19 Mayıs'ta çarpıcı tespitler
Abone olMilletvekilleri 19 Mayıs Üniversitesi'ndeki iddiaları araştırdı. Hazırlana taslak rapor üniversitelerin adeta birer fotoğrafı gibi. İşte taslaktan çarpıcı tespitler..
19 Mayıs Üniversitesi'ndeki iddiaları araştırmak amacıyla
kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nun taslak raporunda,
''Üniversitelerde rektörlerin seçimle gelmesi, demokratik açıdan
cazibeli görünmesine rağmen, yapılan uygulamalar sistemin demokrasi
ile bir alakası olmadığını açıkça göstermiştir'' denildi. Raporda,
''Üniversiteler, kendi içine kapalı, verimsiz ve plansız çalışan
KİT konumuna dönüşmüştür'' ifadesine de yer verildi. Taslak raporun
sonuç bölümünün, ''Yükseköğretim konusunda alınmasıgereken
tedbirler'' başlıklı kısmında, Türkiye'de, üniversiteler konusunda,
''politik kargaşa, siyasi çıkar ve yandaşlık, yanılma ve yanıltma,
dar görüşlülük, tutuculuk, bağnazlık, bilimsel ve gerçeklikten uzak
bir kaos yaşandığı'' öne sürüldü. ''Yükseköğretim sistemimiz
maalesef Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesine çıkma hedefine
uygun bir yapıya dönüştürülememiştir'' denilen raporda, ''Bir kaç
üniversite dışındakilerin, gelişmiş ülkelerin üniversiteleri ile
yarışmaktan çok uzak bir yapıda, kendi içine kapalı, verimsiz ve
plansız çalışan KİT konumuna dönüştüğü'' ileri sürüldü.
''Üniversitelerimiz Türk insanının ve ülkemizin ihtiyaçlarını
önceden gören, buna uygun çözümler üreten, öneren, araştıran,
inceleyen, sorgulayan kurumlar olmak yerine, çoğu zaman bu konumdan
fersah fersah ötede sadece kendi içine kapanıklığının muhafaza ve
müdafaası mücadelesini yürütmek konumunda kalmıştır'' denilen
raporda, bazı üniversitelerin ihtiyaç duyulan mezunlar yerine,
kendi uygun gördüğü kriterlerde ve alanlarda mezunlar yetiştirdiği
savunuldu. Raporda, Türk yükseköğretim sistemini düzenleyen
mevzuatta köklü yeni düzenlemelere şiddetle ihtiyaç duyulduğu ifade
edilerek, ''Yükseköğretim konusundaki tartışmalar, siyasi ve
ideolojik çıkar hesapları içinde boğulup gitmekten kurtarılmalı,
işin kurumsal, felsefi ve gerçekçi yanları da ele alınmalıdır''
ifadesine yer verildi. -''ÇAĞDAŞ ÜNİVERSİTE YAPISI
GERÇEKLEŞTİRİLMELİ''- ''İktidarların yapmak istedikleri yasal
değişiklikler konusunda, YÖK ve üniversiteler ile Milli Eğitim
Bakanlığı arasında bugüne kadar herhangi bir uzlaşma olmadığı;
iktidarlarca gündeme getirilen yasa değişikliklerin büyük
çatışmalara yol açarak neredeyse rejim sorunu haline getirildiği''
iddia edilen raporda, ''Yakın siyasi tarihimizin sürekli yaşanılan
bu uzlaşmazlık ve çatışma ortamında maalesef eğriler ve doğrular
birbirine karışmış, sağlıklı tartışma ve uzlaşma zeminleri
oluşturulamamış, bazı hayati öneme sahip değişiklikler de
gerçekleştirilebilecek uygun zemin olmadığından yapılamamıştır''
denildi. Raporda, yüksek öğretim sisteminde önemli değişikliklerin
yapılması gerektiği vurgulanarak, YÖK ile ilgili tartışmaların uzun
süre daha devam edeceği belirtildi. -''MENFAAT DALKAVUKLUĞU''-
Raporda, şunlar kaydedildi: ''Üniversitelerde rektörlerin seçimle
gelmesi demokratik açıdan cazibeli görünmesine rağmen, yapılan
uygulamalar sistemin demokrasi ile bir alakası olmadığını açıkça
göstermiş, üniversitelere popülist anlayışı getirmiş, öğretim
üyelerini kamplara ayırmış, aralarında uzlaşılmaz, verimsiz,
anlamsız ve gereksiz bir kavganın içine sokmuştur. Liyakat,
çalışkanlık, başarı kriterleri yerini yandaşlık kriterine terk
etmiştir. Bu durum üniversitelere önemli ölçüde darbe vurmuştur.
