18 Mart 2013 Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde, AB'nin Kıbrıs bankalarını kurtarma planı: 'Tasarruflardan vergi uygulaması Kıbrıs'la sınırlı kalmayabilir' ve Irak'ın işgalinin 10'uncu yıldönümü: 'Irak tamamen hayali istihbarata dayanarak işgal edildi'.
Avrupa Birliği ile Kıbrıs hükümeti arasında bankaların kurtarılması için varılan anlaşma birçok gazetenin manşetinde yer alıyor.
Daily Telegraph gazetesi, Avrupa Birliği'nin tasarrufları hedef alan bu adımının ekonomik toparlanma sürecine zarar verebileceğini belirtiyor.
Gazete, 'kaygı verici' olarak nitelediği bu adımın diğer ülkeler için de emsal oluşturabileceğini yazıyor.
'Kıbrıs'la sınırlı kalmaz'
Times gazetesi de manşetinde Avrupa Birliği yetkililerinin verdiği taahhüde rağmen bu adımın Kıbrıs'la sınırlı kalmayabileceğine dikkat çekiyor. Mevduatlarda vergi alınması şartının Kıbrıs'ta paniğe yol açtığını belirten gazete, bu yüzden Euro bölgesinin ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu ve Avrupa bankacılık sistemine güvenin darbe aldığını kaydediyor.
Haberde şöyle deniyor:
"Bu karar, kurtarma paketinin doğuracağı mali yükün yerel mevduat sahipleri ve vergi ödememek için paralarını Kıbrıs'a getiren Ruslar tarafından paylaşılmasını isteyen Almanya'nın ısrarıyla alındı."
Karardan emeklilerin ve sıradan ailelerin etkileneceğini belirten gazete, ellerinde devlet tahvili bulunan ve bankalardan alacağı olan yatırımcıların bir bedel ödemeyeceğini vurguluyor.
Kıbrıs'ta halkın bankalar önünde kuyruklar oluşturduğuna dikkat çeken gazete, İrlanda ve İspanya hükümetlerinin benzer bir önleme başvurulmayacağı konusunda halkı ikna etmeye çalıştığını vurguluyor.
'Alman vergi mükellefleri neden Rus oligarkları kurtarsın?'
Gazetenin başyazısında şöyle deniyor:
"Kıbrıs, Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya'nın ardından kurtarma paketi alacak beşinci Euro bölgesi ülkesi. Kıbrıs'ta zor durumda olan bankalar. Bankaların toplam varlıkları, Ada'nın gayri safi yurt içi hasılasının sekiz katı büyüklüğünde. Bankalar vergi teşvikleri ve kara para aklama konusundaki gevşek kurallar sayesinde büyüdü."
"Kıbrıs'taki bankalar Yunanistan'daki alacakları nedeniyle zor durumda ve vergi mükellefi tabanı, kurtarılmalarını sağlayacak kadar büyük değil. Kıbrıs'ın ekonomik büyüklüğü Euro bölgesinin büyüklüğünün binde ikisi kadar. Kıbrıs'taki sorunlar Almanya'daki seçim sürecine rastladı. Kıbrıs bankalarında Rusların çok parası var. Alman vergi mükelleflerinin Rus oligarkları kurtarıyor olabileceği olgusu önemli etkiye sahip olabilecek mesele ve Merkel risk almak istemiyor. "
Financial Times yazarı Wolfgang Münchau, kurtarma paketi konusunda Kıbrıs'ın AB'ye vardığı uzlaşmanın uzun vadede önemli siyasi sonuçları olacağını, kısa vadede ise Avrupa genelinde mevduat sahiplerinin bankalardaki paralarını çekmeye yönelebileceğini belirtiyor.
Guardian'da yazan ekonomist Michael Burke de "Şimdi anlıyoruz ki bankalar ve mevduat sahipleri için asıl tehdit, kemer sıkma önlemlerine karşı olan partiler değil, Kıbrıs Hükümeti'ne "İster al, ister alma" diye ültimatom veren Avrupa Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası'dır" diyor:
"Troyka ve destekçileri, mevduatlardan alınması planlanan vergiyi, ‘Bankaları kurtarmanın yükünü devlet üstlenemez’ diyerek savunuyor. Ama bu durumda borç yükü bankalardan yani ait oldukları yerden, bankaların borç verme kararlarında hiçbir dahli olmayan ailelere transfer ediliyor. Propaganda kampanyasında Rus oligarklara ve Kıbrıs bankaları üzerinden kara para aklayanlara odaklanılıyor."
"Karardan etkilenecek tek kişiler bunlar olsa bile bu, küresel bankacılık kuralları ve kara para aklamayla mücadeleden sorumlu yetkililerin suçlarını itiraf etmeleri anlamına geliyor. Onların başarısızlıkları küçük tasarruf sahiplerinin paralarına el konulmasını haklı kılmaz."
Times gazetesi, Irak'ın işgalinin 10'uncu yıldönümü dolayısıyla BBC'de yayımlanacak bir belgesele atıf yaparak savaşın tamamen yanlış istihbarata dayanılarak başlatıldığını vurguluyor.
"BBC'nin araştırmasına göre, Amerikan ve İngiliz istihbarat servisleri, Irak kabinesinden iki kaynağın verdiği bilgileri dikkate almamayı tercih etti. Dönemin Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri, CIA'ye gizlice Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olmak istediğini ama elinde çok az bir miktar kimyasal silah bulunduğu söyledi. “
'Irak'ın işgali hayali istihbarata dayandırıldı'
“Irak İstihbarat Servisi Başkanı Celil Habbuş el Tıkriti de Ürdün'de İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6'in bir ajanıyla buluştu ve aktif bir kitle imha silahı programı bulunmadığını anlattı. Ancak bu ifadeler CIA'nin ‘En iyi kaynağımız’ dediği Iraklı kaçak Rafet El Cenabi'nin anlattıklarıyla örtüşmediği için dikkate alınmadı. Kimya mühendisi Cenabi 1999'da Irak'tan kaçıp Almanya'ya sığındı. Alman istihbaratı bir yıl sonra Cenabi'nin anlattıklarının inandırıcı olmadığına karar verdi. 2002'de İngiliz istihbaratı da Cenabi' hakkında şüphe belirtti. Cenabi, BBC'ye anlattıklarının tamamen uydurmaca olduğunu itiraf etti."
'Suriye için Arap dünyası harekete geçmeli'
Times yazarı Tim Montgomerie, Suriye'deki savaşın durması için Arap dünyasını harekete geçmeye çağırıyor. Yazar şöyle diyor:
"Suriye Arap dünyası için çok önemli bir sınav. Bölge ülkeleri siyasi ya da askeri bir çözüm bulamayacaklarsa ya da bulamıyorsa, insani çözüm bulmalı. Eğer Suriye içine yardım ulaştıramazlarsa mülteci sorunu çok büyük insani sorunlara yol açacak; Ürdün, Lübnan ve tüm bölgede aşırılığı körükleyecek" diyor.
Yazar, krizi durdurmanın en iyi yolunun Suriye'nin hava üslerini vurmak olduğunu savunuyor.