20 Eylül 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde bu sabah: telekulak skandalında rekor tazminat anlaşması, Filistin'e devlet statüsü girişimleri karşısında İngiltere'nin tavrı, Yunanistan'ın Euro bölgesinden çıkışına yönelik yorumlar.
İngiltere gazetelerinin manşetlerinde bu sabah medya devi
Murdoch'ın sahibi olduğu 168 yıllık News of the World gazetesinin
kapanmasıyla sonuçlanan telekulak davasında gündeme gelen üç milyon
sterlinlik rekor tazminat anlaşması öne çıkıyor.
Gazetelerde yer alan haberlere göre medya patronu Rupert Murdoch, öldükten sonra telefon mesajları dinlendiği anlaşılan Milly Dowler adındaki genç kızın ailesine 3 milyon sterlin önerdi. Guardian gazetesi, News of the World muhabirinin, genç kızın telefon mesajlarını dinlediğini, yeni mesajları dinleyebilmek için de mevcut olanları sildiğini yazıyor. Gazeteye göre bu durum ailesinin, kızlarının yaşıyor olabileceği umuduna kapılmasına neden olmuştu. Skandal, bu olayın ortaya çıkmasıyla alevlenmiş, News of the World kapatılmış, telefonları dinlenen daha binlerce kişinin olduğu anlaşılmıştı.
Times gazetesi, bunun bir gazetenin ödemeyi teklif ettiği en yüksek tazminat olduğunu yazıyor ve bulvar gazetesinin şimdiye dek şöhretli isimlere ödediği tazminatların bu meblağ karşısında gölgede kaldığı yorumunu yapıyor. Independent gazetesi de dev tazminatın Dowler'ın ailesi ile genç kızın adına kurulan vakıf arasında paylaştırılacağını belirtiyor.
Filistin'e devlet statüsü
Filistinlilerin bu hafta Birleşmiş Milletler'e üye devlet statüsü almak için başvuruda buluncak olması, gazetelerde dikkat çeken diğer bir konu. Times gazetesinin ilk sayfadan yer verdiği bir habere göre İngiltere'de muhafazakar partiyle koalisyondaki küçük ortağı Liberal Demokratlar, Filistin'in geleceği konusunda fikir ayrılığı içinde. Başbakan David Cameron ve Liberal Demokratların lideri Nick Clegg, başbakanın Filistinlilerin bu girişimine isteksiz bakması nedeniyle tartıştı. Times Beyaz Saray kaynaklarının, Birleşmiş Milletler üyelerini Filistin'in başvurusuna karşı çıkmaya ikna etme çabalarını doğruladığını aktarıyor.
Öte yandan Times, başyazılarından birinde de
İngiltere'nin Amerika'ya bu çabalarında destek vermesi gerektiği
yolunda görüş belirtiyor. Gazeteye göre Filistinlilerin devlet
statüsü için girişimleri, müzakere edilmiş bir barış süreci
olasılığını sekteye uğratabilir.
Cameron ve Blair'in gizli görüşmesi
Independent Başbakan Cameron'ın dış ilişkiler konusunda, eski İşçi Partili başbakan Tony Blair'den gizlice tavsiyeler aldığı yolunda özel bir habere yer veriyor. Habere göre Cameron, son olarak Filistin'in devlet statüsü edinme girişimlerinin yol açtığı uluslararası açmazı çözme konusunda Blair'e danıştı. Independent İngiltere Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberde, Cameron'ın parti içi sadakati bir kenara bırakıp bu zor durumu tartışmak üzere Blair'i davet ettiğini aktarıyor. Independent haberde Avrupa Birliği'nin Filistinlilerin girişimi konusunda da bölünmüş halde olduklarına dikkat çekiyor. Almanya ve Hollanda başvuruyu reddetmeye hazırlanırken, Fransa, İspanya ve İsveç, Arap Baharı'nın getirdiği havanın daha da sürdürülmesine fayda sağlayabileceği görüşünde.
