2 Aralık 2011 Basın özeti
Abone olBu sabah yayımlanan İngiliz gazetelerinde öne çıkanlar: İran'a petrol ambargosuna doğru, 'İran Suriye'ye destek veriyor', Mısır'da Müslüman Kardeşler zaferine doğru: Tehdit mi, fırsat mı?
Avrupa Birliği dışişleri bakanları tarafından dün onaylanan
İran'a uygulanacak yeni yaptırımlar konusu, İngiliz gazetelerinde
geniş yer bulmuş.
Financial Times, AB üyelerinin dünkü toplantısında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlamaya yönelik yaptırımlar üzerinde uzlaşıldığı ve petrol ambargosu olasılığına doğru sınırlı da olsa bir adım atıldığını haberinde duyurmuş.
Haberde, petrol sektöründen üst düzey yöneticilerin ifadelerine dayandırılarak, Ocak ayında gerçekleşecek bir sonraki AB dışişleri bakanlığı zirvesinde İran'dan petrol alımının durdurulması yaptırımının onaylanabileceği söylenmiş.
Yetkililerin, başta Yunanistan olmak üzere petrol ihtiyacını
İran'dan karşılayan güney Avrupa ülkelerinin amborgoya karşı
itirazlarını yumuşattıkları ve İran'ın yerini alacak petrol
tedarikçileri arayışına geçebilecekleri belirtilmiş.
Avrupa Birliği üyeleri İran'dan aldıkları günde 450.000 varil petrolle, Tahran'ın petrol ihracının yüzde otuzunu oluşturuyorlar.
"İran, Suriye'ye destek veriyor"
Dün Brüksel'de üzerinde uzlaşılan İran'a yönelik yeni yaptırımlar konusunda başı çeken İngiltere'nin Tahran'a yönelik eleştirilerinin aldığı yeni boyuta dair bir haber, Guardian'da yayınlanmış.
Haberde İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague'in, İran'ın Suriye'deki sivillere yönelik devlet şiddetine destek olduğu yönündeki eleştirisi aktarılmış.
Gazetenin haberinde şimdiye dek Arap ve batılı diplomatlar tarafından kulislerde dile getirilen bu iddianın, dışişleri bakanı Hague tarafından kamuoyuna aktarılmasının, İngiltere'nin Tahran'a karşı sertleşen tavrının yansıması olduğu yorumunda bulunulmuş.
Haberde Tahran'ın Şam'a sunduğu destek konusunda kulislerde konuşulanlar da özetlemiş.
Üst düzey bir Arap diplomata dayandırılan iddiaya göre İran, Esad rejimine finansal ve lojistik destek sağlıyor.
Ayrıca, Suriye'de şu an sayıları üç yüz ile dört yüz arasında değişen İran Rejim Muhafızı, Esad güçlerine aktif bir biçimde iç güvenlik konusunda danışmanlık yapıyorlar.
"Londra hızla destek olmalı"
Times'ta yer alan bir haberde ise İngiltere başbakanı David Cameron'un ulusal güvenlik danışmanı tarafından yapılan "İngiltere, yıkılmakta olan baskıcı rejimlerdeki muhalif unsurlara zaman kaybetmeden destek vermeli" çağrısı aktarılmış.
Haberde, Başbakanlık güvenlik danışmanı Sir Peter Ricketts'ın, Libya'da yaşananlardan alınması gereken dersin, Fransa'nın Kaddafi'ye karşı ayaklanan gruplara bir an önce destek olurken, İngiltere'nin temmuz ayını bekleyerek zaman kaybetmesi olduğunu söylediği belirtilmiş.
Sir Ricketts, bu yaklaşımın Suriye'de uygulanmasının ülkedeki duruma büyük etkisi olacağını söylemiş, "İngiliz hükümeti ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda yaşanan değişikliklere hızla uyum sağlayabilmelidir." demiş.
Haber Londra'nın Esad karşıtı muhalefeti, ileride batılı ülkelerin muhattabı olabilecek, birleşik bir yapı haline gelmeye teşvik ettiği bilgisini aktararak sona ermiş.
Esad muhalifleri ittifak yaptı
Daily Telegraph'ta yer alan Suriye'yle ilgili haberde ise ülkede yaşanan çatışmalarda yaşamını kaybeden insan sayısının dört bini geçmesi öne çıkarılmış.
