2003 yılı bütçesi komisyonda
Abone ol2003 Yılı Bütçesi'ni TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunan Maliye Bakanı Unakıtan görüşlerini açıkladı.
Unakıtan, sunuş konuşmasında, 2003 Yılı Bütçesi'nin 58.
Hükümet'in ilk bütçesi olduğunu belirterek, üzerinde uzun uzun
çalışılıp titizlikle hazırlanarak Meclis'e sevkedildiğini söyledi.
Dünya ekonomisinde 1999 yılında görülen iyileşmenin 2000 yılında da
devam ettiğini, bu yılın sonunda başlayan yavaşlamanın 2001 yılında
arttığını belirten Unakıtan, 2000 yılında yüzde 4.7 olan dünya
ekonomisinin büyüme hızının 2001 yılında artan ve genişleyen
küresel durgunluk sebebiyle yüzde 2.2'ye gerilediğini ifade etti.
Gelişmiş ekonomilerin ortalama büyüme hızının binde 8'e düştüğünü,
ABD'de 2001 yılının ilk çeyreğinde başlayan yavaşlamanın 11 Eylül
olaylarıyla daha da şiddetlendiğini, Euro bölgesinin büyüme hızının
yavaşladığını, Japonya ekonomisinin ise daralma dönemine girdiğini
anlatan Unakıtan, geçiş süreci ekonomilerinin ise yavaşlamakla
birlikte canlılığını koruduğunu kaydetti. Unakıtan, küresel
faaliyetlerin yansıması ve mal fiyatlarındaki düşüşlerin
enflasyonist baskıları azalttığını, talebi arttırmaya yönelik
uygulanan maliye politikalarının önemli ölçüde esnekleştirildiğini,
vergi indirimleri ve harcama artışlarının bir çok ülkede bütçe
dengelerini bozduğunu belirtti. 2002 yılının en önemli olaylarından
birinin Euro'nun tedavüle girmesi olduğuna işaret eden Unakıtan,
Euro'nun ikinci büyük uluslararası rezerv para birimi olduğunu
kaydetti. IRAK KRİZİ Unakıtan, bir süreden beri gerginlik yaşanan
Ortadoğu bölgesi için büyümenin artacağı yönünde tahminler yapılmış
olmasına karşılık petrol piyasasındaki gelişmeler ve Irak krizinin
bölge ekonomisindeki belirsizliği arttırdığına dikkati çekti.
Unakıtan, 2003 yılında dünya ekonomisi genelinde yüzde 3.7,
gelişmiş ekonomilerde yüzde 2.5, gelişmekte olan ekonomilerde yüzde
5.2, geçiş sürecindeki ülkelerde yüzde 4.5 ve dünya ticaret
hacminde ise yüzde 6.1 oranında büyüme beklendiğini ifade etti.
Unakıtan, ''Siyasi belirsizlikler, şirket karlarıyla ilgili
kaygılar, yatırımcı güveninin kaybolması, dünya borsalarındaki
düşüşlerin devam etmesi ve Irak krizi dünya ekonomisi ile ilgili
beklentilerde risk oluşturmakta, mevcut belirsizlikleri daha da
artırmaktadır'' dedi. Son günlerde dünya ekonomisinin gündemini
işgal eden önemli konulardan birinin petrol fiyatları olduğunu
belirten Unakıtan, Irak krizi ve ABD ile Kuzey Kore arasındaki
krizin petrol fiyatlarının varil başına 30 doları aşmasına neden
olduğunu ifade etti. Unakıtan, belirsizliklerin altın fiyatlarını
da yükselttiğini, güvenli yatırım aracı olarak görülen altının ons
fiyatının 380 doları aşarak, son yılların en yüksek seviyesine
ulaşmasında etkili olduğunu vurguladı. ''KÜRESELLEŞMEDEN
ETKİLENMEYEN ÜLKE YOK'' Unakıtan, teknoloji sayesinde
küreselleşmeden etkilenmeyen ülkenin kalmadığını, dış pazarlarda
rekabet edebilmek için geniş çaplı iç pazarlara gereksinim
doğduğunu, bunun da bölgesel entegrasyonları gündeme getirdiğini
bildirdi. Bu gelişmelere alt ve üst yapı olarak hazır ve
zararlardan korunarak nimetlerinden azami ölçüde yararlanmanın
önemini vurgulayan Unakıtan, ''Dünyada meydana gelen bütün
gelişmeleri dikkatle izleyen Hükümetimiz, politikalarını ülke
çıkarlarını en iyi şekilde korumak doğrultusunda oluşturmaktadır''
dedi. Türkiye ile AB ilişkilerine de değinen Unakıtan, Hükümet'in
mevzuat ve ekonomik kriterlere uyum açısından reform çalışmalarını
sürdürdüğünü ve sürdüreceğini bildirdi. Unakıtan, 2004 yılına kadar
atılacak her adımın Türkiye'yi tam üyeliğe yaklaştırması bakımından
önemli olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: ''AB mevzuatına
uyum amacıyla yaptığımız reform çalışmaları, Türkiye'yi tam üyeliğe
yakınlaştırmasının yanı sıra vatandaşlarımıza daha müreffeh ve
demokratik bir yaşam sağlamayı amaçlamaktadır. AB üyesi bir
Türkiye'nin uluslararası alanda çıkarlarını daha iyi
koruyabileceğinin ve yurt içinde kalıcı bir ekonomik istikrara
kavuşacağının bilincindeyiz. Tam üyelik, Türkiye'nin modern
dünyadaki yerini sağlamlaştıracağı gibi bölgedeki diğer ülkelerle
ilişkilerinde de önder rolünü güçlendirecektir. Biz Türkiye'nin
AB'ye tam üyeliği için kararlıyız.''