2006 daha zorlu geçecek
Abone olAnkara Sanayi Odası Başkanı Çağlayan, 2006'nın bu yıla oranla daha zorlu geçeceğini öngörerek, hükümetin istihdam konusunda aldığı önlemlerin artırılmasını istedi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Çağlayan,
“Öyle gözüküyor ki 2006 yılı, 2005 yılından biraz daha zorlu
geçecek” dedi. Çağlayan, ASO’nun Ağustos Ayı Olağan Meclis
Toplantısı’nda bir konuşma yaptı. Çağlayan konuşmasında istihdam
konusuna ağırlık verdi. İstihdam yaratabilmek için sürdürülebilir
büyümenin şart olduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye’nin 3 yıldır
büyüdüğünü ama istihdam yaratamadığını kaydetti. Petrol
fiyatlarındaki yükselişin 2006 yılına yönelik beklentileri olumsuz
etkilediğini anlatan Çağlayan, petrol fiyatlarının 60 dolarda bir
taban oluşturacağına inandığını, bunun da Türk ekonomisini olumsuz
etkileyeceğini öngördü. Fransa’nın AB müzakerelerinde Kıbrıs’ta
Güney Rum kesimi ile ilgili tavrını da eleştiren Çağlayan, “Bunun
da hayretle, ibretle izliyoruz. Fransa’nın yapmış olduğu tiyatroyu
anlamak mümkün değil” diye konuştu. Çağlayan, Fransa’nın Türkiye’yi
iç politikalarına alet etmek istediğini belirterek, Fransız
kamuoyunun buna gerekli tokadı atacağına inandığını söyledi.
Türkiye’nin 3 Ekim’de müzakerelerin başlamasını istediğini belirten
Çağlayan, bu tarihte müzakerelerin başlayacağını bildirdi. İSTİHDAM
İÇİN PROJELER ARTIRILMALI Dünya Bankası’nın istihdam ile ilgili
biri raporu bulunduğunu ifade eden Çağlayan, bu rapordan bazı
alıntılar yaptı. 2004 yılında Türkiye’deki yetişkin nüfusun
yalnızca yüzde 40’ının çalıştığını, bunun dünyadaki en düşük
oranlardan birisi olduğunu belirten Çağlayan, Avrupa’da bu oranın
yüzde 63 olduğunu kaydetti. OECD’de 55-64 yaş grubundakilerin yüzde
51’inin Avrupa Birliği’nde de yüzde 41’i çalışırken, Türkiye’de bu
oranın yüzde 33 olduğuna dikkat çeken Çağlayan, erken emekliliği
eleştirdi. 1980-2004 döneminde Türkiye’de çalışma çağındaki nüfusun
23 milyonartarken, sadece 6 milyon net istihdam yaratılabildiğine
vurgu yapan Çağlayan, Türkiye’nin 2010 yılına kadar AB’nin şimdiki
işgücüne katılım oranını yakalayabilmek için 6 yılda 10 milyon,
yüzde 70 için ise 14 milyon net istihdam yaratmak zorunda olduğunu
kaydetti. Şimdiki durum ve trendin devam etmesi halinde,
Türkiye’nin 2010 yılına kadar ancak 1,5 milyon istihdam
yaratabileceğini, yani yılda sadece 300 bin yeni istihdam
sağlayabileceğini ifade eden Çağlayan, oysa yılda Türkiye’nin 750
bin kişiye istihdam yaratması gerektiğini vurguladı. Dünya
Bankası’nın istihdam artışını hızlandırmak için 3 tane öneride
bulunduğunu anlatan Çağlayan, bu önerilerin kıdem tazminatı
sisteminde reform yapılması, esnek çalışmayı kısıtlayan yasal
düzenlemelerin değiştirilmesi ve işsizlik sigortası primlerinin
düşürülmesi olduğunu belirterek, bu önerilere kendilerinin de