Haberde ayrıca Suriyeli muhalif iki grup arasında Türkiye'de kurulan ittifaktan bahsedilmiş.
Esad muhaliflerinin siyasi yapısı olan Ulusal Geçiş Konseyi ile Özgür Suriye Ordusu isimli Esad karşıtı silahlı milisler arasında bir pakt kurulduğu haberinde aktarılmış.
Daily Telegraph tarafından konuyla ilgili fikri alınan Arap İngiliz Konseyi'nden Chris Doyle, söz konusu ittifaka dair önemli bir soruyu dile getirmiş:
"Eğer Özgür Suriye Ordusu, söylendiği gibi, Esad rejimini devirebilecek güce sahip ise, ülke dışında bulunan bir siyasi iradenin kararlarını ciddiye alıp uygulayacak mıdır?"
Mısır'da Müslüman Kardeşler zaferine doğru
Guardian'ın dünya sayfalarında yer alan Mısır seçimlerine dair haberin başlığı "Muhtemel galip Müslüman Kardeşler'den kaos uyarısı".
Haberde, ülkede Hüsnü Mübarek'in devrilmesi ardından yapılan ilk seçimlerin henüz kesinleşmeyen sonuçlarına göre galibi olan Müslüman Kardeşler'in, Mısır iktidarının şu anki sahibi olan orduya yönelik açıklaması aktarılmış: Ülkedeki askeri yönetime, yumuşak bir geçişle son vermek ilk önceliğimiz olacaktır.
Açıklamanın, son iki haftadır eylemlere sebep olan "oluşacak meclis askeriyenin gölgesinde kalacak" endişesini yatıştırmayı hedeflediği söylenen haberde, hem orduya hem de silahlı kuvvetlere mesaj verildiği belirtilmiş.
Haberde ayrıca, Müslüman Kardeşlerin gayri-resmi seçim zaferi ardından ülkedeki farklı görüşleri kapsayan bir iktidar oluşturacaklarını açıkladıkları belirtilmiş.
Daily Telegraph ise Cuma günü açıklanacak seçim sonuçlarında, Müslüman Kardeşlerin ardından radikal islamcı Nur Partisinin ikinci çıkma olasılığının kuvvetli olmasının ülkedeki liberal ve sol grupları şaşırttığını söylemiş.
"Müslüman Kardeşler tehdit değil, fırsat"
Mısır seçimlerine ve hayli olası Müslüman Kardeşler zaferine dair Guardian'ın başyazılarından birinin başlığı "Tehdit değil fırsatlar".
Ilımlı İslamcı Müslüman Kardeşlerin muhtemel zaferinin bir tehdit olarak algılanmasına itiraz üzerine inşa edilmiş yazıda, hareketin meşru demokratik alan dâhil oluşunun olumlu bir gelişme olduğu anlatılmış.
Bu sayede Orta Doğu'da hâkim olan otoriter rejimler tarafından on yıllardır dayatılan "bildiğin diktatör, bilmediğin radikalden daha iyidir" söyleminin ve Müslüman Kardeşlerin toplumsal muhafazakarlığının kırılabileceği belirtilmiş.
Tunus ve Fas'ın ardından bugün de Mısır'da ortaya çıkan tablonun eğer baskı rejimleri olmasaydı son otuz yıl içinde zaten ortaya çıkacağı, zira bu hareketlerin dışarıdan dayatılan değil, ülkelerin kendilerinden kaynak bulan dinamikleri olduğu söylenmiş.
Tunus'taki Ennahda partisi gibi Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in de ülkedeki farklı politik akımları kendi içinde birleştirebilmesi ve fikir birliği yaratabilmesi halinde otoriterlikten uzaklaşılacağı söylenen başyazı şöyle sonlanmış:
"Müslüman Kardeşlerin, ikinci en fazla oy alması beklenen radikal islamcı Selefi haraketi tarafından baskı altına alınma ihtimali bir hayli yüksek, çünkü bur grup seküler ittifaktan daha fazla oy alacağa benziyor.
Müslüman Kardeşlerin ülkedeki ilerici gruplarla kuracağı koalisyon, şehirli Mısırlıları ülkenin katı bir İslami rejime dönüşmeyeceğine inandıracak en iyi yoldur."