22 bin hekiminin sözleşmesi davalık
Abone olTürkiye genelinde aile sağlığı hizmetleri sunan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının Sağlık Bakanlığı ile yaptığı sözleşmelerinde sorun yaşanıyor...
Sözleşme kapsamında çalışma saatleri ve izin sürelerini
belirleyen 4. maddenin tamamı ile 5. maddede yer alan 'İlgiliye
yapılacak ödemeler ve kesintilerde sözleşme yönetmeliği hükümleri
uygulanır. Bunun dışında herhangi bir ad altında başka bir ödeme
yapılamaz' hükmünün son cümlesi için yürütmeyi durdurma ve iptali
istemiyle Danıştay'da dava açıldı.
Sağlık-Sen, hizmet sözleşmesinin 4. maddesindeki 'Çalışma
saatleri ve izinler konusunda uygulama yönetmeliği ile sözleşme
yönetmeliği hükümleri uygulanır' hükmünün yönetmelik
hükümleri ile 657 sayılı Kanun'un, izinler noktasında çelişmekte
olduğunu belirttiği dava dilekçesinde, 657 sayılı Kanun'a tabi
personele tanınan birçok hakkın, yönetmeliklerde aile hekimliğinde
görev yapan personele tanınmadığını vurguladı. Dilekçede, aile
hekimliğinde görev yapan personelin kamu görevi ifa ettiği ve bu
görevin sürekli ve asli bir nitelik taşıdığı belirtilerek, devlet
memurlarının sahip olduğu hakların aile hekimliğinde görev yapan
sözleşmeli personelden esirgenemeyeceği ifade edildi.
Dava dilekçesinde ayrıca sözleşmenin 5. maddesindeki 'Bunun dışında
herhangi bir ad altında başka bir ödeme yapılamaz' cümlesinin, 657
sayılı Kanun'a tabi personelin mali haklardan yararlanmasına rağmen
aile hekimliğinde çalışan personelin, bu haklardan
yararlanamamasına neden olduğu belirtilerek, anayasa ve
uluslararası sözleşmelerde yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğu
kaydedildi. Söz konusu maddenin son cümlesindeki ifadenin, aile
hekimliğinde görev yapan personelin nöbet ücreti, fazla mesai
ücreti, aile yardımı, yiyecek ve giyecek yardımı gibi maddi
haklardan yoksun kalmasına neden olduğu ifade edilerek, ilgili
maddenin son cümlesinin iptali istendi.
Konuya ilgili açıklamalarda bulunan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin
Memiş, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının sözleşmeli
olmalarına rağmen, 657 sayılı Kanun'a bağlı çalışan memurlardan
farksız bir sorumlulukla görevlerini sürdürdüklerinin altını çizdi.
Memiş, "Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına
yapılan ayrımcılığın bir an önce sona erdirilmesi gerekir.
Uygulama, pilot olduğu dönemlerde olabildiğince cazip
gösteriliyordu. O dönem hekimler ve sağlık çalışanları aile sağlığı
hizmetlerine özendiriliyordu. Ancak şimdi görüyoruz ki her geçen
gün daha da mağdur ediliyor. Çok yoğun bir şekilde emek veriyor,
ancak buna rağmen sürekli baskılanıyorlar. Reçete başı ücretlerde,
sağlık raporlarında ve evde bakım hizmetlerinde sistemden
kaynaklanan tüm sorunların günahı da aile hekimlerinin üzerine
yıkılıyor. Aile hekimleri sürekli olarak vatandaşla karşı karşıya
bırakılıyor. Çalışanların bu denli yıpratılması kime, ne yarar
sağlar?" şeklinde konuştu.