2 Mayıs 2012 Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde; Murdoch için 'sonun başlangıcı', Le Pen'in sağı bölme savaşı ve seçimler sonrası 'Avrupa baharı'.
Guardian gazetesi, İngiltere'de gündemi aylardır meşgul eden telefon dinleme skandalında Avustralyalı medya devi Rupert Murdoch için sonun başlangıcının gelmiş olabileceğini belirtiyor.
Murdoch'a ait kapanan News of The World gazetesinin yıllar boyunca, rüşvet alan bazı polis memurlarının yardımıyla binlerce kişinin telefonlarını dinlediği ortaya çıkmıştı.
Guardian'a göre skandalla ilgili olarak parlamento kültür komisyonunun yayımladığı raporda 81 yaşındaki Rupert Murdoch'un News Corporation gibi büyük bir uluslararası şirketi yönetmeye ehil olmadığı belirtiliyor. Gazete, Murdoch ailesinin “haksız” ve “taraflı” olarak nitelediği bu kararın, News Corporation'ın İngiltere'deki yatırımlarını elden çıkarma sürecini hızlandırabileceğini vurguluyor.
'Le Pen'in sağı bölme savaşı'
Independent gazetesi, Fransa'da cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin aşırı sağcı Ulusal Cephe'yi ikna edemediğini, parti lideri Marine Le Pen'in destekçilerini bu Pazar yapılacak ikinci tur için hiçbir adaya yönlendirmediğini belirtiyor.
Gazete, Sarkozy'nin anketlerde Sosyalist rakibi François Hollande'ın 6-8 puan gerisinde göründüğüne dikkat çekiyor.
Financial Times, seçimlerin ilk turunda yüzde 18'e yakın oy olarak üçüncü gelen Marine Le Pen'in amacının Haziran'daki genel seçimler öncesinde sağı bölmek olduğunu belirtiyor.
Gazeteye göre Marine Le Pen, ilk turdaki başarılarını Fransız yurtseverlerin Uluslararası Para Fonu, Avrupa Birliği ve kontrolsüz göçe karşı isyanlarının başlangıcı olarak niteliyor.
'İlk durak sol, son duran aşırı sağ'
Guardian da Yunanistan'da bu Pazar yapılacak genel seçimlerle ilgili haberinde ülkede yaşam standartlarının düşmesi ve suç olaylarının artmasının aşırı uçtaki partilere desteği artırdığına dikkat çekiyor.
Gazete, Ekim 2009'daki seçimde binde 2 oy alan aşırı sağcı Altın Şafak partisinin bu seçimlerde yüzde beş oy olarak 300 üyeli parlamentoya 10'dan fazla milletvekili göndermesinin beklendiğini aktarıyor.
Guardian, Yunanistan'da aşırı sağın yükselişiyle Almanya'daki Weimar Cumhuriyeti dönemi arasında paralellik kuruyor ve ekonomi politikalarına sert muhalefet nedeniyle ülkenin ağır bir sosyal ve siyasal çalkantıya sürüklendiğini vurguluyor.
Siyaset bilimci Prof. Dimitris Keridis de "Tüm işaretler seçimden sonra Yunanistan'ı yönetmenin çok daha zor olacağını gösteriyor. Altın Şafak gibi partiler, halkın öfkesini gösterme aracı oldu. Yunanistan, bu tür krizlerde ilk durağın sol, ama son durağın her zaman aşırı sağ olduğu tezini kanıtlıyor" diyor.
'Avrupa baharı'
Londra Üniversitesi'nden hukukçu Prof. Kostas Duzinas da gazetedeki makalesinde Yunanistan ve Fransa seçimlerine gönderme yaparak bu Pazar'ın "Avrupa baharının başlangıcı" olabileceğini belirtiyor:
"Fransa'da Sosyalist aday Hollande'ın kazanması kemer sıkma politikalarını zora sokacak ama Yunan seçimleri daha da belirleyici olabilir. Yunan toplumu ve siyasetindeki tektonik levhalar kaymaya başladı. Geçen yıl meydanlarda binlerce kişinin yaptığı protestolar ortak ideolojisi olmayan lidersiz bir hareketti. “
“Sendikalar ve militanlar, hayatlarında ilk kez protesto yapan kitlelerle birlikte hareket etti. Şimdi kendi doğrudan demokrasi ve sosyal dayanışma anlayışlarını parlamento temsiliyle takviye etme şansları var. Pazar günü sadece siyasi elit çökmekle kalmayabilir, solun Pasok'un yerini alacağı yeni bir siyasi harita da şekillenebilir."
"İç savaş sonrasında Yunanistan solu sürgüne gönderdi, partilerini muhalefete mahkûm etti. Ama bu dönem artık sona eriyor. Yaşam hakkı, demokrasi ve bağımsızlığı savunan baskın bir blok, tarihsel olarak karşıt gruplarda yer alan insanları bir araya getiriyor. Kemer sıkma önlemlerine karşı oluşan hissiyat radikal bir yönetim projesine dönüşürken yeni bir demokratik model ve bu modelle birlikte tarihi bir fırsat ortaya çıkıyor."
"6 Mayıs'ta Fransa'dan sosyalist bir cumhurbaşkanı ve Yunanistan'dan güçlü bir sol çıkarsa Paris'le Atina arasında bahar kokuları yayılacak. Bu Pazar Fransızlar ve Yunanlılar sadece kendi ülkelerinin değil Avrupa'nın geleceği için de oy kullanacak."
Guardian'daki Ian Traynor imzalı bir analizde bu iki ülkedeki seçim sonuçlarının Brüksel'in de politika gündemini yeniden şekillendireceği belirtiliyor. Daily Telegraph yazarı Benedict Brogan ise "Eğer Sarkozy devrilirse deprem İngiltere Başbakanlık konutunu da sarsar" diyor.
Yazar, Paris'teki müttefikinin yenilgiye uğraması halinde İngiltere Başbakanı David Cameron'un dev boyutlardaki bütçe açığını kapamak için uygulamaya başladığı kemer sıkma programının ağır bir darbe alacağını belirtiyor. Brogan ayrıca bu seçimden Cameron'ın kendi siyasi geleceği için de dersler çıkarması gerektiğini vurguluyor.