2014: Türkiye ile ABD ilişkilerinin zor yılı
Abone olABD ve Türkiye bu yıl Suriye’de Esad ve IŞİD’e karşı izlenecek stratejilerde farklılıklardan Filistin ve Mısır gibi konulara kadar aynı sayfada buluşamadı. 2015'te iki ülke ilişkilerinde neler beklenebilir? Washington'dan İlhan Tanır değerlendiriyor.
2014, ABD ve Türkiye ilişkileri için zor bir yıl olarak başladı
ve sona gelinirken de ilişkiler bazı zor meydan okumalara direnmeye
çalışıyor.
Geçen yıl Aralık ayında ortalığa saçılan yolsuzluk iddiaları ve zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ilk önceleri ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi de dahil olmak üzere, olanlardan Batı’yı da suçlaması, 2014’e girerken iki ülke arasında, Gezi protestolarindaki ayrışmalardan dolayı zaten soğuk olan ilişkilere yeni zorluklar eklemişti.
2014’ün Eylül ayına gelindiğinde ise, IŞİD’e karşı yeni bir strateji kurmaya karar veren Obama yönetimi, tam da o dönemde henüz cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Erdoğan’la yeniden yakınlaştı. ABD’nin etkili bakanları ve yetkililerinin art arda düzenledikleri Türkiye ziyaretlerini, Başkan yardımcısı Joe Biden’in ziyareti izledi.
2014 yılı sonuna geldiğimizde ise, bütün bu üst düzey ziyaretlere rağmen, ABD ile Türkiye’nin üstünde bir türlü anlaşamadığı bir dizi sorunlar ilişkilere gerginlik yüklüyor.
Suriye’de Esad ve IŞİD’e karşı izlenecek stratejilerde
farklılıklardan Filistin ve Mısır gibi bölgesel konulara kadar,
Ankara ve Washington aynı sayfada buluşamıyor.
Washington’da Türkiye-ABD ilişkilerini yakından izleyen Amerikalı bir kaynağa göre, ‘Türkiye ile ABD arasındaki diyalog yollarında ciddi sıkıntılar var. Her iki tarafın birbirine dedikleri diğerinin adeta bir kulağından girip diğerinden çıkıyor.’’
Gülen, ilişkilere yeni sorunlar yükleyebilir
Türkiye’de bütün hızı ile süren Gülen Hareketi ile iktidar arasındaki mücadele de, bugünlerde ABD ile olan ilişkilere eklemlenen, önümüzdeki aylarda da sıkça isminin geçeceği bir başka konuya evriliyor. Son süreçte Fethullah Gülen için bir yakalama kararının çıkartılması, hükümet yetkililerinin demeçlerine göre, ABD’den Gülen’i geri isteme talebine dönüşecek.
Merkezi Washington'da bulunan sivil toplum kuruluşu Freedom House’un ifade ve basın özgürlüğü konularındaki yetkili ismi Karlen Karlekar, Türkiye’de Gülen grubuna yakın olarak bilinen medyanın hedef alınması ve ülkedeki en büyük gazetelerden birinin genel yayın yönetmeninin gözaltına alınması gelişmelerinin ABD’de endişeyle karşılandığını ve kendisinin de bu gelişmeleri ‘çok kaygı verici’ bulduğunu ifade etti.
BBC Türkçe’ye konuşan Karlekar, Erdoğan ve AKP’nin Gülen Hareketi ile ilgili yaptığı suçlamalar hatırlatıldığında ise "Eğer suçlamalar varsa, uygun olanı, delillerin ortaya konması ve dava açılmasıdır. Sadece suçlama yapmak ve tutuklama yapmak olmaz."
Ayrıca Karlekar, "Hedefe konan medya gruplarının AKP hükümeti hakkında bir yıl kadar önce ortaya çıkan çok ciddi yolsuzluklara dikkat çeken medya grupları olduğu’’ ve bu durumun "kilit önemde bir faktör olduğu" kanısında: "Hükümet kendi hakkındaki yolsuzluk gibi negatif durumların ortaya çıkarılmasını tabii ki istemiyor’’ diyor.
