20 Eylül 2012 Basın Özeti

Abone ol

İngiltere gazetelerinde bu sabah; İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg’in yerine getirmediği bir seçim vaadiyle ilgili özür dilemesi, Yunanistan’ın kamu varlıklarını satış planı ve Old Trafford’daki Manchester United-Galatasaray karşılaşması.

İngiltere Başbakan Yardımcısı ve Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg’in dün seçmenlerinden, yerine getirmediği bir seçim vaadi nedeniyle özür dilemesiyle ilgili haberler bu sabahki İngiliz gazetelerinde geniş yer tutuyor.

Guardian, Clegg’in özrüyle ilgili haberini birinci sayfasında manşetten vermiş.

Guardian, Clegg’in seçimler öncesinde öğrenim harçlarına karşı olduğunu söyleyip koalisyondayken harçlara fahiş zam yapılmasını onaylaması üzerine dilediği özrü ‘Bu zor ama özür dilerim’ başlığıyla okurlarına sunuyor.

Gazete Clegg’in verdiği sözle ilgili özür dilediğini ama uygulamaya konan politikayı eleştirmeyip kabul ettiğinin altını çiziyor.

‘Clegg’in kumarı’

Açıklamayı birinci sayfa manşetine taşıyan başka bir gazete olan Independent ise Clegg’in yanlış bir adım attığını yazıyor.

Independent’ın politika editorü Andrew Grice şu yorumda bulunmuş: “Başbakan Yardımcısının bu hareketi büyük bir kumar. Partisinin onun yerine, gelecek seçimlerden önce İngiltere Ticaret Bakanı Vince Cable’I getireceği yönündeki spekülasyonların ortasında, muhalifleri bunu bir güçsüzlük işareti olarak görecekler.”

Financial Times ise konuyla ilgili haberinde İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Harriet Harman’ın Clegg’in özrüyle ilgili açıklamasına tepkisini aktaramış.

Harman şöyle demiş: “Timsah gözyaşları dökmek yerine İşçi Partisi’yle birlikte oy kullanıp bu öğrenim harçlarını düşürmeliydi. Eğer Nick Clegg yaptıklarıyla sözlerinin arkasında durmazsa bu onun sadece güçsüz ve omurgasız olduğu anlamına gelecektir.”

Times gazetenin editoryal görüşünü yansıtan yorum yazısında Clegg’in yaptığının doğru olduğu, politikacıların gerçekçi olmayan vaadlerde bulunmaması gerektiği belirtilmiş.

Yunanistan’da büyük satış planı

Guardian’daki bir başka haberde ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’ın elindeki bazı kamu varlıklarıya ilgili büyük bir satış planına hazırlandığı belirtiliyor.

Plana göre Yunanistan hazineye para girmesi için devletin elinde bulunan adalar, saraylar, değerli gayrı menkuller, marinalar, havaalanları, yollar, bir petrol şirketi, piyango kurumu ve posta hizmetleri satışa sunulacak.

Satılacaklar arasında Yunanistan’ın farklı ülkelerdeki varlıkları da var. Örneğin Londra’daki tarihi elçilik konutları satılacaklar listesinde.

Almanya’da uyum ve göçmenlik tartışması

Guardian’da Berlin mahrecli bir başka haberde Almanya’da çok kültürlülük ve Türklerin bu ülkeye uyumuyla ilgili tartışmalar ele alınıyor.

Haberde şu satırlara yer veriliyor: “Bugün açıklanan verilere göre günümüzde Almanya’da yaşayan her beş kişiden biri göçmen kökenli sahip. Veriler, tüm ülke nüfusunun düşerken azınlık toplumunun geçen yıla göre yüzde 13 büyüdüğünü gösteriyor. Almanya Federal İstatistik Ofisi’nin verileri, Almanya’da göçmen kökenlilerin sayısının 2010 ila 2011 yılları arasında 216 bin arttığını gösteriyor. Çok kültürlülük Almanya’da son yıllarda son derece ihtilaflı bir başlık oldu ve birçoğu 1960’larda misafir işçi olarak Türkiye’den gelen göçmenlerin uyumuyla ilgili tartışmalara neden oldu.”

