18 Aralık 2012 Basın Özeti
Abone olİngiltere basınının Suriye'deki muhabirlerinden, krizin farklı boyutlarına ilişkin değerlendirmeler sunan haber ve yorumlar.
Bugünkü İngiliz basını Suriye'deki kriz ile ilgili farklı açılardan değerlendirmelere geniş yer ayırmış.
Times gazetesinin bölgedeki muhabiri Anthony Loyd, Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a bağlı askerlerin korku nedeniyle, sonuna kadar savaşmaya hazır olduklarını yazıyor.
İsyancıların intikamcılığı ve subayların baskısı, askerlere çıkış yolu bırakmıyor, Times yazarına göre.
"Halep'in kuzeyindeki Moşat askeri akademisindeki askerler etrafları çevrilmiş, aç, sürekli firarların yaşandığı ve cephanelerinin azaldığı bir ortamda daha önce teslim olmalıydılar. Ancak onları sonuna kadar direnmeye korku zorladı." diyen Loyd yazıda özetle şu fikirleri işliyor:
"Askerlerin bir kısmı teslim olurlarsa, Özgür Suriye Ordusu'na bağlı isyancı militanların elinde öleceklerinden, diğerleri ise daha çok subaylarından korkuyor.
Korku nedeniyle direnmek
"350 askerin bulunduğu akademi, 2000 isyancı tarafından bir ay süreyle etrafı çevrili kalmış. İkmal yolları kapalı olan askerler, isyancılardan ve birbirlerinden korkmuşlar. Akademiye Cuma günü yapılan saldırı sırasında bile, askerlerin birçoğu, teslim olmak yerine, kent merkezindeki cezaevine çekilip yeni mevzilerde savaşmaya devam etmişler.
"İsyancılar ise, rejim güçlerinin askeri garnizonlarını kuşatıp ele geçirme taktiğini, bu çatışmalarda çok sayıda militan kaybettikleri için terk etmeye başlamışlar."
Geçiyoruz, Independent gazetesine. Gazetenin muhabiri Patrick Cockburn, Suriye'deki Hıristiyan azınlığın, savaşın kendisinden çok, bitmesinden korktuklarını yazıyor.
Cockburn, şöyle devam ediyor:
"İşaretler pek iyi değil. Orta Doğu'daki tüm ülkeler giderek daha fazla İslami hale geliyor ve mezhepsel gerginlikler artıyor. Suriyeli Hıristiyanlar, 2003 yılından bu yana, işgalin bir sonucu olarak Irak'ın 2000 yıllık Hristiyan toplumunun nasıl dağıtıldığını gördüler.
"Eğer, 130 ülke tarafından Suriye'nin meşru hükümeti olarak tanınan Ulusal Koalisyon ülkede kontrolü ele geçirirse, bu koalisyonun en etkili savaşçı gücü, El Kaide ile ideolojik yakınlığı bulunan Nusra Cephesi olacak. Bu tür işaretler Suriyeli Hıristiyanlar için alarm zillerinin çalmasına yol açıyor.
Hıristiyanların durumu
"Malula, bu korkuları konuşmak için uygun bir yer. Şam'a 20 kilometre uzakta izole olmuş halde yaşayan Hrisitiyan topluluk, İsa Peygamber'in konuştuğu dili konuşan tek topluluk durumunda."
Independent muhabiri, Hıristiyan dina adamlarının, "Avrupalıların köktenci İslamcılara neden yardım ettiklerini" sorguladığını da belirtiyor ve ekliyor: Hıristiyanlar diğer Suriyelilerden daha çok kaygılı olabilirler, fakat ülkede kimse kendini güvende hissetmiyor."
Daily Telegraph gazetesinden Ruth Sherlock ise, Lazkiye'den gönderdiği haber yorumda, Suriyeli muhaliflerin, Esad'ın kaçış yolunu kestiklerini yazıyor.
Sherlock, çatışmaların, Beşar el Esad'ın son kalesi olarak gördüğü Lazkiye'de de yayıldığını aktarıyor.
Lazkiye hedefi
Daily Telegraph muhabiri,isyancı komutanların, Alevi (Nusayri) Dağları olarak bilinen Lazkiye yakınındaki bölgeyi ele geçirip sonraki hedef olarak önlerine Lazkiye kentinin ele geçirilmesini koyduklarını aktarıyor:
"İsyancı komutan Ebu Tahir eğer zaferden sonra Alevilerin bir devlet kurmasına izin verirsek, ardından tüm azınlıklar da aynı şeyi isteyecek"
"Guardian gazetesinde bir yorum kaleme alan, Suriye Ulusal Koordinasyonu'nun dan Haytham Manna, "Esad'dan sonra ne olacak?" diye soruyor.
Manna'ya göre, Suriye'deki savaş daha uzun süre devam edecek ve rejimin devrilmesiyle de sona ermeyecek.
Manna, yazıda özetle şu noktaları öne çıkarıyor:
Esad'dan sonra ne olacak?
"Son Suriye'nin Dostları konferansının gündeminin başlıca maddesini silahlı direniş örgütlerinden Nusra örgütü yerine, Esad rejiminin çöküşünün oluşturması gerekiyordu.
"Fakat Amerika Birleşik Devletleri'nin, bu grubu 'terör örgütleri' listesine almasının ardından, Suriye Ulusal Koalisyonu'nun başkanı ABD'den kararını yeniden gözden geçirmesini istedi.
"En-Nusra örgütü 2011 yılı Aralık ayında, bir intihar saldırısı ardından ilk bildirisini yayınladığında hem silahlı Suriye muhalefeti hem de yurt dışındaki muhalefet kaygılarını ifade etmişti.
"Suriye Ulusal Konseyi, örgütün, Suriye istihbaratı tarafından Özgür Suriye Ordusu'nun itibarını zedelemek için kurulduğunu iddia etmişti. Peki Suriye muhalefetinin tavrı, o günden bu yana neden değişti?" diye soran Manna, Körfez ülkelerinin, "kendilerine tehdit olarak algıladıkları gerçek demokrasi karşısında İslamileştirmeye sarıldıklarını ve Türkiye'nin ise İslamileşmeyi Suriyeli Kürtler'in tecrit edilmesi için gerekli gördüğünü" belirtiyor.