1930'lu yılların telefon adabı
Abone olCep telefonunun hayatımıza girmesiyle birlikte telefon adabımız da değişti. Oysa bakın 1930'lu yıllarda nasıldı
Telefonda konuşma adabıyla ilgili 1930'lu yıllarda önerilen,
başta ''yüksek sesle konuşmama'' gibi kuralları, cep telefonlarının
günlük yaşamımıza alabildiğine girdiği günümüzde bir kez daha
hatırlamak gerekiyor. Muhittin Dalkılıç'ın 1932 yılında yazdığı
''Yeni Hayat Adamına Yeni Adabı Muaşeret'' adlı kitapta, o dönemde
telefonda konuşurken uyulması gereken kurallara yer veriliyor.
Kadınlara hangi durumlarda telefon edilmeyeceği de anlatılan
kitapta, şu önerilerde bulunuluyor: ''İş ve vazife sahibi
kadınlara, işlerinde telefon etmek caiz değildir. Zira,
muhatabınızı hemen daima iş arkadaşları ve amirleri karşısında
müşkül vaziyette bırakmış olursunuz. Kocalı bir kadına evinde
telefon etmeniz hem tehlikeli hem de ayıptır. Eğer münasebetiniz
temiz bir samimiyetten ibaretse kadının evvela kocası ile bir
dakika görüşmek ve zevcesi ile görüşmek delaletini (iznini) istemek
nezaket icabıdır. Bu suretle, zevcine, zevcesiyle gayri meşru bir
kur yapmakta olduğunuz şüphesini vermemiş de olursunuz. Eğer
hanımefendi ile münasebetiniz aşıkane ise zevci yanında telefon
etmenin tehlikelerini herhalde anlamış biri olmanız lazım gelir.''
''İŞ İÇİN EVE TELEFON ETMEK AYIP'' Kitapta, ''telefonda daima en
kısa ve en kestirme şekilde konuşulması gerektiği, telefonda uzun
uzadıya hal hatır sormanın ve yüksek sesle konuşmanın kabalık
olduğu, hususi ikametgah telefonu müstesna olmak üzere işyerlerine
sırf hal ve hatır sormak için telefon etmenin caiz olmadığı'' da
belirtiliyor. Kitapta, şöyle deniliyor: ''İşe ait bir mesele için
bir zatın evine telefon etmek ayıptır. Zira hemen herkes bugünkü
hayatta, evinde işiyle meşgul olmayı sevmez. Bugünkü çok yorucu iş
hayatı, insanları hemen kamilen (bütünüyle) işiyle ancak iş
saatinde meşgul olmaya, evinde ancak kati bir istirahat ihtiyacına
mahkum etmiştir. Esasen, evinde bir zata telefon edilen iş, daima
baştan savma bir surette karşılanacak, bu suretle iş sahibi,
maddeten de zarar görecektir.'' TÖRENE DAVET Herhangi bir törene
davet etmek için telefona başvurulmaması istenilen kitapta, şu
uyarılarda bulunuluyor: ''Telefonda izdivaç (evlilik), nikah gibi
merasime davet etmek ayıptır. Bu gibi haller için mutlaka davetiye
göndermek şarttır. Telefonla davet, kendisinin hususi davetiye
gönderilmeye layık görülmediği hissini hasıl edeceği için bir
hakaret teşkil eder. Asla, telefonda ölüm haberi vermeyiniz. Ne
kadar mahirane (ustaca) hareket ederseniz ediniz, telefonla verilen
ölüm haberi, son derece müheyyiç (heyecanlandırıcı) olur.
Muhatabınızın hayatını tehlikeye koyar. Çünkü telefon, kara haber
vermek için evvela haleti ruhiyenin (ruh halinin) hazırlanması
lüzumunu temin etmeye asla müsait değildir.''