BM'de oylama
"Orta Doğu neden bir daha asla eskisi gibi olamaz?" Bugünkü makalesine bu başlığı kullanan Independent gazetesinin deneyimli yazarı Robert Fisk'e göre Filistinliler devlet statüsü elde edemeyecek ama barış sürecini de yazarın ifadesiyle "tarihe emanet edecek" ve devlet olmayı hakettiklerini gösterecekler. Fisk'e göre "Genel Kurul'daki oylama, Batı'yı bölecek- Amerikalıları Avrupalılardan ve diğer bir çok ulustan ayıracak. Araplarla da Amerikalıları.. ve Avrupa Birliği içindeki ayrılıkları gözler önüne serecek."
Euro'dan çıkış ama nasıl?
Yunanistan borçlarını ödeyemeyecek duruma düşer mi? Küresel
piyasalar hem bu kaygılar hem de IMF'nin harcamalarda daha fazla
kesinti çağrısı karşısında dün düşüş sergilemişti.
İngiltere gazetelerinde bu konu geniş yer buluyor.
Guardian gazetesine yazan SOAS üniversitesi
profesörlerinden Kostas Lapavitsas, "Yunanistan borçlarını
ödeyemediğini ilan edip euro'yu terketmeli" diyor ve asıl
tartışmanın bunun nasıl yapılması gerektiği etrafında döndüğünü
belirtiyor.
"Yunan ekonomisi geçen seneden daha zayıf" diyen Lapavitsas, euro
bölgesinden çıkışın ise bankaların ya da işletmelerin değil, uzun
vadede çalışanların yararına olacak bir şekilde yapılması
gerektiğini savunuyor. Yazar, bu durumun uluslararası kargaşaya yol
açacağını belirtiyor ancak Yunanistan'ı euro bölgesi dışına çıkmaya
iten bu durumdan Avrupalı yetkililerin izlediği politikaları
sorumlu tutuyor.
Roubini'nin yorumu
Amerikalı tanınmış iktisatçı Nouriel Roubini de
Financial Times gazetesinde Yunanistan'ın
borçlarını ödeyemediğini ilan edip euro'dan çıkması gerektiğini
savunan bir makale kaleme almış.
Roubini'ye göre Atina'nın eski para birimi Drahmi'ye dönmesi
travmatik olsa da daha hayırlı. Roubini'ye göre Yunanistan, iflas,
düşük rekabet gücü ve giderek derinleşen depresyon kısır döngüsüne
sıkışmış halde ve bu durumu çözmenin yolu da drahmiye dönmekten
geçiyor.
Amerikalı iktisatçı Atina'nın kamu borçları hafifletilse bile rekabet ortamı sağlanmadıkça büyümeye dönemeyeceğini savunuyor. ve "büyümeye dönüş sağlanmadan da borçların sürdürülebilirliği de sağlanamayacak" diye ekliyor.
Roubini Atina'nın euro bölgesinden çıkışının yan, ikincil zararlarının oluşacağını ancak bunların çıkış süreci iyi planlanırsa sınırlı kalacağını vurguluyor. Roubini'ye göre Euro bölgesindeki diğer sıkıntı içindeki ülkelerin de euro'da kalmak mı yoksa Atina'yı mı izlemek istediklerini tercih etme şansları olacak.
Nouriel Roubini makalesini şu sözlerle tamamlıyor:
Yunanistan ne yaparsa yapsın, Euro bölgesi bankalarında artık hızlı bir şekilde sermaye artırımı gerekmekte. Bunun için Avrupa Birliği çapında yeni bir programa ihtiyaç var ve Yunanistan'ın çıkışı bu yaklaşım için katalizör olabilir. Ayrılık gerektiren bir evlilikte olduğu gibi, ayrılığı her iki taraf için de daha az masraflı hale getiren kurallar olması daha iyi olur.
Hiç kuşkunuz olmasın: Euro'dan düzenli bir çıkış zor olacak. Fakat Yunan ekonomisinin ve toplumunun yavaş ve allak bullak şekilde çöküşünü izlemek çok daha kötü olacak.