Haberde konuyla ilgili görüşüne yer verilen Belin Humboldt Üniversitesi’nden sosyal bilimci Gökçe Yurdakul Almanya’daki uyum tartışmalarındaki yanlışı şu sözlerle eleştirmiş: “Birçok politikacı ve kanaat önderi uyum politikalarını, Almanya’da yaşayan herkes için eşit bir politik ve sosyal katılımı cesaretlendirmekten ziyade, homojenleştirilmiş bir bir toplum yaratma yolu olarak görüyor. ”

Laricani: ‘İran’a saldırı pahalıya mal olur’

Financial Times dün bir bölümünü yayınladığı İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin röportajının devamını bugün yayınlamış.

Laricani röportajında, ABD Başkanlık seçiminin Cumhuriyetçi adayı Mitt Romney’in açıklamalarına gönderme yaparak İran’a yönelik bir askeri müdahalenin yapanlar için çok pahalıya mal olacağını belirtiyor.

Laricani, kendini Barcak Obama’dan çok daha sert göstermeye çalışan Romney’in iktidara gelmesinin ABD politikaları açısından çok büyük bir fark doğurmayacağını söylüyor ve ekliyor: “ABD’de kararları veren bireyler değil, politik sistemleridir. Bu yüzden belirgin değişikliklerin meydana geleceğini düşünmüyorum.”

Nükleer silah üretimi tartışmalarıyla ilgili olarak ülkesinin sadece barışçıl teknolojilerle ilgilendiğini belirten Laricani bu konuda şöyle konuşmuş: “ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı birçok kez İran’ın nükleer enerji hakkını tanıdıklarını söylediler. Eğer bunu kabul ediyorlarsa, bunu yazıya dökün ve sonra bunu, görüşmeleri ilerletmeinin temeli olarak kullanalım. Görüşmelerde söyledikleriyle görüşmelerin dışında söyledikleri birbirinden farklı.”

Laricani önümüzdeki dönem gerçekleştirilecek İran seçimlerine yönelik planlarıyla ilgili olaraksa “Henüz planlarım yok. Başkanık seçimleri için hazırlanan çeşitli politikacılar var ve kimin daha başarılı olduğunu izlemedeyim” diye konuşmuş.

Daily Telegraph’ın ilk sayfasında İngiletere’deki göçmenlerle ilgili bir haber göze çarpıyor. Habere göre İngiltere’de İçişleri Bakanlığı ülkede kaçak durumda bulunan 80 bine yakın sığınmacı ve göçmeni bulamıyor. Bunun nedeniyse maliyetler olarak açıklanmış. Habere göre Bakanlık’ta bu kişilerin bulunması için 149 adet tam zamanlı çalışan personelin bulunmasına rağmen çok fazla maliyetli olacağı nedeniyle kaçak kişilerin peşine yeteri kadar düşülemiyor.

‘Monaco problemi’

Times’ın kapağındaysa ‘Monaco problemi’ başlıklı bir haber var.

Habere göre bazı İngiliz işadalarıı ülkelerindeki bazı vergileri ödemekten kaçtıkları için şirket merkezlerini Monaco’ya taşıyor.

Gazete 2000’den fazla olduğunu ileri sürdüğü bu işadamları nedeniyle İngiliz ekonomisinin her yıl 1 milyar Sterlinlik vergi kaybına uğradığını yazıyor.

Gazetenin görüşlerine başvurduğu bazı işadamlarıysa vergi ödememek için değil, güvenlik, sıcak hava, ulaşım olanakları ve restoranlar nedeniyle Monaco’ya taşındıklarını bildirmiş.

United’ın kötü performansı

İngiliz gazetelerinin Şampiyonlar Ligi kapsamında dün Old Trafford Stadyumu’nda gerçekleşen Galatasaray-Manchester United maçına yaklaşımı hemen hemen aynı.

Gazeteler Galatasaray’ın maçı kaybetmesine rağmen Manchester United’ın performansının kötü olduğunu ve maçın ucu ucuna kazanıldığını yazıyor.

Independent “Old Trafford’ın Avrupalı atmosferinin onarılması zaman alacak gibi görünüyor” yorumunda bulunuyor.

Times, Carrick’in golüne rağmen United’ın ikna edici olmaktan uzak olduğunu belirtiyor.

Guardian’sa Kırmızı Şeytanlar’ın maçtaki şansının kaleci De Gea olduğunu yazıyor.

Gazete maçla ilgili ‘De Gea özensiz Manchester’ı yeni bir yanlış başlangıç yapmaktan kurtardı’ yorumunu yapıyor.

Günün Önemli Haberleri