2008 sancılı geçecek
Abone olUluslararası yatırım Bankası Deutsche Bank'ın Türkiye raporu açıklandı.
Uluslararası yatırım Bankası Deutsche Bank, yapısal reformların
gerçekleştirilmesi halinde, Türkiye'nin kredi notunun yükseleceğini
bildirdi. Deutsche Bank'a göre, Türkiye'nin sürdürülebilir bir
ekonomik büyüme ile istikrarlı bir makro ekonomik yapı açısından,
henüz tamamlanamayan yapısal reformların gerçekleştirilmesi
gerekiyor.
Bu reformların ise sosyal güvenlik, istihdam, vergi ve doğrudan
yatırımlar alanında olacağı belirtilirken, yapısal reformların, tam
bir sosyal uzlaşma ile gerçekleştirilmesinin önemine de dikkat
çekiliyor. AA muhabirinin, Deutsche Bank'ın 2008 Türkiye raporundan
derlediği bilgiye göre, geçen yıl seçimler nedeniyle
gerçekleştirilemeyen ekonomik uygulamaların bu yıl
gerçekleştirilmesi bekleniyor. Kredi notunun artırılmasında,
Türkiye'nin dış mali pozisyonun da etkili olacağı ifade
ediliyor.
SİYASİ GELİŞMELER...
Siyasi atmosferin istikrarını koruyacağının belirtildiği raporda,
bu yıl sadece Anayasa değişikliği konusundaki tartışmaların bazı
siyasi tartışmalara neden olabileceği, 2009 yılındaki yerel
seçimlere kadar bu istikrarın devam etmesinin beklendiği
kaydedildi. Silahlı Kuvvetlerin, terör örgütü PKK'ya yönelik yurt
içi ve sınır ötesi mücadelesinin, bu yıl da kararlı şekilde devam
edeceğinin ifade edildiği raporda, ABD'nin de bu konuda Türkiye'ye
olan desteğinin süreceği kaydedildi. Raporda, Türkiye
ekonomisindeki normalleşme nedeniyle, piyasaların, sınır ötesi
askeri operasyonları dikkate almadan ekonomik gerçeklere göre
hareket ettiği de vurgulandı.
AB İLE İLİŞKİLER...
AB ile Türkiye arasındaki ilişkilere de değinildiği raporda,
Türkiye'nin bu yıl, AB ile ilişkilerde ilerleme beklediği, ancak
tam bir ilerleme için başta Kıbrıs konusu olmak üzere taraflar
arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi gerektiği ifade edildi.
Raporda, Kıbrıs konusunu çözüme bağlanmadan, bazı müzakere
fasıllarının açılsa bile kapatılmayacağı vurgulandı.
IMF ÇIPASININ ÖNEMİ...
Türkiye'nin, küresel bir dalgalanmanın olduğu dönemde, IMF ile
ilişkileri ve IMF çıpasının öneminin vurgulandığı raporda, Mayıs
ayında sona erecek olan mevcut Stand-by düzenlemesinin sona
ermesinin ardından, Hükümetin, IMF ile daha esnek bir düzeyde
ilişkilerini devam ettirmesinin beklendiği kaydedildi. Deutsche
Bank raporunda, IMF ile İhtiyati Stand-by, (Program Sonrası) Yakın
İzleme ve Rezerv Güçlendirme İmkanı gibi üç alternatiften birinde
anlaşılabileceği kaydedildi.
EKONOMİK BÜYÜME GELECEK YIL TOPARLANIR...
Türkiye ekonomisinin, 23 çeyrek dönem boyunca kesintisiz
büyüdüğünün belirtildiği raporda, geçen yıl, ekonomide başlayan
ekonomik yavaşlamanın, bu yıl toparlanacak olmasına karşın, gelecek
yıla kadar, eski performansını yakalamasının zor göründüğü ifade
edildi. Türkiye'deki ekonomik büyümenin dinamiklerinin, sabit
sermaye yatırımları, özel tüketim ve ihracat olduğunun belirtildiği
raporda, geçen yıl, seçimler ve küresel dalgalanmanın da etkisiyle,
faizlerin yükseldiği ve tüketimin azaldığı kaydedildi. Raporda,
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) temelinde, bu yılki ekonomik
büyümenin yüzde 5,5 , gelecek yılki ekonomik büyümenin de yüzde 6
olacağı ifade edildi. Deutsche Bank'ın raporunda, dış talepteki
azalmanın, faizlerin düşürülmesiyle güçlenecek olan iç talep ile
tazmin edileceğine dikkat çekildi.
ENFLASYON RESMİ HEDEFİ GEÇER...
Deutsche Bank'ın raporunda, geçen yıl, yüksek enerji fiyatları ile
kuraklık sonucu oluşan yüksek gıda fiyatlarının, enflasyonun,
hedefi aşmasına neden olduğu belirtilirken, bu yıl da enflasyon
açısından, benzer gelişmelerin beklendiği kaydedildi. Bu yıl, bazı
gıda kalemlerindeki KDV oranlarındaki indirim, enerji ve gıda
fiyatlarındaki artış hızının yavaşlaması gibi unsurların,
enflasyonun gerilemesine katkıda bulunacağı, elektrik ve doğal gaz
fiyatlarındaki artışın etkisinin ise sınırlı olacağı belirtildi.
Raporda, enflasyonun, bu yıl muhtemelen, resmi hedef olan yüzde
4'ün üstünde ve yüzde 6 civarında gerçekleşeceği vurgulandı.
CARİ AÇIK YÜKSELECEK...
Deutsche Bank'ın raporunda, Cari İşlemler Açığının, bu yıl da
yükselmeye devam edeceği ve 45,4 milyar dolara çıkacağı vurgulandı.
2008 yılında, özelleştirme projelerindeki hızlanma çerçevesinde,
Doğrudan Yabancı Sermaye girişinin artış göstermesine rağmen, kısa
vadeli sermaye hareketlerinde, küresel gelişmeler çerçevesinde
azalma görüleceği ifade edildi. Raporda, bu yıl 21 milyar dolarlık
Doğrudan Yabancı Sermaye girişinin beklendiği kaydedildi. Bu arada
toplam borçlanma gereğinin, faizlerdeki düşüş ve YTL'deki güçlenme
çerçevesinde azalacağı, ancak özel sektör borçlanmasının bu yıl
artış göstereceği ve bu artışın da, küresel likidite sıkışıklığının
bulunduğu bir ortamda risk oluşturabileceğine de işaret edildi.