Yazının başlığı ilginizi çekmiş olabilir. 2006 yıl önce yani
Miladi takvimin 1. yılında Dünya nüfusu ne kadardı dersiniz?
Sıkı durun sadece 300 milyon.
Aradan 1500 yıl geçtikten sonra dünya nüfusu bu 1500 sene
zarfında 600 milyona yükselmiş. Sanayi devriminin başladığı 1800
yılında ise dünya nüfusu 1 milyara ulaşmış.
Buraya kadar anormal bir gidişat yok.
1800 yılından 2000 yılına gelindiğinde dünya nüfusu 1 milyardan,
6,5 milyara fırlamış, fırlamamış adeta patlamış. 2050 yılında ise
dünya nüfusunun 9,4 milyar olacağı tahmin ediliyormuş.
0 – 1800 yılları arasında 1 milyar, 1800 – 2000 yılları arasında
5,5 milyar bir nüfus artışı inanılmaz bir süreci gösteriyor.
Bunu niye mi yazıyorum geçen hafta 22 Mart Dünya Su günüydü.
Bu nedenle Ankara Dedeman otelinde Doğa ve Çevre Derneği
tarafından bir panel düzenlendi.
Panelin onur konuşmacısı 9.uncu Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman
Demirel’di.
Panelde TMMOB – Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri
Sayın Ali Erhan Angı etkili bir sunum yaptı.
İklim değişiklikleri – küresel ısınma ve suyu konu alan bu
sunumda, bugün yaşadığımız kuraklık, çoraklaşma, susuzluk ve
sıkıntıların, önümüzdeki yıllarda çok daha riskli ve vahim bir
noktaya doğru sürüklenmesi ihtimalinin vurgulanması doğrusu
hepimizi tedirgin etti.
BM 2007 yılı iklim raporuna göre küresel ısınma son 50 yılda %90
oranında insan eliyle yaratılmıştır ve asırlarca sürecektir.
18.yy. buhar makinesinin icadı ile başlayan sanayi devrimi,
kömür ve 20.yy.da petrol tüketimi ve teknolojik gelişmeler ise bir
anlamda günümüzde “karbon çağına” yol açmıştır.
Daha çok üretim, daha çok tüketim daha çok çevre ve atmosfer
kirliliğini tetiklemiştir.
Güneşten dünyamıza ulaşan kısa boylu radyasyonun uzaya uzun
dalga boylu radyasyon olarak (kızılötesi) yansıtılamaması “sera”
etkisini yaratıyor.
20. yy.da dünyanın ortalama yüzey hava sıcaklığı 0,6 oC
artmış.
Kar örtüsü son 30 yılda %10 oranında azalmış.
1860 yılından beri görülen en sıcak 20 yılın 19 tanesi 1980
yılından bugüne gerçekleşmiş.
Ve nihayet son 50 yıl buzul kayıtlarına göre son 6.000 yılda
gözüken en sıcak yarım yüzyıl olmuş.
Çölleşme ve çoraklaşma riski, milyarlarca insanın yükselen deniz
suyu seviyeleri nedeniyle göç etmekle baş başa kalma riskleri.
Susuzluk ve su savaşları gibi tüyler ürpertici gerçekler birer
ciddi ve yakın senaryo olarak önümüzde duruyor.
Dünya aklını başına almazsa, doğa kendi tepkisini işte böyle
ortaya koyuyor. Bedelini ise ne yazık ki, torunlarımız belki de
onlardan önce çocuklarımız ödeyecek.
Ne yazık…