2015 genel seçimleri sonuçlarına yurtdışı seçmeni etkisi
Abone ol2015 genel seçimleri sonuçları üzerinde yurtdışı seçmeninin etkisi nasıl olacak? Yurtdışındaki seçmene uygulanan ve seçime katılımı azaltan 'randevu uygulaması'nın kalkması 7 Haziran’da sonuçları nasıl etkiler? İşte cevabı...
2015 genel seçimleri için parti
hazırlıklarının son hızla ilerlediği bugünlerde, gözler yurtdışı
seçmenine çevrildi. 8 Mayıs'tan itibaren yaklaşık 2 milyon 870 bin
'yurtdışı seçmeni' oy vermeye başlayacak. Peki yurtdışı seçmeninin
oyları en çok hangi partiye yarar? İşte
cevabı...
"RANDEVULU OY KULLANMA SİSTEMİ'
KALDIRILDI!
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yurtdışından katılımı
düşüren (sadece yüzde 8.37) 'randevulu oy kullanma
sistemi'yle,yurtdışında yaşayan 2 milyon 798 bin 726 seçmenden
sadece 230 bin 938’i sandığa gitmişti. Dolayısıyla tüm partilerde
bir 'yurtdışı seçmeninden kaynaklı hayal kırıklığı' yaşanmıştı. 7
Haziran seçimlerinde randevulu sistemin kaldırılmasıyla gözler
yurtdışı seçmeninin göstereceği reaksiyona çevrildi.
GÖZLER YURTDIŞI SEÇMENİNDE!
Al Jazeera'nin haberinde yer alan YSK verilerine göre, bir önceki
seçime göre 56 bin 66 kişilik artışla, 7 Haziran seçimlerinde oy
kullanabilecek seçmen sayısı 2 milyon 867 bin 658’e ulaştı. Bu
seçmenler için 54 ülkede 112 sandık kuruldu.
"PARTİLER SEÇMENİ SANDIĞA GÖTÜREBİLMELİ"
Al Jazeera’nın seçimlere ilişkin sorularını yanıtlayan Infakto
Araştırma’dan Siyaset Bilimci Doç. Dr. Emre Erdoğan’a göre,
partilerin öncelikle seçmeni sandığa götürebilmesi gerekiyor.
'Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işlem maliyetinin yüksekliği ve
seçmenin verdiği oyun çok etkili olmayacağına dair inancı katılımın
çok düşük seviyede kalmasına neden oldu' diyen Erdoğan, bu kez
sonucun değişmesinin bu iki etkinin kırılmasına bağlı olduğunu
düşünüyor:
"OTOBÜSLERLE SEÇMENİN TAŞINMASI GEREKİYOR"
“İnsanlarda ‘getirisi var mı’ hissinin uyandırılması gerekiyor.
‘Oraya gittim oy kullandım, sonuca etkim olabilir’ hissinin
uyandırılması.. Ama daha önemlisi, aidiyet duygusunun tatmin
edilmesi. Bu da tek bir yöne götürüyor bizi, seçmeni sandığa
götürebilme kapasitesine. Bunun bir operasyonel tarafı var.
Otobüslerle seçmenin taşınması gerekiyor. Daha önce gümrük
kapılarında oy kullanılırken bunun olduğunu biliyoruz. Bu bir
kapasite ve örgütlenme meselesi. “
"AK PARTİ VE HDP FAKTÖRÜ"
"Bunu yapabilecek iki parti var; AK Parti ve HDP..." diyen Erdoğan,
"AK Parti’nin Avrupa’da Milli Görüş kuvvetli olduğu için ve entegre
olmamış Türkler kozalar halinde camilerin etrafında örgütlendikleri
için orayı mobilize etme kapasitesi daha fazla. CHP’nin ya da
MHP’nin böyle bir kapasitesi yok. CHP’nin herhangi bir yerel
örgütlenmesi yok. CHP Avrupa’da yaşayan entelektüellere çok hoş
gelecek söylemlere gidebilir ama orada yaşayan insanları sandığa
götürebilme kapasitesine sahip değil. Keza MHP de öyle. Burada
iddialı olan, HDP. HDP’nin çok iyi biliyoruz, bir Kürt altyapısı
var. Kürtlerin yoğun olduğu ülkelerde bunu başarması mümkün. Ancak
Kürtlerin yoğun ve örgütlü olduğu ülkeler de nüfusun çok fazla
olduğu ülkeler değil. Kürtlerin kuvvetli olduğu ülkeler İsveç,
Norveç, Danimarka gibi kuzey ülkeleri mültecilikten dolayı. Bunu
Almanya’da, Kürt ve Alevi açılımı ile yapabilirlerse mümkün. “ diye
konuştu.
