21 Nisan İngiltere basın özeti
Abone olİngiliz gazetelerinde bugün, Akdeniz'de 700'e yakın kaçak göçmen taşıyan geminin batmasıyla ilgili haber ve yorumlar öne çıkıyor.
İngiltere gazetelerinde bugün de Akdeniz'i geçmeye çalışan
göçmenlerin durumu ve AB'nin tavrına dair haberler, analizler öne
çıkıyor.
Times gazetesi başyazısında göçmenlerin durumuna ilişkin çözümler olduğunu fakat hiçbirinin basit olmadığını yazıyor.
Makalede, AB'nin Triton programının güçlendirilmesi için gecikmiş bir adım yorumu yapılırken, AB üyesi devletlerin insan kaçakçılığının önüne geçmek için işbirliğine gitmesi gerektiği belirtiliyor.
Times'ın başyazısında üçüncü seçenek olarak da, ekonomik gerekçelerle yapılan göçün engellenebilmesi için Afrika ülkeleriyle 'yardım temelinde değil ama dış yatırımı teşvik edecek' ilişkileri kurulması gerektiğine dikkat çekiyor.
Gazete Avrupa'nın güneyiyle ilişkisini de ABD'nin Meksika'yla
ilişkisine benzetiyor.
Financial Times gazetesi İtalyan savcı Maurizio Scalia'nın "Libya'da Avrupa'ya kaçmayı bekleyen 500 bin ila 1 milyon arasında Suriyeli ve Afrikalı var" sözlerini sayfalarına taşıyor.
Gazete Avrupa'nın göçmen ölümlerinin önüne geçebilmek için 'zorlu seçeneklerle' karşı karşıya olduğunu soru cevap şeklinde veriyor.
Haberde, AB ülkelerinin maliyeti yüksek olduğu için iptal ettiği Mare Nostrum programını yeniden inşa edebilecekleri fakat bunun kısa vadede acil bir çözüm sunmadığı belirtiliyor.
Financial Times, göçmenlerin ölümlerinden Brüksel'in sorumlu tutulduğunu aktarıyor fakat her ülkenin sınır kontrol sorumluluğunun kendilerinde olması gerekçesiyle Avrupa Komisyonu'nun da etkin olamadığını yazıyor:
"Üye devletler Komisyon'a harekete geçmesi çağrısı yapsa da para koymak konusunda isteksiz davrandılar."
Gazete ayrıca çözüm için AB üyesi devletlerin fikir ayrılığında olduğuna da dikkat çekiyor.
Guardian gazetesinin Avrupa editörü Ian Traynor, "Mesele göçmen politikasına geldiğinde Avrupa yok oluyor" başlıklı analizinde şu yorumları yapıyor:
"Avrupa'da göçle ilgili konularda Brüksel'deki kurumların çok az yetkisi var. Ne kadar Suriyeli alacağına Brüksel değil, İngiltere karar veriyor. İltica hakkı veya sınır dışı kararları da Berlin veya Alman bölgesel yetkililerin idaresinde."
"Avrupa'nın göç politikası, ulusal politikaların sınırladığı ve kültür ile tarihin şekillendirdiği çok farklı 28 ulusal sistemin yamalandığı büyük bir kargaşa."
İngiliz aile Türkiye'de gözaltında
Guardian gazetesi, İngiltere'den kaçıp Suriye'ye gitmeye çalıştıklarından şüphelenilen 6 kişilik İngiliz ailenin Türkiye'de gözaltına alınmasına ilişkin habere yer veriyor.
Yetkililerin verdiği bilgilere göre dört çocuklu Asif Malik ve eşi Sara Malik, İngiltere'nin güney kıyısındaki Dover kentinden feribotla Fransa'nın Calais kentine geçti ve 12 Nisan civarında da Budapeşte'ye gitti.
Haberde, Malik'in 'Müslüman bir ülkede yaşamak istediğini' söylediği ve El Muhacirin olarak bilinen radikal İslamcı bir örgüt üyesi olduğu yönünde iddialar olduğu yazıyor. Örgütün eski liderlerinden Anjem Choudary'nin Maliki için "Şeriat savunucusu" ifadesini kullandığı belirtiliyor."
İngiltere'nin güneydoğusundaki Slough şehrinden olan ailenin kayıp oldukları bilgisi 16 Nisan'da polise iletilmişti.
Aile Ankara'da yakalandı.
'Cihatçı John, IŞİD yerine Eşşebab'a katılmak istemiş'
Independent gazetesinin özel haberine göre, Batılı gazetecileri öldüren ve İngiltere'de 'Cihatçı John' olarak bilinen IŞİD militanı Muhammed Emwazi, IŞİD yerine Somali'deki Eşşebab'a katılmayı planlamış fakat örgüte katılan arkadaşlarının 'ihanete uğrayıp örgüt tarafından öldürülmesi üzerine' vazgeçmiş.
Independent gazetesi muhabiri Kim Sengupta, Gaziantep'te Emwazi'yi tanıyan Ayman adlı bir kişiyle görüştü.
Emwazi'nin Suriye'nin kuzeyine varışından kısa bir süre sonra tanıştığını belirten Ayman, IŞİD için çalıştığını fakat örgütün üyesi olmadığını söylüyor.
Independent'a konuşan Ayman, Emwazi'nin Eşşebaba'a katılmaktan neden vazgeçtiğini şöyle anlatıyor:
"Somali'ye gitseydi kendisinin de öldürülebileceğini söyledi."
"Tuhaftı, bir savaşın ortasındaydık, o ise başka bir savaş hakkında konuşmak istiyordu. Muhammed'in Eşşebab takıntısı vardı. Afrika'da olanlara öfkeliydi. Bazı arkadaşları öldürülmüş, bazıları hapse atılmış. İhanete uğradıklarını düşünüyordu."
Gazetenin haberine göre Emwazi'nin bahsettiği arkadaşları,
Londra'nın kuzeybatısında beraber büyüdükleri ve Emwazi'nin de
üyesi olduğu 'London Boys' olarak bilinen gruba mensup kişiler.
'London Boys' ayrıca, Eşşebab'ın propagandası yapan faaliyetleri ve
Eşşebab için para toplamalarıyla biliniyordu.
Independent, Somali'de ölen yabancı savaşçılardan Bilal El Berjawi ve Muhammed Sakr'ın da Londra'daki arkadaş grubundan olduğunu hatırlatıyor.