2006 enflasyon hedefi hayal
Abone olPara Politikası Kurulu'nun hazırladığı raporlara göre enflasyon 2006 yılı sonunda tek haneli olacak.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 2006 yılının ikinci
yarısında iç talep ve büyümenin yavaşlayacağını öngördüğü,
yavaşlamanın durgunluk seviyesine ulaşmayacağı ancak ilk yarıya
kıyasla büyüme oranlarında belirgin bir düşüş olacağının
düşünüldüğünü bildirdi.
Merkez Bankası, 20 ve 25 Haziran tarihlerinde gerçekleşen
toplantılardaki ''Para Politikası Kurulu Değerlendirmeleri
Özeti''ni yayımladı.
Değerlendirmede, alınan kararların ardından ve para politikasının
temkinli duruşunu devam ettirdiği varsayımı altında, ekonomik
faaliyetin orta vadede kademeli bir şekilde toparlanacağının tahmin
edilse de 2007 yılının ilk yarısında da düşük büyüme hızlarının
görülmesinin sürpriz olmayacağı ifade edildi. Talepte öngörülen bu
daralmanın, aynı zamanda maliyet yönlü baskıların enflasyon
üzerindeki ikincil etkilerinin sınırlı kalmasına katkıda bulunacağı
bildirilen değerlendirmede, bu bağlamda, döviz kurundaki son
hareketlerin fiyatlar üzerindeki etkisinin Ağustos ayından itibaren
azalacağının tahmin edildiği kaydedildi.
Yıllık enflasyonda Ağustos ayında düşüş beklense de mevsimsel fiyat
ayarlamalarının yoğun olduğu sonbahar aylarında enflasyonda
dalgalanmaların görülebileceği belirtilen değerlendirmede, şöyle
denildi:
''Ancak sonrasında enflasyonun tekrar istikrara kavuşacağı ve 2007
yılının ikinci çeyreğinden itibaren ana eğilimde belirgin bir düşüş
gözleneceği tahmin edilmektedir. Merkez Bankası'nın aldığı son
kararların ardından 2006 yılı sonunda enflasyonun tek haneli
rakamlarda kalma olasılığı artmıştır. Daha da önemlisi, son
dönemdeki döviz kuru hareketlerinin enflasyon üzerindeki
yansımalarının 2007 yılına taşınma ihtimali azalmıştır.''
Bu bağlamda, Kurul'un, orta vadeli hedeflerin erişilebilir olduğunu
düşündüğü belirtilen değerlendirmede, kuşkusuz, bu saptamaların
arkasında mali disiplinin süreceği, gelirler politikasının
enflasyon hedefleri ile uyumlu olmaya devam edeceği ve
bekleyişlerin iyi yönetileceği varsayımının yattığı ifade
edildi.
RİSKLER VE POLİTİKA TEPKİSİ
Enerji ve emtia fiyatlarındaki artışların ve dünyadaki hızlı
büyümenin gelişmiş ülkelerdeki enflasyon bekleyişlerine etkisinin
yakın tarihe kadar sınırlı olduğu ifade edilen değerlendirmede,
ancak, bu ülkelerde enflasyonun yükselmesinin önemli bir risk
olarak görüldüğü vurgulandı. Değerlendirmede, şöyle denildi:
''Gelişmiş ülkelerin para otoriteleri, enflasyon ve para
politikasına giderek daha temkinli bir tutum almaktadır. Para
Politikası Kurulu, global enflasyon kaygılarının ortadan kalkmaması
ve buna bağlı olarak gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının
parasal sıkılaştırma sürecine devam etmesi olasılığını önemli
risklerden biri olarak değerlendirmektedir. Global risk iştahının
azalmaya devam etmesine yol açabilecek böyle bir durumun ortaya
çıkması ve mali piyasalarımızda yeni dalgalanmalar olması halinde,
Merkez Bankası göreli fiyatlardaki değişimden kaynaklanan doğrudan
etkilere tepki vermeyecek ancak bekleyişler ve genel fiyatlama
davranışının bozulmasına müsaade etmeyecektir. Bu doğrultuda,
bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de tüm politika
araçlarının etkin bir şekilde kullanılmasından
kaçınılmayacaktır.''
