1915 Çanakkale Köprüsü ortaklarından Başar Arıoğlu CHP'ye sordu: 500 milyon kime gitti?
Abone ol1915 Çanakkale Köprüsü'nü inşa eden ortaklardan Yapı Merkezi'nin patronu Başar Arıoğlu, İzmir'de metro ihalesinde en düşük fiyatı vermelerine rağmen ihaleden atıldıklarını ve işin 500 milyon lira farkla ikinciye verildiğini söyledi.
Yap -işlet-devret modeliyle Türkiye'den Limak ve Yapı Merkezi,
Güney Kore'den de DL E&C ve SK ecoplant şirketlerinin kurduğu
ortak girişim grubu tarafından yapılan Çanakkale Köprüsü
açıldığından bu yana muhalefetin eleştiri oklarının hedefinde.
İhale sürecinden maliyetine kadar pek çok konu irdeleniyor. Süreçle ilgili iddialar havada uçuşuyor. Peki köprüyü inşa eden ve 11 yıl boyunca işletecek olan grup iddialara ne diyor? Yapı Merkezi'nin patronu Başar Arıoğlu sessizliğini Akşam'a bozdu.
Sorgulama objektif olsun
Köprü bitti ama tartışması bitmedi. Bu kadar eleştiri,
sorgulama bekliyor muydunuz?
Sorgulama olsun tabii ama
gönül ister ki bu biraz daha objektif şekilde yapılsın. Burada
neyin sorgulandığı da önemli. Diyorlar ki ihaleler kapalı kapılar
ardında yapılıyor. Öyle değil. İlan ediliyor. Sonra da yeteri kadar
süre veriliyor. İlgilenen firmalar önceden gidip ihale dökümanını
alır, bu dokümanın bedeli de ihalenin boyutuna göre 50-100 bin lira
civarındadır.
Neler var bu dokümanda?
Bu dokümanda eğer
ihaleyi kazanırsanız imzalayacağınız sözleşme vardır. Bu sözleşme
kişiye özel hazırlanmaz, siz ihaleyi almadan önce neye imza
atacağınızı bilirsiniz. İhaleden sonra sadece o basılı olan
nüshanın içindeki boşluklar doldurulur. Mesela biz süreyi teklif
ettiğimiz için o boşluğa 'Şu kadar sürede devlete iade edeceğiz'
diye tarih yazıldı.
Tamamen kafadan atıyorlar
Köprünün maliyeti de sorgulanıyor. Siz bu teklifi neye
göre verdiniz?
Bu çapta bir iş için daha ihaleye
girmeden 4-5 milyon dolar para harcarsınız. Çünkü bir ön tasarım
yaptırmak zorundasınız. Boyut olarak ilk kez böyle bir köprü
yapılıyor. Böyle bir keson dünyada daha önce batırılmamış. Bazı
parçalar böyle bir yüksekliğe daha önce hiç kaldırılmamış. Bunların
hepsini, uzmanını tutup çalışmak gerekiyor. Hesaplar da ona göre
yapılıyor. Böyle bir köprünün maliyeti hakkında herhangi bir fikir
söylemek için önce tüm bu çalışmaları yapmak gerekiyor. Ben bu
ihaleye hazırlanmamış olsaydım bu konuda fikir yürütemezdim. Şu
anda maliyet hesabı yapanlar tamamen kafadan atıyorlar.
Dünyadan bazı örnekler veriyorlar. Hong Kong
mesela...
Öyle örnekler veriyorlar ki bizim köprümüzle
aralarında dağlar kadar fark var. Birinin ayağı kırk metre derinde,
öbürünün ayağı karada. Hong Kong köprüsü diyorlar ama bu bir asma
köprü, diğeri viyadük köprü tünel sistemi.
En iyi teklifi verdik atıldık
İhalede sizden başka kaç teklif
vardı?
Dünya çapında bir ihale yapıldı. Ve 4 tane çok
ciddi teklif geldi. Mesela Japon firma Çanakkale'yi çok istiyordu
ve çok da rekabetçi bir teklif verdiler. Bütün bu firmalar
fizibilite yaptığı için, köprünün kaça mal olabileceğini aşağı
yukarı tahmin ediyordu. 4 tane çok ciddi teklif gelmiş. Ve bu
tekliflerden en ucuzu seçilmiş. Burada sorun ne? Bizden sonraki de
seçilebilirdi. İzmir'de öyle oldu mesela...
