200 Yıllık kılıcın sırrı ne?
Abone olSiirt’in Kurtalan ilçesi Ovacık köyünde bir türbede 200 yıldır muhafaza altında tutulan kılıçtan 40 sene kan geldiği rivayet edilirken, bugü...
Siirt’in Kurtalan ilçesi Ovacık köyünde bir türbede 200 yıldır
muhafaza altında tutulan kılıçtan 40 sene kan geldiği rivayet
edilirken, bugüne kadar kılıcın sırrını kimse çözemedi.
Büyük İslam Alimi Şeyh Abdulkadir Geylani’nin 20. kuşak torunu olan
ve Siirt’in Kurtalan ilçesi Ovacık köyünde bulunan türbede meftun
olan Seyit Şeyh Kasım Geylani’ye ait olduğu ifade edilen ve
vefatından sonra 200 yıldır muhafaza altına alınan kılıç ile ilgili
söz edilen rivayet duyanları hayretler içinde bırakıyor. Konuyla
ilgili bilgi veren Mahsum Ceylan, “Siirt’in Ovacık köyünün geçmişi
1450’li yıllara dayanıyor. Köyde bulunan türbede El Mürşid-ül Kamil
olarak tabir edilen Şeyh Abdulkadir Gaylani’nin 20’inci kuşak
torunu Seyit Şeyh Kasım Geylani’nin kabri bulunuyor. Yaşadığı 1780
ile 1848 yılları arasındaki dönemde önemli hadiseler meydana geldi.
O dönemde 3 büyük aşiret olan Yezidiler ve Ermeniler bölgeye hüküm
sürmekteydiler, Müslümanlar da azıklıktaydı, köyde medresede talebe
yetiştiren Şeyh Kasım, talebelerin iaşesini ise köylerdeki
Müslümanların zekatlarıyla tahsil ediliyordu. O dönemde iki talebe
hasat zamanı zekat niyetiyle gittiği bir evde Yezidiler tarafından
boğazları kesilerek katledildi. Siirt nahiye olduğundan, Bitlis
üzerinden padişaha haber yollayan Şeyh Kasım Geylani, bölgede artan
Yezidi ve Ermeni baskılarından dolayı savaşmak için fetva istedi.
Cevaben savaşmanın caiz olduğu fetvası üzerine 1827 yılında bölgede
Müslümanlar ile yezidiler arasında çıkan küçük çaplı savaşta
zayiata uğrayan Yezidiler ve Ermeniler köylerden kaçmak zorunda
kalıyor, çok sayıda Müslüman da şehit ediliyor. Bunların arasında
Şeyh Kasım Geylani’nin de 40 talebesi bulunuyordu. Şeyh Kasım
Geylani, 1848 yıllarında vefat ettiği zaman kullandığı kılıcı
kabrinin sandukasının üzerine koyulmasını vasiyet ediliyor.
Yaklaşık 200 yıllık olan bu kılıç, 165 yıldır bu türbede muhafaza
altındadır. Torunu Şeyh Abdulcabbar, her perşembe günü dedesinin
sandukasını açtığı zaman kılıçtan kan aktığını görüyor, kılıcı
temizleyerek yerine koyuyor, bu 40 yıl boyunca böylece devam
ediyor. Torun Şeyh Abdulcabbar vefat edince bu kılıçtaki kan da
gidiyor” dedi.
DERVİŞNEBİ LAKABININ SIRRI
Mahsum Ceylan, büyük dedesi Şeyh Kasım Geylani’nin ‘Dervişnebi’
lakabının nasıl aldığı ile ilgili rivayeti de söyle anlattı:
"Yaşadığı bir dönemde çevre köylerden çok sayıda kişi o dönem hacca
gidiyor. Burada Ravza-i Mutahhara’yı da ziyaret eden köylüler şeyh
Kasım’ı burada peygamber efendimizin kabrinin ayak uçunda
bulunduğuna şahit oluyorlar. Ancak rivayette Şeyh Kasım’ın o
dönemde hacca gitmediğini sonradan öğreniyorlar. Aynı dönemde tüm
talebeleri bir gece aynı anda rüyasında Peygamber efendimizi görüp,
şeyh Kasım Geylani için; ‘O benim dervişimdir’ buyurduğunu
görüyorlar. Bunun üzerine bu lakap kendisine veriliyor”.
200 yıllık olduğu inanılan kılıç, Siirt şehir merkezine 30
kilometre uzaklıkta bulunan Ovacık köyünde büyük zatların da metfun
olduğu türbede halen muhafaza altında tutuluyor.
(İHA)