Times’ın Türkiye eki
Financial Times, yatırım ekinde Türkiye’yi mercek altına alıyor.
Türk ekonomisinin, iç talep yerine ihracata yönelimle, yeniden dengelendiğini yazan Daniel Dombey, geçen yılki yüzde 8,5’lik büyümenin, kontrollü olarak yüzde 3 civarına düşürüldüğüne dikkat çekiyor.
“Hâlâ yeniden dengelemenin nereye kadar uzayacağı ve uygun büyüme seviyesi hararetli tartışmaların konusu” diyen Dombey, siyasi riski artıran iki başlığa dikkat çekiyor: Komşu ülke Suriye’deki savaş ve 10 yıldır siyasi hayatta baskın olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın henüz ortada olmayan “Başkanlık” koltuğuna oturmak istemesi.
Yazara göre, Türk şirketlerin zengin Orta Doğu ülkelerine satışlarında yaşanan patlama, Suriye’deki iç savaş ve Ankara’nın Tahran ve Bağdat ile olan ilişkilerindeki bozulma nedeniyle sallantıda.
Makalede, OECD’ye dayanılarak, Türkiye’nin büyüme oranını yüzde 6 civarında tutabilmesi için işgücü alanındaki kısıtlamaları kaldırma ve mesleki eğitimi artırma gibi reformlar yapması gerektiği savunuluyor.
Türkiye ekinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan ve geçen hafta Financial Times’ta yayınlanan iki röportajın bir derlemesine yer veriliyor.
Röportajlara imza atan Daniel Dombey, bir başka analizinde görüşünü açıkça dile getiriyor: “Erdoğan ve Gül ülkenin AB’ye talipliğinde farklılaşıyor.”
Dombey, Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı “ölüm cezasını geri getirme” fikrinin, zaten sorunlu olan Türkiye-AB ilişkileri için “ölüm çanı” anlamına geleceğini belirtiyor.
Financial Times yazarı, Abdullah Gül’ün ise ülkenin dönüşümünü AB üyeliğiyle tamamlayacağı görüşünde olduğunu aktarıyor.
Avrupa Birliği’nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Pierini gazeteye, “Erdoğan hükümetinin dini ve ideolojik sebeplerle Avrupa’dan uzak durduğu” kaygısını aktarmış.
Pierini buna rağmen, hızla büyüyen ekonomiler arasına girmek isteyen Türkiye’nin geleceğinin Orta Doğu’da değil Avrupa’da olduğu görüşünü şu ifadelerle vurguluyor: “Körfez ülkelerinin Türkiye’de ne yatırımı yaptığına bakın: alışveriş merkezleri.”
İstanbul’da yaşayan gazeteci Andrew Finkel ise Financial Times’ın Türkiye ekinde, yüksek sosyetenin yemek yediği tarihi yerleri anlatıyor.
Olaylı öğrenci eylemi
Independent, İngiltere’deki Ulusal Öğrenci Birliği’nin çağrısıyla yapılan eylemdeki olaylara yer veriyor bugünkü sayısında.
Öğrenci Birliği Başkanı Liam Burns’ün konuşması esnasında kürsünün işgal edildiğini yazan gazete, bazı öğrencilerin, gösteriyi düzenleyenlerin polisle yakın işbirliği yapmasına tepki gösterdiğini belirtiyor.
Gazeteye göre, bu öğrencilerin tepkisinin sebebi, yürüyüşün hükümet binalarının bulunduğu bölgeye yapılmasını istemeleriydi.
Guardian ise 10 bin kişinin beklendiği gösteriye sadece 3-4 bin öğrencinin katıldığına dikkat çekiyor.
Sadece 2 yıl önce üniversite öğrenim harçlarının artışına karşı 50 bin öğrencinin sokağa döküldüğünü hatırlatıyor gazete.
Sınır İdaresi’nde skandal ve AB zirvesi
Daily Telegraph manşetine, İngiltere’deki Sınır İdaresi’ndeki sorunları taşımış.
Habere göre, bugün açıklanacak bir rapor, 120 bin mülteci ve göçmenin takip edilmediğini ortaya çıkarıyor.
İdaredeki durum o kadar vahimmiş ki, Liverpool’da göçmenlik başvurusu yapanların ve milletvekillerinin mektuplarının içinde bulunduğu 150 kutu hiç açılmamış bile.
Times gazetesinin birinci sayfasındaysa, bugün Brüksel’de yapılacak Avrupa Birliği görüşmeleriyle ilgili ön haber yer alıyor.
Haberde, bütçe artışına direnen İngiltere Başbakanı David Cameron’ın karşısına öncelikle İtalya ve Fransa’nın dikileceği belirtiliyor.