2015 genel seçimlerinde Erdoğan'sız AK Parti düşer mi?
Abone ol2015 genel seçimleri sonuçları AK Parti için nasıl şekillenecek? Recep Tayyip Erdoğan'sız AK Parti'nin oylarının düşeceğine dair iddialar doğru bir analiz mi? İşte cevabı...
İNTERNETHABER.COM- 2015
genel seçimlerine 52 gün kala Ankara kulislerinin en çok
odaklandığı konulardan biri de AK Parti'nin sembol ismi olan Recep
Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından partide oy
düşüşü yaşanacağına yönelik iddialar oldu...
AK PARTİ SEÇİMLERDE ERDOĞAN'IN YOKLUĞUNDAN ETKİLENİR
Mİ?
Peki gerçekten bu iddiaların doğruluk payı var mı? 2015 genel
seçimlerinde AK Parti'nin alacağı sonuçlar, Erdoğan'ın yokluğundan
etkilenir mi? Al Jazeera'ya açıklama yapan, Chicago Illinois
Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Akarca tarafından
geçmiş seçimler ışığında 'partilerdeki lider değişimlerinin oyları
etkileyip etkilemediği'ni örneklerle açıkladı.
ÖZAL VE DEMİREL ÖRNEĞİ
Akarca, ayrıca, seçmen davranışını etkileyen dinamikleri ve
seçmenin neye göre hareket ettiğine ilişkin kritik anlizler ve
değerlendirmelerde bulundu. Akarca'ya göre, geçmiş seçimlere ve
lider değişimlerine bakıldığında, seçmen lider değişiminden
etkilenmiyor. Erdoğan'ın AK Parti'den gidişiyle orların düşeceğine
yönelik söylemleri doğru bulmayan Akarca, özellikle de Özal ve
Demirel örneğine bakılarak verilen örneklerin Erdoğan ile
benzeşmediğini, yanlış bir çıakrım yapıldığını ifade
etti.
İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar:
SEÇMEN NEYE GÖRE HAREKET EDER?
Seçmen genellikle, bir önceki seçimde oy verdiği partiye oy
veriyor. Bunun da bir sebebi var; ideolojik görüşüne uyan ve
menfaatlerine uyan bir parti seçiyor. Bu yüzde yüz de 'doğru' diye
bir şey yok. Seçemnin bir kısmı, ekonomi iyi durumdayda
ödüllendirir ya da iyi bulmuyorsa cezalandırır, bir kısmı iktidarın
kararalrından negatif etkilenip kızıp-küsebilir; iktidar maliyeti
diyorum ben buna; yani iktidar aşınması... İktidarın avantajları da
var; seççimden önce yardım dağıtabilir, yolları yaptırabilir...
Onun dışında; stratejik oy dediğimiz bir konu var. Seçmen 'ikinci
olarak tercih ettiği parti'sine oy veriyor; yani barajdan dolayı,
yerel seçimde kendi partisine oy veriyor, fakat baraj problemi olan
yerlerde, kendi partisi yüzde 10'u geçemeyecek durumdaysa, 2. ya da
3. parti olarak gördükleri halde; HDP'ye oy verebilirler yani... O
yüzden yerel seçimlerde iktidar partisinin oy oranı daha düşük
olur.
İslamcı partilere yönelik yaptığım araştırmalarda, stratejik oy
verme kapsamında daha enteresan bir oy evrme çeşidi buldum; 2007
cumhuriyet mitingleri ve darbe mitingleri-teşebbüsleri; hükümeti
dengelemek değil, Hükümetin partisinin taraftarı olmnayanlar da o
tarafa kayabiliyor... Bu seçimde özellikle önemli olacak; HDP var
zira bu seçimde... Oy vermeye gitmeyenler, taraftarı olmayanlar
bile yüzde 10 barajını geçsin diye partinin (HDP) Meclis'te
olmasının faydalı olacağını düşünenler HDP'ye oy verebilir.
Seçmenin oy vermekteki en büyük ümidi; bir milletvekilini kendi
partisine kaydırabilmek... HDP'nin durumunda 40-50 milletvekilini
kaydırma durumu var, yüzde 10'u geçen ilk oy, partiye 40-50
milletvekili kaydırma durumunda olacak... O grupta seçime katılma
yönünde daha büyük bir teşvik olacak...
İZLEMEK İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ
OY KULLANMA EĞİLİMİNİ NE BELİRLİYOR?
Oy kullanma eğiliminde en önemli nokta; kuşaklar, yani Türkiye'de
iller arası oy verme- sandığa gitme farklılıkları var... O
illerdeki yaş dağılımı çok önemli. 30 yaşın altındaki seçmenlerin
yüksek olduğu iller de, 60 yaşın üstündeki seçmenlerin yüzdesinin
yüksek olduğu illerde katılım daha fazla. Bu şaşırtıcı aslında;
30-60 yaş arasında olanların çok olduğu illerde katılım daha az.
Halbuki 'yaşlılar sağlıklı olmadığı ya da eli ayağı tutmadığı için
oy vermeye gidemez' diye, 'gençler de tembel, sandığa gitmez' diye
düşünülebilir ama, aslında bu 'kuşak farkını örtbas eder. 1950'den
önce doğan 'baby boomer' dediğimiz grup en çok oy veren grup,
Avrupa'da bu kuşaktan sonra doğanlar daha az oy veren grup... Fakat
Türkiye'de tam tersi, 1980'den sonra olup ilk oyu verme tarihi 2002
olanlar, onlar şimdi oy vermeye başladı. Onlar arasında oy verme
oranı arttıkça katılım oranı da arttı.
İZLEMEK İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ
PARTİLERDE LİDER DEĞİŞİMİ NE KADAR ETKİLİ?
Liderin değişmesinin hiç bir etkisi yok. Aslında 'Erdoğan' örneğini
veriyorlar şimdi; 'O da partisini bıraktı, partisi oy kaybeder mi?'
diye... Kaybetmez. Çünkü Özal ve Demirel, Cumhurbaşkanı oldukları
için partileri oy kaybetmedi, partileri oy kaybetmekte olduğu için
Cumhurbaşkanlığına 'kapaığı attılar'. Şimdi AKP'de böyle bir şey
söz konusu değil. Şunu demek istiyorum; Erdoğan Cumhurbaşkanı
olmasaydı, partisinin başında kalsaydı da partisi kazanacaktı
yine... Şimdi oraya geçti (Cumhurbaşkanlığına) yine kazanacak.
"Partim kaybediyor, bari bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı olayım'
kaygısıyla oraya geçmedi. Dolayısıyla Özal ya da Demirel gibi
kaygılarla geçmedi.
İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
PROF. DR. ALİ AKARCA KİMDİR?
Chicago Illinois Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim
Görevlisi Prof. Dr. Ali T. Akarca, 1950 ile 2014 arasında
gerçekleşen tüm seçimlerin sonuçlarını analiz etti ve bu verilerle
oluşturduğu ekonomik model çerçevesinde seçmen eğilimlerini
araştırdı. Seçmen tercihleri, ekonomi-seçmen ilişkisi, göç-siyasi
eğilim ilişkisi, seçmenin stratejik oy verme eğilimi, iktidarların
yıpranma payı ve yıpranmayı azaltan faktörler, seçmende taraf
değiştirme eğilimleri, liderlik faktörü ve yolsuzluk algısının
etkisi üzerine geçmiş seçimlere dayanan modellemeler ortaya koydu.
Çalışmalarının bazılarında kendisine Ortadoğu Teknik
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aysıt Tansel de eşlik etti.