18 Ekim 2011 Basın Özeti

Abone ol

İngiliz gazetelerinde Türkiye yorumları... Financial Times: Türkiye'deki hızlı büyüme ne kadar sürdürülebilir? Guardian: Türkiye sahte ürün cumhuriyeti.

<!-- /* Font Definitions */ @font-face {font-family:PMingLiU; panose-1:2 2 3 0 0 0 0 0 0 0; mso-font-alt:新細明體; mso-font-charset:136; mso-generic-font-family:roman; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:3 137232384 22 0 1048577 0;} @font-face {font-family:"\@PMingLiU"; panose-1:2 2 3 0 0 0 0 0 0 0; mso-font-charset:136; mso-generic-font-family:roman; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:3 137232384 22 0 1048577 0;} @font-face {font-family:"Courier New TUR"; mso-font-charset:0; mso-generic-font-family:modern; mso-font-pitch:fixed; mso-font-signature:536902279 -2147483648 8 0 511 0;} /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0in; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:PMingLiU;} @page Section1 {size:8.5in 11.0in; margin:1.0in 1.25in 1.0in 1.25in; mso-header-margin:.5in; mso-footer-margin:.5in; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} -->

Financial Times gazetesi, Türkiye ekonomisini konu alan bir analizinde, "Türkiye, hızlı büyüme oranı ve yükselen hayat standartlarıyla komşuları ve yatırımcılara umut verirken, bu performansının sürdürülebilirliği konusundaki şüpheler artıyor" diyor.

Yazıda, Türkiye ekonomisinin yılın ilk altı ayında 10,2 oranında büyüdüğü, otomobil ve beyaz eşya satışlarının arttığı, İstanbul'un silüetini vinçlerin kapladığı belirtilerek bu tablonun, Amerika Birleşik Devletleri ve euro bölgesindeki vasat büyüme karşısında alternatifler arayan yatırımcılar, AKP ve Ankara'nın dünya siyaset sahnesindeki ağırlığı açısından önemli sonuçları olduğu kaydediliyor.

'Cari açık tehlikesi'

Ancak yazıda, cari açığın büyüdüğü ve Türk lirasının zayıfladığı belirtilerek enflasyon artarken faizlerin düşürülmesinin ekonominin bazı alanlarının çok hızlı büyüdüğüne ilişkin kaygıları yansıttığına dikkat çekiliyor.

Analizde, "Avrupa Birliği'nin yaşadığı ekonomik ve mali sancıların iktidardaki bazı çevreleri sevindirdiği" öne sürülerek euro bölgesindeki keskin bir düşüşün Türk ekonomini ağır bir şekilde etkileyeceği vurgulanıyor.

Yazıda şöyle deniyor:

"Ama buna rağmen şimdi yabancı siyasetçiler ve işadamları, dünya ekonomisindeki kasvet havasına rağmen parlak bir başarı öyküsü olan Ankara'yla ilişkilerini güçlendirme çabası içinde. Bununla birlikte, geçen ay IMF'nin yayımladığı bir raporda gelecek yıl büyüme oranının sadece yüzde 2,5 olacağı belirtiliyor. Bu tahmini gerçekçi bulmayan Merkez Bankası bile büyümenin yavaşlamaya başladığına dair işaretlerden söz ediyor. IMF'yi alarma geçiren şey, Türk ekonomisindeki en büyük leke olan ve giderek büyüyen cari açık. Yıllık 75 milyar dolar olan cari açık, şimdi gayri safi yurt içi hasılanın neredeyse yüzde 10'una ulaştı. "

"Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de cari açığın artan iç talep ve düşük tasarruf oranının istenmeyen bir yan ürünü olduğunu kabul ediyor ve 'Türkiye'nin tasarruf oranı göreceli olarak bu kadar düşük olmasaydı, Çin'in büyüme oranını kolaylıkla geçebilirdik' diyor. Ancak bu tasarruf olmadan ekonomik büyüme daha fazla ithalata kapı açar ve ülke artan bir şekilde dış fonlara bağımlı hale gelir. Türkiye'nin gelecek yıl içinde 200 milyar dolar dış finansmana ihtiyacı olacak. Ama bunu sağlamak kolay değil."