Üniversitelerin reel ve gerçek kadro ihtiyaçları, verimlilik,
bilimsel yeterlilik, akademik başarı yerini, siyasi veya kişisel
çıkar yandaşlığı veya menfaat dalkavukluğuna bırakmıştır.
Yükseköğretim sistemimizin küresel dünyaya uyum sağlayabilmesi,
Türk milletine ve insanlığa daha çok hizmet edebilmesi için,
yükseköğretime ayrılan kamu kaynaklarının artırılması,
üniversitelerin kaynak çeşitlendirme ve kaynak yaratmasının
önündeki yasal ve bürokratik engellerin kaldırılması gerekir.
Üniversiteler kendilerini süratle çağa uydurmak durumundadır, aksi
halde köhnemiş müesseseler olarak kalmaktan kurtulamazlar.''
-''ÜNİVERSİTELER TÜRK MİLLETİNİ SEVMELİ''- Raporda, ''Türk
üniversiteleri, 21. yüzyılın gerektirdiği her türlü görevi,
milletine olan sorumluluğunun gereği olarak yerine getirmekle,
milletine ters düşmeden bu milleti sevmek, yüceltmek ve sınırsız
destek vermekle mükellef olduğunu unutmamalıdır'' denildi. Taslak
raporda, lisansüstü eğitim yapmak ve akademik hayata öğretim üyesi
olarak devam etmek isteyenlerin adalet duygusunu zedelemeyecek ve
kayırmacılık anlayışına fırsat vermeyecek merkezi sınav
sistemlerinin kurulması gerektiği vurgulanarak, ''Sistem tümüyle
masaya yatırılarak bütün tarafların bir araya geleceği bir yüksek
öğretim şurasında ortak uzlaşma sağlanmasına çalışılması yararlı
olacaktır'' denildi. -''ÜNİVERSİTELERİN ÖZERKLİĞİ''- Türk
üniversite sisteminin, şartları ve kuralları açıkça belirlenmiş bir
mütevelli heyeti sistemiyle önemli değişimleri ve ilerlemeleri
gerçekleştirebileceği belirtilen raporda, her üniversite için ayrı
bir mütevelli heyeti kurulması gerektiği kaydedildi. Raporda,
mütevelli heyetinin, üniversite özerkliğine aykırı olmadığı da dile
getirildi. Raporda, şöyle denildi: ''Bütün üniversiteler arasında
koordinasyonu sağlayacak bir üst kurum da bulunmalıdır. Devlet
üniversitelerinde de vakıf üniversiteleri gibi mütevelli heyeti
veya benzeri yönetim sisteminin kurulması çok yararlı olacaktır.
Dünyayı ve ülkemizi iyi bilen, tanıyan akademik iş çevrelerinin
oluşturduğu bağımsız akademik değerlendirme ve kalite kontrol
sistemleri kurumlaştırılarak kurulmalı, işletilmeli,
üniversitelerarası rekabet sağlanmalıdır. Üniversitelerin yıllık
idari ve mali denetimleri yapılarak sonuçları kamuoyuna
açıklanmalı, başarılar taltif edilmeli, başarısızlık ve
olumsuzluklara da yaptırım getirilmelidir. Gelişmenin, iyi
yönetimin ve performansın sağlanabilmesi için üniversitelerin tek
düzelikten ve aynilikten kurtarılması, birbirleriyle ve dünyadaki
benzerleriyle rekabete sokulması gereklidir. Bunun için sağlıksız
ve yanlış bir uygulama olan diplomaya ve okula dayalı meslek sahibi
olma sistemi terk edilmelidir. Eğitim istihdama ve mesleğe yönelik
olmalıdır.''