FİYATLAMA DAVRANIŞLARININ BOZULMA OLASILIĞI
Değerlendirmede, Kurul üyelerine göre önümüzdeki döneme ilişkin bir
diğer temel riskin, fiyatlama davranışlarının bozulma olasılığı
olduğu kaydedildi. Merkez Bankası bünyesinde yapılan çalışmaların,
son yıllarda enflasyon hedeflerinin giderek artan bir şekilde
fiyatlamada referans olarak kullanılmaya başlandığını gösterdiği
ifade edilen değerlendirmede, son dönemde enflasyonda yaşanan
yükseliş geçici olmasına rağmen, yüksek enflasyon döneminin henüz
hafızalardan silinmemiş olması nedeniyle, fiyatlamada geçmiş
enflasyona veya hedef dışında bir değişkene endeksleme eğiliminin
artmasının önlenmesi gereken bir risk unsuru olduğu vurgulandı.
Merkez Bankası'nın bu riske karşılık tepkisi, hızlı ve sert bir
parasal sıkılaştırma paketi şeklinde olduğu bildirilen
değerlendirmede şöyle denildi: ''Öngörülemeyen şoklar karşısında
kısa vadede enflasyon hedeflerinden sapma olasılığı ortaya çıkmış
olsa dahi, Merkez Bankası orta vadeli hedeflere ulaşılabilmesi için
gereken tepkiyi vermiştir ve vermeye devam edecektir. Ekonomik
birimlerin orta vadeli hesaplarını hedeflenen enflasyon rakamlarına
göre yapmaları, tepkinin derecesini azaltacak ve ana eğilime daha
çabuk dönülmesini sağlayacaktır.''
MERKEZ BANKASI'NIN TEMEL AMACI
Merkez Bankası'nın temel amacının, orta vadeye ilişkin enflasyon
bekleyişlerini hedefler ile uyumlu hale getirmek olduğu ifade
edilen değerlendirmede, ancak o zaman enflasyon hedeflemesi
rejiminin başarıya ulaşmış sayılacağı kaydedildi. Kurul'un, aylık
fiyat verilerinin ekonomik birimler tarafından zaman zaman eksik
yorumlanabildiği ve bu durumun bekleyişlerde rasyonel olmayan
bozulmalara neden olabildiği değerlendirmesini yaptığı belirtine
değerlendirmede, şöyle denildi: ''Özellikle son dönemde, fiyat
verileri detaylı olarak incelenmeden orta vadeli enflasyona ilişkin
güçlü hükümlere varma eğiliminin arttığı gözlenmiştir. Kurul,
önümüzdeki aydan itibaren, aylık enflasyon verilerinin doğru
anlaşılmasına katkıda bulunmak amacıyla, fiyat endekslerinin
açıklanmasını takip eden iki işgünü içinde enflasyon gelişmelerini
mercek altına alan teknik bir not yayımlanmasının faydalı olacağı
değerlendirmesini yapmıştır.''
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, YTL'deki değer kaybı
neticesinde yabancı paralar cinsinden birim ücretlerin
gerilemesiyle, özellikle emek yoğun sektörlerde ihracat
performansının olumlu etkileneceğinin düşünüldüğünü bildirdi.
Kurul, son dönemde yüksek artışlar gösteren ithalatın ise Temmuz
ayından itibaren yavaşlamasının beklendiğini belirtti.
Merkez Bankası, 20 ve 25 Haziran tarihlerinde gerçekleşen
toplantılardaki ''Para Politikası Kurulu Değerlendirmeleri
Özeti''ni yayımladı.
Değerlendirmede, yılın ilk beş ayında enflasyondaki yükselişin
büyük oranda arz yönlü unsurlardan kaynaklandığı belirtildi.
İşlenmemiş gıda ürünleri fiyatlarının Haziran ve Temmuz aylarında
enflasyona olumlu katkı yapma olasılığının yüksek olduğu ifade
edilen değerlendirmede, buna karşın, son dönemde döviz kurunda
yaşanan hareketlerin tüketici fiyatları üzerindeki doğrudan
etkilerinin Haziran ve Temmuz aylarında devam edeceği ve bu dönemde
yıllık enflasyonun artacağının öngörüldüğü kaydedildi.
