AVRUPA'nın en büyük adliyesi olduğu belirtilen İstanbul Adalet Sarayı'nın 19 ayrı emanet deposu bulunuyor. Uyuşturucu ve silah ayrı depolarda muhafaza edilirken; 15 Temmuz darbe girişimi soruşturma ve davalarından, Ergenekon ve Balyoz gibi davaların delilleri de ayrı depolarda yer alıyor. Dev depoları DHA'ya gezdiren Emanet Bürosu Savcısı İbrahim Çiçek, "Emanet, yargılamanın bel kemiğidir. Biri kaybolsa soruşturma sekteye uğrar" dedi. İşte o depodakiler: Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı, 2011 yılında Sultanahmet, Fatih, Beşiktaş, Sarıyer, Eyüp ve Şişli adliyelerinin birleşmesiyle kuruldu. O tarihten bu yana binlerce davaya ve soruşturma dosyasına ait deliller adli emanette toplanıyor. Suç delillerinin muhafazası, denetimi, iadesi veya tekrar emanete alınması ile ilgili işlemler adliyenin eksi 4. katında bulunan emanet müdürlüğünde yapılıyor. 12 EYLÜL DÖNEMİNDEN SİLAHLAR VARDI : Adliyenin emanetinden sorumlu olan Savcı İbrahim Çiçek, "Geldiğimiz zaman diğer adliyelerin çok eski emanetleriyle birlikte geldik. Sultanahmet Adliyesi'nin 1968 yılından kalma adli emanetlerini gördük. Onları tasfiye ettik. 12 Eylül döneminde toplanan silahlar vardı. O silahların tasfiyesi yapılmamıştı, yaklaşık 3 bin 500 silah. Onların tasfiyesini yaptık. Bu uzun 7 yıllık süreç içerisinde bayağı temizlik yaptık. Adliyelerin birleşmesi, emanetin temizlenmesi ve düzgün hale getirilmesi için bir vesile oldu" dedi. UYUŞTURUCU VE SİLAH DEPOLARI VAR : Emanet eşyaların saklandığı 19 ayrı depo bulunduğunu vurgulayan Savcı Çiçek, "Bazı depolarımız özellikle farklı eşyalara ayrılmış. Mesela uyuşturucu depolarımız farklıdır, silah depolarımız farklıdır. Ayrıca 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Onun öncesi Ergenekon soruşturmaları oldu, daha sonra FETÖ soruşturmaları oldu. Onların depoları da ayrı ayrı. Bu süreçte çok ilginç eşyalar geldi. Mesela FETÖ döneminde 1 dolarlar geldi. En ilginci, bir tane asker 1 dolara resim bölümüne kendi fotoğrafını yapıştırmış, onu preslemiş onu cebine koyuyor. Bu dolarların hepsi kişilerin üzerinde yakalandı. Paralar tek tek saklıyoruz. Aslında paraları yönetmelik gereği bankalara yatırıyoruz. Fakat 1 dolarlar delil niteliği taşıdığı için depolarımızda muhafaza ediyoruz" diye konuştu. DEĞERLİ EŞYALAR DEPORUSUNUN GÜVENLİĞİ ÖZEL Savcı Çiçek, depoların hem içinde, hem dışında kameralar bulunduğunu ve bunların günlük olarak kayda alındığını belirtiyor. Değerli eşyaların yer aldığı bazı depoların kapıları ise şifreli. Bu şifreleri biri müdür, biri depo sorumlusu iki kişi biliyor. Ayrıca altınların saklandığı kasalar da depolarda yer alıyor. YAKALANAN UYUŞTURUCULER NE OLUYOR : Çiçek, emanete alınan uyuşturucuların ayrı bir depoda saklandığını ifade ederek "Yargılama sürecinde bir karar veriyor mahkeme. Ya müsadere ediliyor ya iade ediliyor ya da imha ediliyor. Mahkeme müsadere ettiği zaman valiliğe teslim ederiz. Uyuşturucuyu idare imha eder, biz etmeyiz. Bir imha kurulu var. O imha kurulunda cumhuriyet savcısı da görevlidir. Ben de 7 yıldır bu uyuşturucu imha kurulunda görevliyim. 7 senedir milyon dolarlarca uyuşturucu imha ettik. Büyükçekmece tarafında çok iyi bir kazanı olan 2 bin derecede yanan bir çimento fabrikasının kazanına atıyoruz. Hepsini tekrar tartarak imha ediyoruz" dedi. BİRİ KAYBOLSA SORUŞTURMA SEKTEYE UĞRAR : Görevinin adli olmaktan çok, idari bir görev olduğunu ifade eden Savcı İbrahim Çiçek, "Emanet yargılamanın bel kemiğidir. Düşünebiliyor musun, bir cinayet işleniyor, cinayette kullanılan bir silah veya mermi çekirdeği. Siz onu yok ettiğiniz zaman belki o adam beraat eder. Keza diğer deliller de öyle. Sahte kimlikler, sahte pasaportlar var. Biri kaybolsa hem soruşturma sekteye uğrar, hem kaybedilmesinde sorumluluğu olan insanlar yargılanır" diye konuştu. 