2 binin üzerinde biriktirdiği taş plakla misafirlerini geçmişe götürüyor
Abone olBursa’da yaşayan 61 yaşındaki emekli devlet memuru Emin Altınsoy, gençliğinde biriktirmeye başladığı taş plak koleksiyonu ile misafirlerini geçmişe götürüyor. Gençlik yıllarında taş plak koleksiyonu yapmaya başlayan Altınsoy’un koleksiyonunda Osmanlı döneminden 1950’li yıllara kadar basılan 2 binin üzerinde taş plak yer alıyor.
Yaklaşık 12 yıl önce Bursa’ya taşınan Altınsoy, koleksiyonundaki
taş plakları dinlemek üzere gramofon satın aldı. Aldığı gramofonun
eve geldiğinde çalışmaması üzerinde tamir etmeye çalıştı. Basit bir
şekilde tamir edebildiğini fark eden Altınsoy, bunun üzerine
İstanbul ve Avrupa’dan gramofon parçaları almaya başladı. Ahşap
işlerine el yatkınlığı olduğunu ifade eden Altınsoy, topladığı
parçalara ahşaptan özel tasarım kasa yaptı. Daha sonra gramofon
borularını da ahşaptan yapmayı deneyerek daha güzel ses kalitesi
elde etti. Özellikle dut ve ceviz ağacından yapılan gramofon
borularının en kaliteli sesi verdiğini söyleyen Altınsoy, bu
şekilde ürettiği özel tasarımlardan da bir gramofon koleksiyonu
yaptı. Evinin salonunda sergilediği koleksiyonlarıyla misafirlerini
geçmiş yıllara götüren Altınsoy, “Maksadım biriktirmek değil,
unutulmaya yüz tutmuş sanatçıların eserlerini ileri kuşaklara
aktarabilmek istiyorum. Bizden sonra gelen kuşaklara aktardığımız
zaman, bu eserleri koruduğumuz zaman çok daha mutlu olacağım”
ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin en seçkin
koleksiyoncularının salonlarını benim gramofonlarım
süslüyor”
Evinde yaptığı gramofonlarda bakır gramofon borusu kullanan
Altınsoy, daha sonra elinin ahşap işine yakın olmasıyla boruları
ahşaptan yapmayı denedi. Ahşaptan yapılan gramofon borularından
daha kaliteli ses elde ettiğini fark eden Altınsoy, boş
vakitlerinde gramofon yaparak evinde koleksiyon oluşturdu.
Koleksiyonerliğe gençlik yıllarında başladığını belirten Altınsoy,
“Gramofon sevdası gençlik yıllarımda taş plak biriktirerek başladı.
Bir keresinde gramofon almıştım. Eve geldiğinde çalışmadı. Tamir
ederek tekrar eski hâline kavuşturdum. Daha sonra bunun çok basit
olduğunu fark ettim. İstanbul ve Avrupa’da antika pazarlarından
orijinal gramofon parçaları toplayarak ahşap kasa yaptım. Hep
teneke boru takıyordum. Ahşap boru yapabilir miyim diye bir çalışma
yaptım. Teneke borunun aynısını ahşaptan yaptım ve başarılı oldum.
Daha sonra bu şekilde ilerledim. Bugün Türkiye’nin en seçkin
koleksiyoncularının salonlarını benim gramofonlarım süslüyor.
Yapmış olduğum gramofonlar bazı devlet adamlarına gönderildi.
Avrupalı ünlü koleksiyonerler geldi, Orta Doğu’dan evime gramofon
almayan gelenler oldu. Bunu hobi olarak yapıyorum. Hiçbir zaman
profesyonelliğe çevirmedim. Hobi olarak kalsın dedim. Çok fazla
üretim yapmıyorum. Ayda 1 defa gramofon borusu yapıyorsam yılda 4
tane gramofon üretiyorum. Bu işleri sevenlerin evlerini süslediği
zaman ayrı bir haz alıyorum. Ölünceye kadar da bu şekilde devam
etmeyi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.