2 Mayıs İngiltere Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde bugün, yargıç Constance Briscoe’nun eski enerji bakanını koltuğundan eden davada yalan söylediğinin ortaya çıkması ve Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın cinayetten gözaltına alınması ile ilgili detaylar öne çıkıyor.
İngiltere gazetelerinde bugün, yargıç Constance Briscoe’nun eski
enerji bakanını koltuğundan eden davada yalan söylediğinin ortaya
çıkması ve hapis cezasıyla karşı karşıya olması öne çıkıyor.
Sinn Fein partisinin lideri Gerry Adams’ın 1972’de işlenen IRA bağlantılı bir cinayet nedeni ile gözaltına alınmasının ardından, maktulün oğlunun ifadeleri de basında geniş yer buluyor. Leeds’te sınıfın içinde öğrencisi tarafından öldürülen Ann Maguire isimli öğretmenin 15 yaşındaki katil zanlısının Maguire ailesi ile duruşmada karşı karşıya gelmesi de öne çıkan diğer haberler arasında.
Türkiye’de gergin geçen 1 Mayıs Daily Telepgraph ve Financial Times tarafından iç sayfalarda görülmüş. Financial Times, “Polis protestocuları Taksim’e sokmadı” derken, Daily Telegraph Beşiktaş’ta biber gazından etkilenen bir çocuğun fotoğrafını okuyucularına sunmuş. İngiltere basınında manşetler ve öne çıkan diğer haberler şöyle:
Independent gazetesi sonuca ulaşan ve zanlısı mahkum edilen tecavüz davası sayısındaki ciddi düşüşü birinci sayfasına taşımış. 2013 yılında bir önceki yıla göre sonuçlandırılan dava sayısı 133 azalırken 2011’den bu yana savcılara iletilen tecavüz dosyası sayısında ise üçte birden fazla düşüş olmuş. Üstelik bu düşüşlerin hepsi polisin kaydettiği tecavüz sayısında artış varken gerçeklemiş. Araştırmalar savcıların bir bölümünün tecavüz suçunu gerektiği gibi ele almadığını ortaya koyuyor. Independent’ın sayfalarına taşıdığı örneklerden birinde, erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğrayan bir kadına başvurusunun soruşturulmayacağı, buna sebep olarak da tecavüzün olduğu gece korse giyiyor olması gösterilmiş.
Guardian yarı zamanlı hakim ve avukat Constance
Briscoe’nun eski enerji bakanı Chris Huhne’yi koltuğundan eden
davada yalan söylemekten suçlu bulunmasını birinci sayfasına
ayırmış. Bir dönem siyah İngiltereliler için örnek olarak
gösterilen Briscoe Huhne davasında iddia makamının tanığı idi.
Briscoe’nun Huhne ile ilgili olarak polise yalan ifade verdiği,
daha sonra yalanın ortaya çıkmaması için belgeleri değiştirdiği
ortaya çıktı. Huhne aşırı hızdan aldığı ceza puanlarını eski karısı
Vick Pryce’ın adına yazdırmaktan suçlu bulunmuş, hem Huhne hem
Pryce hapis yatmıştı. Huhne bakanlık koltuğunu da kaybetmişti.
Daily Telepgraph’ın manşetinde öğrencilerini seçerek alan devlet okullarının kontenjanlarının daha büyük kısmını yoksul öğrencilere ayırmaya karar vermesi var. Okullar öğrencileri seçerken daha dengeli olmak adına orta sınıf öğrencilere değil yoksul öğrencilere ağırlık vereceklerini açıkladı.
Times’ın manşetinde ise tahminen Doğu Avrupalı bir alıcının, Londra’nın doğusundaki bir apartman dairesini 140 milyon sterlin vererek satın almasıyla ilgili haber var. Gazete, One Hyde Park rezidansından satın alınan daireyle, yabancı alıcılar üzerindeki verginin artırılmasının gerektiğine dair son dönemde öne çıkan retoriğin Londra’da yabancıların emlak taleplerini etkilemediğini gösterdiği yazıyor. Daireyi satın alan kişinin Rus ya da Ukraynalı olduğu düşünülüyor. Gazete, Ukrayna’daki krizin ve uygulanmaya başlayan yaptırımların Doğu Avrupa’nın zenginlerinin parasının Londra’ya kaçmaya başladığına dair delillerden biri olarak görülebileceğini de yazıyor.
Financial Times’ın birinci sayfasında ise Çin’in ABD’yi aşarak dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceğini gösteren verilere itiraz ettiğine dair haber var.
The Economist dergisi ise yeni sayısının kapağını ABD’nin dünyanın diğer bölgelerine müdahale etmek konusunda artık daha çekingen davranması ve dünyadaki diğer ülkelerin bunu nasıl gördüğü üzerine bir analize ayırmış.
Başkan Obama’nın halkının “ABD kendi işine baksın” diyen çoğunluğunun görüşünü dillendirirken zaten kötü olan durumu daha da kötüleştirdiğini yazan Economist, şunlara dikkat çekiyor:
Birincisi diye yazıyor dergi, Obama Suriye’de bir “Kırmızı çizgi” çekti, bu çizgi aşıldı ama Obama Esad’I cezalandırmak konusundaki sözünü tutmadı. Böylece süper güç olmanın caydırıcılığının ana kuralını, sözünü tutma kuralını bozmuş oldu. Ukrayna konusunda Rusya’karşı yaptırımların da yeterince sert olmadığını yazan Economist, Obama’nın bunların hepsi için geçerli bir nedeni olduğunu ancak yine de tüm bunlarla verilen mesajın “Zayıflık” olduğunu yazıyor.
Yazı “Obama başkanlığa başladığında tüm dünya Amerika’yı nasıl ehlileştiririz diye düşünüyordu. Şimdi ise bu soru değişti. Hem Obama’nın hem de ülkesinin bunu anlaması gerek” diye bitiyor.