Boston Üniversitesinde çalışan antropolog ve ‘Müslüman Milliyetçilik ve Yeni Türkler’ adlı kitabın da sahibi olan Jenny White ise, Gülen hakkındaki gelişmeler sorulduğunda, ABD’nin bir şüpheliyi iade etmesi için, işlenen suçun her iki ülkede de suç olarak kabul edilmesi gerektiğini hatırlatarak, Gülen ile ilgili suçlamanın ne kadar ciddi olduğundan emin olmadığını ifade etti.
Karlekar ise, ABD’nin Gülen’i iade etmesi için, "delil görmesi ve ikna olması gerektiğini’’ hatırlattı.
"Erdoğan tek adama dönüştü"
AKP’nin 12 yılını ve değişimleri sorduğumuz White’a göre, 2000 öncesindeki Batı’ya karşı farklı paranoya ve şüpheleriyle bilinen Kemalistler ile günümüz iktidarının tam anlamıyla yer değiştirdiğini ve bir "deja vu" yaşandığını kaydetti.
White, Erdoğan hükümetinin Kıbrıs, Ermeni veya Kürt konularında ilk yıllarda tabuları yıktığını, Erdoğan’ın 2011'e kadar dünyada saygı duyulan liderler içinde bulunduğunu ama bunun hızlıca değiştiğini anlattı.
White’a göre, Erdoğan’ın yönetim şekli, ‘tek adam show’a’ dönüştü ve bu değişim 2011’deki seçim zaferiyle başladı.
White, Müslüman Kardeşler'e yakın olan Mursi hükümetinin Mısır’da düşmesi, Gezi protestoları ve yolsuzluk skandallarının, Erdoğan’ın ‘tek adamlığa’ dönüşümünde kilit roller oynadığını düşünüyor.
ABD ziyaretleri sürüyor
ABD yetkililieri halen Ankara’ya üst düzey yetkili göndermeye devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Başkan Obama’nın IŞİD karşıtı koalisyonu kurmaktan sorumlu Büyükelçisi Brett McGurk Ankara’ya gelerek, IŞİD’e karşı Türkiye ile olan iş birliğini görüştü.
Washington’da IŞİD’e karşı stratejiyi tartışan bölge uzmanları, ABD'nin uygulayacağı 'Türkiye’siz bir IŞİD stratejisinin' başarısız olacağı görüşünde.
Middle East Institute kurumunun geçen hafta düzenlediği bir toplantıda konuşan ABD’nin Şam’daki son büyükelçisi Robert Ford, bir taraftan Türkiye’nin Suriye içinde uçuşa yasak bölge talebinin değerlendirilmesi üzerinde dururken, diğer taraftan ise Türkiye’nin ABD’nin stratejisine destek olmadığında, ABD’nin başarılı olmasının ‘çok çok zor’ olacağını söyledi.
Rusya-Türkiye yakınlaşması
Batı ile ilişkilerinde ciddi pürüzler yaşayan ve son dönemde ekonomik kriziyle dünya gündeminde olan Rusya’nın lideri Vladimir Putin’in yakın zamanlarda Ankara’ya gelmesi ve iki ülke liderlerinin ticaret ilişkilerinde önümüzde yıllar için koydukları gözalıcı hedefler de Washington’da dikkat çekmiş.
Bu yakınlaşmanın sorulduğu ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki, "verilen bu sözlerin ne ölçüde gerçekleşeceğine bakacağız" diyerek soruyu geçiştirmesine rağmen, ‘‘Rusya ile hiçbir şey olmamış gibi de ilişki kurulmaması’’ gerektiğinin de altını çizmişti.
Batı tarafından ambargolarla ‘yola getirilmeye’ ve Ukrayna’nın içişlerine karışmasına son verilmeye çalışılan Putin’e Ankara’dan uzatılan yardım elinden ABD yönetiminin memnun olmadığı, Washington’daki iki Türkiye uzmanı tarafından dile getirildi.
2015'den şimdilik pek umut yok
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde kötü başlayıp, pek de iyi sonlanmayacağı görülen 2014 yılının yerini alacak 2015 yılı için de Washington’da umutlu konuşan uzman pek yok gibi.
Bu uzmanlar için Türkiye’nin kritik önemde görülen genel seçimlerinin de yılın ilk yarısında yapılacağı düşünüldüğünde, Türkiye'nin iç gelişmelerinde yaşanacak olası sıkıntıların dış politikaya olumsuz etkisinin süreceğini tahmin etmek güç değil.