katıldığını anlattı. Konuşmasında kıdem tazminatı konusuna da
değinen Çağlayan, Türkiye’de 20 yıl çalışmış bir işçiye 20 aylık
kıdem tazminatı ödendiğini bunun OECD, Doğu Avrupa ve orta gelirli
ülkelerde çok daha düşük olduğunu anlattı. Çağlayan, işsizlik
fonunda şimdiye kadar 16 milyar lira biriktiğini de belirterek,
işsizlik fonunun oluşturulacak kıdem tazminatı fonu ile
birleştirilmesini önerdi. İşsizlik sigortası fonuna verdikleri payı
2’ye bölmeleri önerisinde bulunan Çağlayan, bunun yarısının
işsizlik fonuna, yarısının da kıdem tazminatı fonuna gitmesini,
eğer bu yapılamaz ise ozaman işsizlik sigortası priminde indirime
gidilmesi çağrısında bulundu. ANADOLU YAKLAŞIMI GEREKLİ
Konuşmasında KOBİ’lerin finansmanı konusuna da değinen Çağlayan, bu
sorunun çözülebilmesi için bir “Anadolu Yaklaşımı”’nın gerekli
olduğunu bildirdi. Çağlayan, şöyle dedi: “Krizden zarar gören,
desteklenmesi durumunda hemen faaliyete başlayabilecek, ödeme
güçlüğü içinde olan, kredi konusunda bankalarla araları bozulmuş
olan ve işletme sermayesi sıkıntısı çeken KOBİ’lerin,Anadolu
Sermayesi’nin sorunlarını çözmek için bir Anadolu
Yaklaşımı’nıacilen başlatmak, hem ekonomik canlanmaya, hem de
istihdama katkı sağlayacaktır.” 81 MİLYONLUK SOSYAL GÜVENLİK
ŞEMSİYESİ Zorunlu istihdam sorununa da değinen Çağlayan, reel
ekonomik olduğu bir ortamda geçmiş hükümet ve meclis döneminde
çıkartılan ve adına da “Sosyal Güvenlik Reformu” denilen ve bunun
ile reform kelimesinin “kirletildiği” bir yapının mutlaka ortadan
kaldırılması gerektiğini kaydetti. Çağlayan, “Bir şemsiye düşünün,
70 milyonluk bir şemsiye. Ama şemsiyenin altına 81 milyon girmiş.
Böyle ucube bir durum olabilir mi?” dedi. Türkiye’de 70 milyonluk
bir nüfus bulunmasına rağmen, sosyal güvenlik şemsiyesinden
yararlanan 81 milyon kişi bulunduğunu belirten Çağlayan, bu
rakamlarda bir hata olduğunu söyledi. Çağlayan, “Ya nüfus yanlış,
ya 81 milyon. Ama hepsi doğru. Sosyalgüvenlik şemsiyesinden
yararlananların büyük bir çoğunluğu asalak, parazit. Bunun sonucunu
da bizler ödüyoruz” dedi. ÖZELLEŞTİRME GELİRİ 15 MİLYAR DOLARI
AŞACAK Konuşmasında özelleştirme konusu da değinen Çağlayan,
Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yapmış olduğu özelleştirmelerin
yaklaşık, 1,5 katını bu yıl yapacağını belirterek, “benim tahminim
15 milyar dolarlık bir özelleştirme rakamı ile Türkiye karşı
karşıya kalacak. Bunun büyük bir kısmını da Türkiye peşin alacak”
dedi. Erdemir’in özelleştirmesinde ortak bir girişim grubu
oluşturduklarını hatırlatan Çağlayan, Türkiye’deki herkese bu ortak
girişim grubuna katılma çağrısında bulundu. Çağlayan, Ereğli Ortak
Girişim Grubu’na katılım ile ilgili daha önce tespit ettikleri 50
milyon dolarlık tavan ile 1 milyon dolarlık taban rakamını daha
aşağıya çekeceklerini kaydetti. Çağlayan çünkü bu konuda ciddi bir
destek aldıklarını belirtti.