2. sinema kurultayı
Abone olSinema ve Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, Ulusal Sponsorluk Yasası'nı 1,5 ay içinde çıkacağını söyledi.
2. Türk Sinema Kurultayı'nın kapanış töreninde konuşan
Abdurrahman Çelik, önümüzdeki hafta içinde müzik ve telif hakları
konusundaki yeni yasal düzenleme ve kanun taslağını bitirmiş
olacaklarını kaydetti. Sinema sektörünün en önemli sorunlarından
birinin bütçede yaşandığını ifade eden Çelik, Teşvik Kanunu taslak
hazırlığına başladıklarını belirtti. Yıl sonuna kadar kanun
çalışmasını gündeme getireceklerini kaydeden Çelik, "Filmlerin
yapımından, yeni stüdyoların kurulmasına kadar olan süreçte nasıl
teşvik edilebilir, bunun üzerine çalışıyoruz. Teşvik Yasası'nı yıl
sonuna kadar hazırlayıp Meclis'e sunmayı hedefliyoruz" dedi.
Abdurrahman Çelik, Ulusal Sponsorluk Yasası'nın ise 1,5 ay içinde
çıkartmış olacaklarını bildirerek şunları söyledi: "Bu, temel bir
yasa olarak çıkacak. Temel yasa olmasının sebebi şu: Tüm kamu
kuruluşları bu yasayı kullanıp, kendilerine yönelik iç
yönetmeliklerde bu yasayı kullanacaklar. Kamu kurum ve kuruluşların
yanı sıra özel sektör de bundan yararlanacak. Özel sektör bu tür
faaliyetleri destekleyecek ve belli vergi indirimlerinden ve
teşviklerden yararlanacak." "Televizyonlar Günü Yaşıyor" 40.
Antalya Altın Portakal Film Festivali çerçevesinde düzenlenen 2.
Türk Sinema Kurultayı'nın sonuç bildirgesi, Ulusal Sinema Platformu
Temsilcisi Sabahattin Çetin tarafından okundu. Çetin, 5 gündür
devam eden kurultay süresince 66 tebliğ sunulduğunu, 55 delegenin 5
uzmanlık komisyonunda uzun süren çalışmalar yürüttüğünü bildirdi.
Kurultay Sonuç Bildirgesi'nde, sinema sektörünün yeniden
yapılanmasının acil ve zorunlu olduğu ifade edilerek komisyon
raporlarında belirtilen konuların acilen çözüme kavuşturulması
istendi. Raporda, Türkiye'de yayın yapan televizyon kuruluşları da
eleştirilerek, şu görüşlere yer verildi: "Televizyonlar kişilikli
ve ahlaklı tüm toplumlarda sinemanın en önemli kaynaklarından biri,
ülke kimliğinin, ülke kültürünün ve sinemasının stratejik
ortaklarıdır. Türkiye'de ise televizyon kuruluşlarının büyük
çoğunluğu yalnızca günü yaşamakta, kısa vadeli çıkarları için
bindikleri dalı kesmektedirler. Toplumun kültür ve ahlak düzeyi bu
yolla aşağıya çekilmektedir."