21 Aralık 2010 Basın Özeti

Guardian'ın manşet haberinde, pazartesi günü İngiliz polisi tarafından ülkenin çeşitli bölgelerinde yürütülen terör karşıtı operasyonlar var.

Haberde, ülkenin Stoke, Birmingham, Cardiff ve Londra kentlerinde yapılan operasyonlarda, 17 ile 28 yaşları arasında 12 erkeğin göz altına alındığı ve aramaların devam ettiği yazılıyor.

Gazete ayrıca Scotland Yard'ın terörle mücadele birim başkanı John Yates'in şu sözlerini de sayfalarına taşıyor: "Kişilerin tümü 2000 tarihli Terör Yasası çerçevesinde terör eylemlerini organize etmek, işbirliği yapmak ve teşvik etmek şüphesiyle göz altına alındı. Ülkedeki mevcut tehdit düzeyinin yüksekliği ve elimizdeki bilgiler nedeniyle, bugün yapılan tutuklamaların kamu güvenliği açısından son derece gerekli olduğuna inanıyoruz."

Haberde, geçmişteki bazı tutuklamaların asılsız olduğu anlaşılan istihbaratlar üzerine yapıldığı, bu nedenle suçlanan polis ve istihbarat örgütü MI5'ın operasyonları yoğunlaştırdığı belirtiliyor.

'İstanbul, uçurumun kenarında'

Guardian'ın ekonomi sayfalarında ise bütçesinden fazla harcama yapan şehirlere geniş yer ayrılıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 100'ü aşkın şehrin önümüzdeki yıl iflas edebileceği analizini sayfalarına taşıyan gazete, Avrupa'nın önemli şehirlerindeki durumu da 'Uçurumun Kenarındaki Avrupa' başlığıyla veriyor.

Bu habere göre, Avrupa'nın kredi durumu kırılgan şehirleri arasında İstanbul da var. Haberde öne çıkan satırlar şöyle: "Türkiye'nin kadim metropolü, Avrupa'nın kredi notu "dökülen" şehirlerinden biri. Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan kusursuz konumu, ciddi zayıflıklarını gideremiyor. Bunlara, kredi değerlendirme şirketi Standard&Poor'un son raporuna göre 'düşük ciro esnekliği ve gelecekteki reformlara dair durumun tahmin edilemez oluşu' da dahil. Ayrıca, şehrin yoğun yatırım talebi, yüksek bütçe açıklarına ve biriken borçlara neden oluyor."

Haberde, Avrupa'nın uçurumun eşiğindeki diğer şehirleri olarak Napoli, Floransa, Madrid ve Barselona sayılıyor.

Denetçi firmalardan hükümete mektup

Financial Times ise, 2008 yılında, küresel ekonomik krizin başlangıcında İngiltere hükümeti ile denetçi firmalar arasında geçen konuşmaların ortaya yeni çıkan detaylarını sayfalarına taşımış.

Habere göre, dört büyük denetçi firma Deloitte, Ernst&Young, KPMG ve Pricewaterhouse Cooper tarafından dönemin Maliye Bakanı Alistair Darling'e yazılan mektuplar, hükümetin bankalara maddi destek vermeye devam edip etmeyeceğini soruyor.

Haber ayrıca,hükümetin bankalara maddi destek vermeye devam etmesi durumunda, denetçi firmaların bankaların karşı karşıya olduğu riskleri açıklamak zorunda kalmayacaklarının da mektupta yazıldığının altını çiziyor.

Hükümet ile denetçi firmalar arasındaki gizli görüşmelerin, Lordlar kamarası tarafından denetçilik sektörünü yeniden düzenlemek amacıyla yapılan incelemeler çerçevesinde açıklandığı da haberde belirtiliyor.

Assange dostlarına karşı

Times, Wikileaks sitesinin kurucusu Julian Assange'ın geçtiğimiz ay yayımlanmaya başlayan gizli belgelerden sonra bir İngiliz gazetesine verdiği ilk röportajı manşetinden: "Wiki savaşları: Assange arkadaşlarına, düşmanlarına ve aşıklarına karşı" başlığıyla duyuruyor.

Gazetenin Assange ile mülakatından öne çıkardığı başlıklardan biri de, Assange'ın sızdırılan belgeleri yayımlayan Guardian gazetesine olan kızgınlığı.

Assange, röportajında Guardian'ı, İsveç'te aleyhinde getirilen suçlamaları yayımlarken 'seçici' olmakla suçluyor ve suçlamaların yayınlanmasının zamanlamasına şüpheyle yaklaştığını belirtiyor.

"Bizim sitemiz söz konusu olduğunda kriptoların redaksiyonu tamamen siyasi amaçlı. Bizim için sorun ahlaki değil. Bunu yapmamızın nedeni fırsatçı gazetecilik girişimlerinin ve Amerikan hükümetinin dikkati asıl sorundan başka bir yöne çevirmesini engellemek" diyen Assange, sızdırılan belgeleri yayımlayan gazetelere, uyguladıkları editöryel sansür nedeniyle olan kızgınlığını da şu ifadelerle dile getiriyor: "kriptolara uyguladıkları kötü redaksiyon dolayısıyla bize sonsuz üzüntü verdiler."

Assange, kendisine dair yasal girişimde bulunacağını doğrulayan Amerika Birleşik Devletleri hakkında ise röportajda şu tahminde bulunuyor: "Amerika'daki durumun tamamen tersine dönme olasılığı yüzde 50. İktidar sahipleri iyi organize olmuş durumda ancak bizim sayısal desteğimiz olağanüstü."

Avusturalya ve Avrupa'da mülteci tartışmaları

Independent, geçen hafta Avusturalya'nın Noel Adası açıklarında batan teknenin ülkede mülteci politikasının geleceğine dair sert tartışmalara yol açtığını yazıyor.

Haberde, iktidardaki İşçi Partisi'ne mensup bazı milletvekillerinin eski başbakan John Howard döneminin sert mülteci politikalarına geri dönmeyi savunduğu, ancak mültecileri taşıyan teknenin kayalara çarparak parçalanma görüntüleri hafızalarda tazeliğini korurken, daha insani bir yaklaşımı savunan siyasetçilerin de olduğu yazılıyor.

Financial Times'ın bir haberine göre ise, mülteci sorunu Avrupa Birliği'nin de gündeminde. Haberde, Yunanistan'a birkaç aydır daha önce görülmemiş sayıda Asyalı ve Afrikalı mültecinin Türkiye üzerinden giriş yaptığı yazılıyor.

Haber, Yunanistan'ın yaşadığı sorunun acil insani boyutu olduğu ve ayrıca Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasındaki ilişkilerde çatlak yaratacak önem taşıdığı belirtiliyor.

Son yaşanan mülteci krizi çerçevesinde, Birlik üyesi ülkelerin çoğunun Yunanistan ile göç konusunda işbirliği yapmayı kestiğinin açıklandığı haberde, Avrupa'daki mevcut mülteci politikalarının Birliğin sınırlarında yer alan ve daha yoksul olan ülkeler üzerinde daha ağır yük teşkil ettiğinin de altı çiziliyor.

Kış depresyonuna kuş sesi

Daily Telegraph, günde yalnızca beş dakika kuş sesi dinlemenin kış depresyonuna iyi gelebileceğini yazıyor.

Haberde, İngiltere'deki bir grup bilimadamının, soğuk ve karanlıktan sıkılanlara, baharın yakın olduğunu hatırlatmak için kuş seslerinden oluşan kayıtları bir araya getirdiği ve bu kayıtlara internetten ulaşılabileceği de belirtiliyor.