İzmir'de 500 milyon kime gitti?
Ne oldu İzmir'de?
3-4 ay önce yapılan metro
ihalesinde biz Yapı Merkezi ve Nurol olarak en düşük fiyatı verdik.
Buna rağmen ihaleden atıldık, 500 milyon lira farkla iş ikinciye
verildi. Asıl bu sorgulanmalı. Nurol Osmangazi'yi, Marmaray'ı
yapmış, biz Çanakkale'yi Avrasya'yı yapmışız. Ve diyorlar ki
'bunlar işi bilmiyor. Yanlış fiyat vermişler, işi yapamazlar. Ben
kendi favorime vereyim'. İhale yapma o zaman. Beni niye
uğraştırıyorsun.
Kur böyle giderse para kaybedebiliriz
Hazine garantileriyle müteahhitler zengin oluyor
mu?
Biz bu işten ne kadar para kazanacağımızı, köprüyü
teslim ettiğimiz gün bileceğiz. O güne kadar her şeyin risk
altında, belirsiz. Kurdaki hareket böyle devam ederse çok para da
kaybedebiliriz. Mesela bu yıl bizim sözleşmede 15 euro artı KDV
yazıyorsa, yaklaşık 250 lira geçiş ücretim oluyor. Ve bu yıl
boyunca sabit kalıyor. Ama döviz artınca TL sabit kalmıyor.
Dolayısıyla benim euro cinsinden 15 euroyla başlayan geçişim, eğer
yüzde 20 devalüasyon olduysa sene içerisinde 12'ye düşüyor. Diğer
yandan borçlanmamız ise dolar cinsinden. Yani TL değer kazanırsa
ben de kazanıyorum. Kaybederse ben de kaybediyorum. Biz 2020 ve
2021'de bunların yaşanacağını bilseydik, 2017'de o teklifi
vermezdik. Bu ihaleyle ucu ucuna alınmış bir iş. Bir emniyet
payımız vardı ama o da gitmiş durumda.
Çanakkale'den geçişler nasıl şu anda?
Günlük
30 bin civarında geçiş var ama henüz konuşmak için erken. Ancak 1-2
sene sonra tablo netleşmeye başlar.
Avrasya Tüneli'nden geçişler?
Orada garanti
edilen rakam 68 bindi. Biz şu anda 55 binlerdeyiz. Avrasya tüneli
sabah ve akşam olmak üzere günde 4 saat çok yoğun kullanılıyor. O
boş olan saatleri dondurmak için farklı yöntemler denenebilir.
"Solcuyum" demekle solcu olunmuyor
Siz de CHP'li bir aileden
geliyorsunuz...
Evet bizim kalbimiz solda atar. Sosyal
demokrasi diye bir şey var. Bunun ne olduğu belli. Ben solcuyum
diyerek solcu olunmuyor. Muhalefetin 'benzini, bu kadar ucuza
germeyin, milleti toplu taşımaya yönlendirin' demesi lazım ama ne
yazık ki alakasız her şeye 'hayır' diyerek muhalefet yapılıyor. Bu
projeleri devletleştireceğiz' diyorlar, bunlar yatırımcıyı
kaçıracak söylemler. Yoksa biz Yapı Merkezi olarak sosyal
demokrasiye sonuna kadar razıyız.
Hem otobüs fiyatına geç hem de "pahalı" dedi bu adil değil
Geçiş ücretleri için pahalı itirazlarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şu anda köprü (15 Temmuz Şehitler
Köprüsü) 8 lira. Yani otobüs bileti fiyatına geçiliyor köprüden.
'Köprünün paraları ödendi, artık bedava olması lazım' diyorlar ya,
geçişlerden alınan parayla devlet o köprünün bakımını bile yapamaz.
İstanbul gibi bir yerde yaşa, toplu taşıma kullanma, benzin yak,
havayı kirlet, sonra da otobüs fiyatına köprüden geçip 'pahalı' de,
bu nasıl bir adalet. Bence devlet artık benzini de sübvanse
etmemeli ama ama bugünkü politik ortamda bu yapılamaz. Çünkü
benzine zam gelince kıyameti koparan bir muhalefet var.