Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Tarihte;
Öyle anlamlı belgeler..
Öyle anlamlı mektuplar..
Öyle yaşanmış anılar var ki..
Bunlar bugün bile 'DERS' olarak karşımıza çıkıyor diye
düşünüyorum.
Çünkü çok şey anlatıyorlar..
Bakın size bence eskimeyen bir mektuptan
bahsedeceğim..
Osmanlı Devleti’nde Rus sefiri olarak uzun seneler çalışan General
İgnatiyef’in hatıralarını anlatan bir kitapta yer almış son derece
anlamlı ve önemli bir mektup..
İbret verici!
Sultan İkinci Mahmud Han zamanında, Fener Patrikhanesi’nin kapısında asılarak idam edilen, Rum isyanının baş planlayıcısı Patrik Gregorios’un (1237 -m.1821) Rus Çarı Aleksandr’a yazdığı mektup..
Bugünler için de çok şey anlatır..
Ders gibi..
1821’deki o mektubun 2015'in Türkiye’sinde bir daha okunması
gerekir.
Çünkü bu büyük milletin genlerini iyi
biliyorlar..
Bakın ne diyor o ibret verici mektupta Gregorios..
***
“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayr-i mümkündür.
Çünkü Türkler, Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli
insanlardır.
Gayet mağrurdurlar ve izzet-i iman sahibidirler.
Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza
göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına (devlet
adamlarına, kumandanlarına, büyüklerine) olan itaat duygularından
gelmektedir.
Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk-u idare edecek
reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar.
Gayet kanaatkârdırlar.
Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da
ananelerine olan bağlılıklarından, ahlâklarının sağlamlıklarından
gelmektedir.
Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi rabıtalarını
(bağlarını) kesr etmek (parçalamak), dini metanetlerini
(sağlamlığını) zaafa uğratmak (zayıflatmak) icap eder.
Bunun da en kısa yolu, ananat-i milliye (millî geleneklerine) ve
maneviyelerine uymayan harici fikirler ve hareketlere
alıştırmaktır.
Maneviyatları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok
kudretli kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren
asıl kudretleri sarsılacak ve maddî vasıtaların üstünlüğü ile
yıkmak mümkün olabilecektir.
Bu sebeple Osmanlı Devleti’ni tasfiye için mücerred olarak harp
meydanlarındaki zaferler kafi değildir. Hatta sadece bu yolda
yürümek, Türklerin haysiyet ve vekarını tahrik edeceğinden,
hakikatlerine nüfus edebileceklerine sebep olabilir.
Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki
tahribi tamamlamaktır.”
***
Evet, Patrik Gregorios’un mektubu bu ifadelerle dolu.
Çökertme tespitlerine bir bakın..
Şimdi soralım..
1821’de yazılan bu mektup çok eskilerde mi kalmıştır?
Tarihin derinliklerinde kaybolup gitmiş midir?
Artık hiçbir önemi yok mudur?
Bugün ülke olarak büyürken, gelişirken, geleceğe umutla bakarken bu gibi ibret verici tarihi mektuplardan alacağımız dersler yok mudur?
Cevabı nettir..
Vardır..
Tarihin hangi dönemi olursa olsun bu devlet, bu millet
istenilenleri yapmadığı yani uydulaştırılmayı
istemediği zaman
her zaman hedef
olmuştur!
Güçlü ve bağımsız olması hiç istenmemiştir..
Ayağına hep pranga vurulmaya çalışılmıştır..
Hep muhtaç halde elde tutulmak istenmiştir.
Ne zaman ayağa kalkmaya çalışılmışsa hep aşağı çekilmiştir..
Tarihimizde acı örnekleri vardır..
Bu ülkenin, bu milletin üzerine çok tezgahlar kurulmuştur..
Osmanlı’nın yıkılışı, vatan topraklarının işgali, Anadolu’ya hapsedilişimiz, milli ve manevi değerlerimizin erozyona uğratılması hep o mektupların bir parçası değil miydi?
Sonra üzerimize biçilen kefeni yırtıp atıp Anadolu’da küllerimizden yeniden doğan da biz olduk...
Ama hiç bitmedi oyunlar, operasyonlar..
Demokrasimiz sürekli sekteye uğratıldı..
Borçlandırılarak 1 cente muhtaç bir ülke konumuna düşürülmedik mi?
İMF’nin kapıkulu haline getirilmedik mi?
Haklı davalarımızda bile bağımlılık nedeni ile sesimiz çıkaramayan olmadık mı?
Batının, ABD’nin ağzının içine bakar olmadık mı?
Neden?
Çünkü yazılan senaryoların figüranı haline getirildik.
***
Ama bugün Türkiye eski Türkiye değil..
Uyanış var!..
İMF kefenini yırtıp üzerinden atan, gelişen, büyüyen, çevresinde olan bitenlere karşı sessiz kalmayan, operasyon merkezi haline dönüştürülmek istenmesine müsaade etmeyen, bir ülke gerçeği var..
Ve..
İtaat duygusunu kıramayacakları, manevi bağlarını koparamayacakları, dini duyguların sağlamlılığı nı zaafa uğratamayacakları, millî ve manevi geleneklerine uymayan harici fikirler ve hareketlere alıştıramayacakları olan bitenleri çok iyi analiz eden bir millet var..
Türkiye aslına rücu ediyor..
1821’deki o ibret verici mektupların bugün de geçerli olduğunu düşünerek dersini iyi çalışmak zorunda olduğunu bilen bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerçeği var..
En ucuz, en uydulaştırılmış ve bütün bunlardan önemlisi en uslandırılmış bir Türkiye yok artık..
Son yaşanan gelişmelere böyle bakmak gerek..
***
Rusya’nın haksız olduğu uçak düşürülme olayı sonrası sürekli tehditkar şekilde ‘Türkiye özür dilesin’ dayatmasını Türkiye ile bütün siyasi ve ekonomik ilişkileri kesme noktasına kadar getirmesi karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’Özür dilemesi gereken bir yer varsa oda Rusya’dır’ resti çekmesi o alıştıkları uydulaştırılmış, uslandırılmış bir Türkiye olmadığını belgeliyor!.
Rusya onun şokunu yaşıyor aslında!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ile ilgili görüş
farklılığı olan ülkelere karşı özel bir husumetleri olmadığını
belirtirken uyarı anlamında söylediği şu sözlerin anlamı
büyüktür..
"Egemenlik haklarımızla
ilgili hassasiyetimizden en küçük bir taviz vermemizi de kimse
bizden beklemesin. Bu millet aç kalır, açıkta kalır ama asla
istiklalinden vazgeçmez. Sokollu Mehmet Paşa, İnebahtı Savaşı ile
ilgili, 'Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, sizse
İnebahtı'nda bizim sakalımızı traş ettiniz' diyor. Kesilen kol
yerine gelmez ama kesilen sakal daha gür olarak yeniden çıkar.
Türkiye, bugün de kendisine dost olanlara kazandıran, husumet
besleyenlere kaybettiren bir konumdadır’
Türkiye’nin duruşunu ve ne demek istediğini bundan iyi anlatacak örnek sözler olabilir mi?
Bakın ünlü Alman düşünür Wolfgang Van Goethe’nın güzel bir sözü vardır..
Der ki:
‘Devletin en büyük ihtiyacı, cesur bir bakıştır’
İşte Türkiye’nin karşısında kim olursa olsun bugün cesur bir bakışı var!