19. Milli Eğitim Şurası’nda Türk Müziği değerlendirildi mi?!…

Cumhurbaşkanı, Başbakan, MEB, YÖK,19. Milli Eğitim Şurası,Eğitim Fakülteleri, Konservatuarlar, Sanat eğitimi, Okul öncesi,Türk Müziği,Sanatçılar,Öğretmenler,Osmanlıca,İHL

Göktan AY goktanay57@gmail.com

19. Milli Eğitim Şurası 600’e yakın eğitimcinin katılımıyla Antalya’da yapıldı ve  alınan tavsiye kararları açıklandı. Her ne kadar tavsiye dense de Bakanlığın  ağırlığını hissettirerek, yapılması/uygulanması  istenenleri kurullardan geçirdiği bilinen/uygulanan bir gerçektir. Genel olarak olumlu görünen kararlarda bazı yanlışlardan geri dönüldüğü görülmektedir.

Birkaç örnek verelim;

a) İlkokul da, “fen bilimleri" dersinin adının "fen bilgisi" olarak değiştirilmesi” doğrudur.  İlkokul çocuğuna bilgiyi vermeden bilime geçilmesi doğru değildir. Ama, kim koymuştur bu adı ve yıllarca  uygulanmıştır?..Bunun için şura kararına da gerek yoktur…

b) ortaokuldaki "beden eğitimi ve spor" derslerinin isminin, "beden eğitimi ve oyun" olarak değiştirilmesi doğrudur. Yine aynı soru "eskisini kim literatüre sokmuş ve yıllarca uygulamıştır?"

c) Liselerde “dil ve anlatım" dersi ile "Türk edebiyatı" derslerinin birleştirilerek "Türk dili ve edebiyatı" şeklinde adlandırılması doğrudur. Türk dili ve edebiyatı birbirini tamamlamaktadır. Yine aynı soru "eskisini kim literatüre sokmuş ve yıllarca uygulamıştır?"

d) İmam hatip liselerine Osmanlıca Türkçesi’nin (zorunlu) ve Farsça (seçmeli) dersinin konulması önerilerinin benimsenmesi doğru bir karardır.

e) Müzik alanında “ensrümantal” ve “saz” kelimesi kullanılmıştır, akademik alanda artık “çalgı” kullanılmaktadır. Terminolojik birlik sağlanmalıdır, acaba şuraya müzikbilimciler  çağrılmamış mıdır?(Bundan önceki şuralara katılmıştım)

f) Ortaokuldaki “Türk müziğinin makamsal sisteminin bir Türk halk müziği sazıyla öğretilerek verilmesi” cümlesi yanlıştır. Bu yaştaki  çocuğa makamsal sistemi öğretmek ve sadece halk müziği sazıyla demek doğru değildir. Zaten türkü-şarkı öğrenilirken gerekli  ses sistemi bilgileri verilmektedir. Ayrıca öğretmenler sadece THM alanından değildirler ki…. “Türk müziğinin (TSM ve THM) seçkin  ezgilerinin, bir Türk çalgısıyla –yoksa uygun batı çalgısıyla-  öğretilmesi” denilmeliydi.

d) Osmanlı Türkçesi çok tartışılmış ve  imam hatip okullarında zorunlu olmuş. Doğru bir karar.  Müzik alanında da Osmanlıca sadece “müzikoloji” ve onun alt dalı olan “ müzik teorisi” alanındaki öğrenciler için lazımdır ve onlara zorunludur. Ses eğitimi, müzik teknolojileri, halk oyunları, kompozisyon bölümünde okutulmaz. Öğrenci, -merakı varsa- kredisine göre alıp kendini ilerletebilmektedir.

e) Şurada konservatuar liselerinin ve mahsurlu olarak yayınlanan yönetmeliğinin de gözden geçirilmesini, dile getirilmesini beklerdik. Bu yönetmelikteki yanlışlar devam etmekte olup, uygulamalarda çok sıkıntı doğuracaktır.

“19. Milli Eğitim Şurası ve kararlarına ilişkin olarak söylenebilecek şeyler çok……Ayrıca, Şura’nın birçok kararında da görüldüğü üzere, üniversiteye, okula, öğretmene, öğrenciye veya veliye inisiyatif tanıyabilecekken, çok aşırı spesifik konuları bile karara bağlıyoruz. Genel ve esnek kararlar almıyoruz.Veliye, öğrenciye, öğretmene ve insana daha çok güvenen ve inisiyatif alanı tanıyan ve böylece daha sivil ve çoğulcu bir yaklaşım benimsenmesi lazım. Dolayısıyla, velilerin farklı taleplerini ciddiye alıp bu talepleri ortak bir zeminde uyumlaştırmak lazım. Bunun için de sağlıklı bir tartışma ihtiyacı var. Hala var.