Değerlendirmede, Ağustos ayında ise geçtiğimiz yılın aynı ayında
tütün ve alkollü içecekler grubu fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı
artıştan kaynaklanan etkinin ortadan kalkması ile yıllık
enflasyonun düşmesinin beklendiği bildirildi.
ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR
''Son aylarda, üretim faaliyetleri ve talepteki canlanma yeni bir
ivmelenme olmaksızın sürmüş, yatırım harcamaları güçlü seyrini
devam ettirmiştir'' ifadesine yer verilen değerlendirmede, ancak,
Mayıs ayında başlayan mali piyasalardaki dalgalanmaların sonrasında
makroekonomik görünümün yeniden ele alınması gerektiği
belirtildi.
Mali piyasalardaki dalgalanmaların öncelikle ithal girdi
maliyetlerini etkilediği kaydedilen değerlendirmede, imalat sanayi
kısmi emek verimliliğindeki artışların 2006 yılının ilk çeyreğinde
de sürmesinin birim işgücü maliyetlerindeki düşüş eğiliminin
devamını sağlasa da, söz konusu düşüşün ithal girdi
maliyetlerindeki yüksek oranlı artışı telafi edecek düzeyde
olmayacağı vurgulandı.
MALİ PİYASALARDAKİ DALGALANMALAR
Mali piyasalardaki dalgalanmaların, aynı zamanda talep
koşullarını
da değiştirdiği ifade edilen değerlendirmede, tüketim ve yatırım
harcamalarına ilişkin gerçekleşmelerin yurt içi talebin yılın
ikinci çeyreğinde güçlü seyrettiği yönünde sinyal verdiği
belirtildi.
Değerlendirmede, ''ancak yükselen faizler, sürmekte olan
dalgalanmanın oluşturduğu belirsizlik algılaması ve ithal
mallardaki göreli fiyat artışı önümüzdeki dönemde yurt içi talebi
olumsuz etkileyecektir. Faiz oranlarındaki artış ve vadelerin
kısalmasıyla beraber şimdiden kredi artış oranlarında yavaşlama
görülmektedir'' denildi.
Bu gelişmelerin, yılın geri kalanında dış ticaret dengesi ve
dolayısıyla cari açık üzerinde daraltıcı etkilerinin olmasının
beklendiği belirtilen değerlendirmede, şöyle denildi:
''Yeni Türk Lirası'ndaki değer kaybı neticesinde yabancı paralar
cinsinden birim ücretlerin gerilemesiyle, özellikle emek yoğun
sektörlerde ihracat performansının olumlu etkileneceği
düşünülmektedir.
Son dönemde yüksek artışlar gösteren ithalatın ise Temmuz
ayından
itibaren yavaşlaması beklenmektedir. Enerji fiyatlarındaki yüksek
seviyeler nedeniyle ara malı ithalatının azalması beklenmese
de, özellikle, 2005 yılının ikinci yarısından itibaren hızlı
büyüme sergileyen sermaye ve tüketim malı ithalatının,
2006 yılının ikinci yarısında yıllık bazda önemli oranda
gerileyeceği tahmin edilmektedir.''
''İÇ TALEPTEKİ YAVAŞLAMA BASKIN OLACAK''
Net dış talepteki artışa rağmen, kısa vadede iç talepteki
yavaşlamanın baskın olacağı ve son dönemdeki dalgalanmaların toplam
talep üzerindeki net etkisinin daralma yönünde olacağının
düşünüldüğü belirtilen değerlendirmede, bu çerçevede, talep
koşullarının enflasyona yaptığı düşüş yönlü katkının, yılın ikinci
yarısında artmasının beklendiği ifade edildi.
Yatırım eğiliminin yılın ikinci yarısında yavaşlayacağı tahmin
edilse de, orta vadede son üç yıldaki güçlü yatırımların verimlilik
artışlarına destek vermeye devam etmesinin beklendiği kaydedilen
değerlendirmede şöyle denildi:
''Ayrıca, demografik unsurlar ve tarım sektöründeki yapısal dönüşüm
nedeniyle kentlerdeki işgücü arzının artma eğiliminde olması,
işgücü maliyetlerini sınırlamayı sürdürecektir. Sonuç olarak, birim
işgücü maliyetlerinin, son yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemde
de enflasyondaki düşüş sürecine katkı yapmaya devam edeceği
düşünülmektedir.''