HDP BARAJI YURTDIŞI OYLARLA BARAJI GEÇER
Mİ?
Seçmen sayısının en fazla olduğu beş ülke yani Almanya, Fransa,
Hollanda, Belçika ve Avusturya’da adayların aldığı oy oranları
yukarıdaki tabloda görülüyor. Siyaset bilimci Emre Erdoğan’a göre,
bu ülkelerde bile tüm seçmenin sandığa taşınması halinde alınacak
oyun yurtiçinde alınacak oya etkisi sınırlı. Erdoğan bunu
yurtdışındaki seçmen davranışı ile açıklıyor:
“Yurtdışında yaşayan Türkler iki türlü oy kullanıyorlar. Fransa ve
Almanya özelinde. Birincisi, Fransa’da oy kullanma hakkına sahip
Türkler sandığa gitmiyorlar. Gittikleri zaman da sosyalist
partilere oy veriyorlar. Keza Almanya’da sosyal demokratlara oy
veriyorlar. Sonuç olarak da Türkiye’de oy verme davranışından
farklı bir davranışa gidiyorlar. Bu insanlar biliyoruz ki
Türkiye’ye geldikleri zaman da sağcı partilere oy veriyorlar. İki
ayrı zihin haritasıyla davranıyorlar. Bu hem şaşırtıcı hem de
beklenen bir şey. Oradaki çıkarları ile buradaki çıkarları ya da
oradaki duyguları ile buradaki duyguları aynı değil.”
Erdoğan’a göre, yurtdışı seçmendeki iki ayrı zihin haritasıyla
davranma alışkanlığının özellikle HDP’nin barajı aşma sorununa
katkı açısından etkisi de sınırlı.
“HDP’nin söylediği, ileri sürdüğü meseleler Fransa’da, Almanya’da
yaşayan bir ortalama seçmen için ne kadar anlamlı gelir, onu
düşünmekte fayda var. Düşük eğitimli Türk işçilere birinci nesil,
ikinci nesil, bu insanlar için HDP’nin bahsettiği konular ne kadar
hayati? “
"GÜMRÜK KAPILARINDAN GELEN OY DAHA FAZLA"
Yurtdışı ve gümrük kapılarında kullanılan oylar aynı havuzda
değerlendiriliyor. Partilere verilen oy, illerde partilerin aldığı
oy oranlarına göre dağıtılacak. Örneğin A siyasi partisinin il
seçim kurullarından gelen toplam aldığı geçerli oy 14 milyon 450
bin. Bu siyasi parti H seçim çevresinde aldığı geçerli oy miktarı
da 250 bin. Yurtdışı ve gümrük kapılarından aldığı geçerli oy
miktarı da 50 bin olduğu varsayıldığında, H seçim çevresinde A
siyasi partisine yansıyacak oy miktarı doğru orantı hesabı ile
bulunacak. Buna göre:
50.000 x 250.000 / 14.450.000 = 865
H seçim çevresinin toplam geçerli oy miktarı= 250.000 + 865 =
250.865
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE YURTDIŞI SEÇMENİ 'ERDOĞAN'
DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım çok düşük kalsa da sonuçlarda
iktidardaki AK Parti’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ilk sırada yer
aldı. CHP ve MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu 2., HDP’nin
adayı Selahattin Demirtaş ise 3. sırada yer aldı.
TÜRK SEÇMENİN ÇOĞUNLUĞU ALMANYA'DA
Al Jazeera'nin haberine göre, 3 milyona yaklaşan yurtdışı
Türk seçmenin büyük bir çoğunluğu Almanya’da. Onu sırasıyla Fransa,
Hollanda, Belçika ve Avusturya izliyor. Dolayısıyla siyasi
partilerin yurtdışı seçmenden aldığı oyları artırmak için hedefinde
olması muhtemel ülkeler de bunlar.