Ankara'da çok önemli bir devlet dairesi. Öğlen yemeğinden gelen
personel, biraz sonra yaşayacakları büyük şoktan habersiz,
masalarına geçti.
Ve çok geçmeden, ardına kadar açık olan kapıda bir suret belirdi.
Yorgun ayaklarını yerde sürükleyerek, nefes nefese bir masanın
önünde durdu.
Büyük bir titizlikle çantasından çıkardığı evraklarını masadaki
görevliye uzattı.
"Buyrun, ayakta kalmayın" diyen görevli bir yandan
da dosyadaki evrakları kontrol etmeye başladı. 71 yaşındaki bu
ninenin nasıl bir iş aradığını merak ediyordu.
İşte tam o an, bir ölüm sessizliği çöktü sanki odanın üstüne..
Dosyadaki evraklara tekrar tekrar bakan görevlinin yüzünde,
gördüklerine inanamadığını gösteren bir dehşet ifadesi vardı.
Belli bir süre göz göze kaldılar. Yaşlı kadının gözlerini bu şaşkın
ve meraklı bakışlardan kaçırmaya niyeti yoktu. Donuk, ama donuk
olduğu kadar kararlı bir ifade ile baktı gözlerine ve bakışlarla
sorulan o soruya cevap verdi:
"Bu işi yapmak istiyorum!.."
Bir anda odadaki herkes yüzünü ona döndü.
Görevli, şaşkınlık ve kederden çatallaşan sesiyle "Bir
saniye" dedi ve masadan kalkarak birim müdürünün masasına
gitti, dosyayı olduğu gibi önüne koydu.
Birim müdürü okuduğunda dosyayı tutan parmaklarının titrediğini
hissetti.
Yerinden doğruldu, yaşlı teyzenin karşısındaki koltuğa adeta
çökercesine bıraktı kendini..
"Bu iş sana göre değil ki neden bu işi yapmak istiyorsun
anne?" dedi.
Kadının cevabı yine aynıydı:
"Başka bir iş istemiyorum. Ben bu işi yapmak
istiyorum!.."
Odadaki herkes birbirine bakıyordu. Bunca yıllık memuriyet
hayatlarında hiç böylesi bir şok yaşamamışlardı.
Ürpertinin tüm benliğinde dolaştığını hissetti birim müdürü.
"Ya ayaklarımın altındaki yer kayıyor, ya gökkubbe aşağı
çöküyor" diye hissetti.
"Yapma etme annem, böyle şey olur mu hiç! Sana başka bir iş
bulalım. Hem kıt kanaat geçineceğin bir iş de değil, yaşına göre,
seni yormayacak ve aç-açıkta bırakmayacak bir iş. Bu iş sana göre,
senin yaşına göre iş değil" derken kalbi çarpıyordu adeta
ama dinleyen kim!
Hoş, dinlese de ikna olacak gibi görünmüyordu. Müdürün bazen sesi
titreyerek, bazen gök gürültüsünü andırırcasına isyanına aldırış
bile etmedi.
Sesler ve sözler, kulağında birer uğultudan ibaretti.
"Hiç de bile değil" diye mırıldandı!
Çok kararlı ve bir o kadar da istekli bir şekilde tekrarladı:
"Ben bu işi yapmak istiyorum. Bu işte çok para da var. Bu
iş dışında bir iş yapmak istemiyorum."
O konuştukça karşısındakilerin yüzündeki çizgiler titriyor,
dizlerinin bağı çözülüyordu.
"Beni lafa tutmayın, bütün evraklarım tamam, imzalayın da
ben de yoluma gideyim" dedi.
O an söz bitti.
Alnı terden sırılsıklam olan birim müdürü masadaki kaleme uzandı ve
dosyayı imzaladı, kendisine uzattı.
"Teşekkür ederim" diyen kadın dosyasını kaptığı
gibi çıktı, gitti
Daha onun çıkardığı minik ayak patırtılarının sesi kaybolmadan,
onun çıktığı kapıdan içeri 30'lu yaşlarına yeni basmış, zambak
kadar güzel, gonca kadar taze bir genç kız içeri girdi ve zarif,
dimdik bir şekilde aynı masanın önünde durdu.
"Ben bu işi yapmak istemiyorum" dedi ve daha hiç
kimse sormadan, aman dilercesine derdini anlatmaya başladı.
"Ben Türkiye'nin en ünlü oteller zinciri sahibinin oğlunun
eşiyim. Bundan yıllar önce otelde bulaşıkçı olarak işe başladım.
Bir gün patronun oğluna yemek servisi yaparken beni gördü ve aşık
oldu. Evlilik teklif etti ve evlendik. Ancak aradan bir süre
geçince tam bir psikopat olduğunu öğrendim. Herkesten kıskanıyor,
kıskandıkça şiddete başvuruyordu. Sürekli onu aldattığımı söylüyor
ve bu şiddetin dozunu giderek artırıyordu.
Bu sırada hamile kaldım. Ama hamile kalmam da şiddet
uygulamasına engel olmadı. Daha doğurmadan, çocuğum karnımdayken
beni kendi elleriyle bir geneleve sattı. Gerekçesi ise,
"Madem sen beni aldatıyorsun, o zaman senin yerin burası"
oldu. Bir kuruş para almadan sattı. Kağıtlar, senetler
imzalatıldı bana ve borçlu gösterildim. Bu nedenle kaçamadım. Şimdi
tüm borcumu ödeme şansım oldu. Ben bu işi bırakmak
istiyorum..
Lütfen bana yardım edin!"
O gün 71 yaşındaki kadın aldığı "Hayat kadınlığı
yapabilir" vesikasıyla genelevin yolunu tutarken, 30'lu
yaşlardaki genç kız bambaşka bir hayata adım attı.
NOT: Her iki hayat hikayesi de tamamen
gerçektir.