 Şimdi Türk müziği yada müzik alanı  şuradan ne kazandı ona bakalım;

 Okul Öncesi

 Programın oyun temelli olması, programda değerler eğitimine yer verilmesi, okul öncesinden itibaren yetenek gelişiminin izlenmesi, okul öncesi ve ilkokulda kullanılan eğitim aracı metinlerinde kendi kültürümüze ait literatüre (masal, hikaye, fabl, şiir vb.) yer verilmesi, okul öncesi eğitimde, öğretim programlarının çocukların özgüven becerilerini ve birey olma bilincini geliştirmeye dönük olması, öğretim programlarında yaratıcı düşünme becerilerinin geliştirilmesine yönelik kazanımlara yer verilmesi, okul öncesi eğitimde uygun enstrümanlarla Türk müziği çalışmalarına yer verilmesi, düzeylerine uygun spor etiklerine verilmesi, Türkçe'nin doğru bir şekilde kazandırılması, okul öncesi eğitimde tekli öğretime geçilmesi önerileri kabul edildi.

Görüşüm: Doğrusu: “Okul öncesi eğitimde uygun çalgılarla ve repertuvarla Türk müziği eserlerine  yer verilmesi” olmalıydı.

 İlkokul

 İlkokullarda tekli öğretime geçilmesi, ilkokullarda haftalık ders saatinin 30 ders saati olması (25 saati zorunlu, 5 saati serbest etkinlikler olarak yürütülmesi). Serbest etkinlik saatlerinin veli-öğrenci talepleri de dikkate alınarak okul idaresince belirlenmesi; görsel sanatlar ve müzik derslerinin haftada en az 2'şer ders saati olması; 5 saatlik oyun ve fiziki etkinlikler dersinin 2 saatinin beden eğitimine ayrılması önerileri benimsendi.

 Ortaokul

 Ortaokul kademesinde de ortaokullarda tekli öğretime geçilmesi, bütün ortaokullarda haftalık ders saatinin en fazla 30 (zorunlu ders saati sayısı 25, seçmeli ders saati sayısı 5), ortaokullarda TÜRK MUSIKİSİ MAKAMSAL SİSTEMİNİN BİR TÜRK HALK MÜZİĞİ SAZIYLA ÖĞRETİLEREK VERİLMESİ; GÖRSEL SANATLAR VE MÜZİK DERSLERİNDEN BİRİNİN SEÇİLEREK HAFTADA 2 DERS SAATİ OLARAK VERİLMESİ ÖNERİLERİ benimsendi.

Görüşüm; “Türk müziğinin (TSM ve THM) seçkin ezgilerinin, bir Türk çalgısıyla –yoksa uygun  batı çalgısıyla- öğretilmesi” denilmeliydi.

 Lise

………görsel sanatlar" dersi çatısı altında geleneksel sanatlar hat, ebru, tezhib ve minyatür öğretim programlarının da uygulanmasına imkan verilmesi, güzel sanatlar liselerinin programlarında Türk müziğinin makamsal sistemi ve çalgıları ile geleneksel sanatlar yer verilmesi.

Görüşüm; “ Makamsal sisteme” sürekli vurgu yapmak nedendir? Zaten Türk Müziği dediğinizde makamsal bir müzikten bahsettiğiniz anlaşılmaktadır.O nedenle “……….Türk müziğinin ses sisteminin öğretilmesi, seçkin eserlerinin Türk müziği çalgılarıyla –yoksa uygun batı çalgılarıyla-verilmesi….”olmalıydı.

 Öğretmen Yetiştirme

 Başta eğitim fakülteleri olmak üzere tüm öğretim kademelerine yönelik öğretmen yetiştirilen yükseköğretim programlarında, mesleki yeterliğe ilişkin dersler dışında, 'müfredat dışı etkinlikler' olarak tanımlanabilecek sanat, spor, müzik ve kültür temalı, etkinlik merkezli seçmeli genel kültür derslerinin konulması ve eğitsel kol ve kulüp faaliyetlerinin işlevsel hale getirilmesi de benimsendi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın kurumsal ve bireysel gereksinmeler doğrultusunda öğretmenlerin kendi alanlarında veya Eğitim Bilimleri alanında yüksek lisans ve doktora programlarına katılımı teşvik edilmelidir. Bu teşvik bağlamında yüksek lisans ve doktora öğrenimlerini tamamlayan öğretmenlerin ek ders ücretleri arttırılmalıdır.

MEB-YÖK arasında yapılacak bir protokolle Milli Eğitim Bakanlığı personelinin yüksek lisans ve eğitim doktorası eğitimi almaları sağlanmalı, bu bağlamda eğitime erişimin kolaylaştırılması amacıyla yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Bazılarının çok tartışılacağı ve Bakanlıkça uygulamada değişikliğe  uğrayacağı şura kararlarının, sanat  eğitimine   hayırlı olmasını dileriz….

 TESBİT: Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devleti yönetenler sigaraya karşı çok başarılı bir mücadele sürdürüp, dumansız hava sahalarında erişilmesi zor mesafeler alınırken, Ankara'da bir bakanlığın tuvaletinin erkeklere ait olduğunun, kapısına konulan pipo resmiyle işaret edilmesi görenleri şaşırtıyor. Sigara özendirici işaretçi, akıllara "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" atasözünü getiriyor.(İHH) Aynen katılıyoruz….

Not. Gelecek yazım (Ç.ba)  Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde  durum… (13) olacak.