2 TRİLYONLUK ÇEK SENET VAR : 2017-2018 yılına ait bir emanet deposunu gösteren Savcı Çiçek, şöyle devam etti: "Pet şişesi, muhtemelen kriminal bir delil. Muhtemelen bir intihar olmuştur, onunla içmiştir. Bez var, harddiskler, bilgisayarlar var. Bu zarflarda kıymetli evraklar var. Çekler, senetler var. Bu tür evrakları aynı yerde muhafaza ediyoruz. 1 trilyon, 2 trilyonluk, 1 milyon dolarlık çekler senetler var. Bu çek ve senetler iyi bir şekilde muhafaza ediliyor. Çünkü kaybedildiği zaman kıymetli evrak, o kadar para kaybedilmiş oluyor." MÜDÜRDE ŞİFRESİ VAR : Adli emanette mühürlenerek çuvala konan uyuşturucu maddelerinin tutulduğu üç ayrı depo bulunuyor. Sadece bu depolar için görevlendirilen bir memur, çelik kapının şifresini girdikten sonra kapı açılıyor. Kapının şifresi yalnızca müdür ve sorumlu memurda bulunuyor. Uyuşturucunun muhafaza edildiği bu depolarda ilk dikkat çeken şey ise, yoğun kokusu. Savcı İbrahim Çiçek, koku etkilediği için görevli memurun kapıyı açıp 15 dakika bekledikten sonra içeri girip çalışabildiğini söylüyor. Çiçek, "Burada esrar, kokain, morfin, haplar, captagon ve diğer uyuşturucu haplar var. Uyuşturucu olarak 7 bine yakın emanet var. Bazısı 30-40 çuval, bazısı 1 çuval, bazısı 1 gram olabiliyor. Gördüğünüz gibi dosya dosya istiflenmiş. Uyuşturucular üç ayda bir mahkemeler tarafından müsadere edildiğinde imha ediliyor. O yüzden çok elimizde bulunmuyor. Burada milyonlarca uyuşturucu hap var. 100 milyon dolarlık uyuşturucu var burada" dedi. PARALAR NE OLUYOR : Emanete alınan paralar Merkez Bankası'nda imha ediliyor. Savcı Çiçek, emanetteki sahte paraların da yönetmelik gereği Merkez Bankası'na gönderildiğini belirtti. Emanet depolarından biri de, eskiden DGM olarak bilinen Devlet Güvenlik Mahkemelerinin bulunduğu Beşiktaş Adliyesi'nin eski deposu. Burada Ergenekon soruşturmalarından kalma emanetler yer alıyor. Buradaki emanetlerle ilgili zaman zaman işlem yapıldığını belirten Savcı Çiçek, ev aramalarında çıkan ve bazıları tarihi olan silahları gösterdi. Savcı Çiçek, mahkeme müsadere ederse bu silahların askeriyeye teslim edileceğini belirtti. UÇAKSAVAR GETİRMEYE KALKTILAR : Adliyede 15 Temmuz soruşturması sanıklarından çıkan eşyalar da 3 ayrı depoda muhafaza ediliyor. Bu depolarda sanıkların üzerinde çıkan 1 dolarlar, kitaplar, dijital materyaller, telefonlar ve değişik eşyalar yer alıyor. Savcı İbrahim Çiçek, 15 Temmuz sürecinde ağır silahların da kendilerine getirilmek istendiğini anlatarak, şöyle konuştu: -"Mesela uçaksavar getirilmek istendi. El bombası ve diğer bombaları getirmek istediler. Bizim yönetmelik gereği patlayabilecek durumda olan silahları almamız mümkün değil. Biz onları geri gönderdik, askeriyenin depolarında muhafaza ediliyorlar. 15 Temmuz'dan sonra bir tane Doblo araç getirdiler. Bunu emanete almak istediklerini söylediler, tabii aracın bizde muhafazası mümkün değil. Araç ilginçti, her tarafı dijital, elektronik eşyalarla donatılmıştı. Ama neydi bilmiyorum. İçerisinde muhtemelen dinleme ve kayıt cihazları vardı, farlarında da kamera vardı. Bu aracı polise geri verdik."