"Bir yıl içinde Türk lirası dolar ve euro karşısında yüzde 20 değer kaybetti. Başlangıçta, Türk lirasının düşüşünü iyi karşılayan Merkez Bankası düşüşü durdurmak için bazı günler yüz milyonlarca dolar harcıyor. Enflasyonun yanında bir diğer sorun da kredi artışı. IMF kredi patlamasının mali istikrara tehdit oluşturabileceğine dikkat çekiyor. IMF'nin raporundaki bir grafikte lider 20 ekonomi arasında Türkiye mali kriz riski en yüksek ülke olarak görülüyor."

'Sahte ürün cumhuriyeti'

Guardian gazetesi de sahte ürün piyasası ele aldığı bir yazısında Türkiye'yi "sahte ürün cumhuriyeti" olarak tanımlıyor. Haberde Türkiye'de taklit ürün pazarının yılda 6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı belirtiliyor ve hükümetin elektronikten kozmetiğe, aksesuvardan ilaca her alana yayılan sahte ürünlere karşı mücadeleyi yoğunlaştırdığı vurgulanıyor."

"Avukat Veli Kahveci, sahte ürünlerle mücadelede mesafe kaydedilmesine rağmen, en önemli sorunun insanların taklit ürün ticaretini bir suç olarak görmemesi olduğunu belirtiyor. Ceza yememek için orijinal üründe küçük birkaç değişiklik yapan, Kapalı Çarşı'daki bir çantacı ise, "Ben iyi bir Müslümanım. Müşterilerime sahte ürün satıyorum. Ama yalan söylemiyorum. Kimseye bunlar orijinaldir demiyorum" diyor.

Euro krizi

Times gazetesi, Almanya'dan gelen açıklamaların, gelecek haftaki G20 liderler zirvesinde Yunanistan, euro ve bankaları kurtaracak bir plan açıklaması umutlarına darbe indirdiğini yazıyor. Gazete Alman yetkililerin mucize çözümler beklenmemesi yolundaki çağrılarına karşın, Almanya ve Fransa'nın aralarındaki görüş ayrılıklarını gidermek için perde gerisinde yoğun çaba harcadığına dikkat çekiyor.

Daily Telegraph gazetesi de, başyazısında Brüksel'deki zirvede, bir planın açıklanmamasının çok ciddi sonuçlar doğurabileceğini savunuyor ve liderleri bankaların sermaye yapısını güçlendirecek, bu bankaların Yunanistan'ın kayıplarını ne ölçüde üstleneceğini belirleyecek ve Yunanistan'daki krizin yayılmasını önleyecek bir anlaşma için cesur davranmaları gerektiğini belirtiyor.

'Dünya nüfusu 31 Ekim'de 7 milyar oluyor'

Independent gazetesi başyazısında nüfus artışını modern dünyanın karşı karşıya en büyük sorunlardan biri olarak niteliyor. Yazıda Birleşmiş Milletler'in tahminlerine atıf yapılarak, 31 Ekim'de dünya nüfusunun ilk kez 7 milyara ulaşacağına dikkat çekiliyor. Nüfus artış hızının bu rakamdan daha kaygı verici olduğuna işaret edilen yazıda özetle şöyle deniyor:

"1800'lere kadar dünya nüfusu bir milyara ulaşmamıştı. 100 yıl sonra dünya nüfusu bir milyar daha arttı. Son bir milyarlık artış ise sadece 13 yıl içinde geldi. Artışın hız kesmesi beklenmiyor. Birleşmiş Milletler 2080'lerde dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağını tahmin ediyor. Zengin ülkelerde nüfus göçle artıyor."

"Bu ülkelerde doğum oranları düşük, nüfus yaşlı. En yüksek doğum oranları ise yoksulluğun pençesindeki ülkelerde. Nüfus artışının yüzde 95'i gelişmekte olan ülkelerden özellikle de Sahra çölünün güneyindeki ülkelerden kaynaklanıyor. Bir milyar kişi sıklıkla kanalizasyonu ve temiz suyu olmayan gecekondu mahallelerinde yaşıyor. Bu durum, kıt kaynaklar üzerindeki baskıyı ve açlık sosyal huzursuzluk ve savaş tehlikesini artırıyor."

Günün Önemli Haberleri