2050 yılında dünya felaket olacak!
Abone olBiri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar! İngiliz bilimadamları araştırdı. Zenginler fakirle paylaşmadığı taktirde dünyanın sonu kötü...
İngiltere Kraliyet Akademisi'nin yayınladığı dünyanın
100 yıl sonraki halini gösteren rapor ürküttü. Bu hızla devam
edersek çok değil, 38 yıl sonra Hindistan kadar bir ülke daha dünya
nüfusunu katılmış olacak.
Rapor ekonomik ve çevresel felaketlere de dikkat çekiyor. Hızlı
nüfus artışı ve zengin ülkelerin aşırı tüketimi bu hızla devam
ederse halimiz harap...
The Guardian'ın haberine göre Nobel ödüllü biyolog Sir John Sulston'ın yönettiği araştırma ekibi, talep eden her kadına doğum kontrol haplarının ücretsiz olarak verilmesini, eşitsizliğin önlenmesi için de tüketim sınırlaması getirilmesini öneriyor.
Önümüzdeki 100 yıllık döneme ilişkin değerlendirmede, 2050 yılında 9 milyara ulaşacak dünya nüfusunu oluşturan insanların uzun ve sağlıklı yaşayabilmeleri için, nüfus ile tüketim sorunlarının siyasi ve ekonomik gündemin en başına yerleştirilmesi gerektiği ısrarla vurgulandı.. Raporda, bu iki konunun siyasetçiler tarafından gözardı edildiği, çevre ve kalkınma örgütlerinceyse hafife alındığı belirtildi.
HER BEŞ GÜNDE 1 MİLYONLUK ŞEHİR
Rapordaki bir veri ise çok çarpıcı. Mevcut nüfus artış hızı sabit
kaldığı sürece, gelişmekte olan ülkelerin, bugünden 2050'ye kadar
her beş günde bir, nüfusu 1 milyonu bulan şehirler
kurması gerekecek.
38 YIL SONRA BİR ÇİN'İMİZ DAHA OLACAK
Raporda bu durum şöyle vurgulandı:
"Küresel nüfus artışı önümüzdeki onyıllarda kaçınılmaz
olarak devam edecek. 2050 itibarıyla bugün 7 milyar olan dünya
nüfusuna, 2 milyar 300 milyon kişi daha eklenecek. Bu da yeni bir
Çin ya da Hindistan demektir".
1 MİLYAR, 1.25 DOLARLA GEÇİNİYOR
İngiliz bilim insanlarının raporunda, ekonomik ve çevresel
felaketlerin önlenmesi ya da bunların olumsuz etkilerinin
azaltılması için, özellikle de gelişmiş ülkelere büyük görev
düştüğü kaydedildi.
Raporda küresel nüfusun 1 milyar 300 milyonluk kısmının,
günde 1.25 dolarla geçindiğinin altı çizilirken, gelişmiş
ülkelerin karbondioksit tüketiminin hızla azalması ve genel tüketim
alışkanlıklarının da değişmesi gerektiği ifade edildi.