17 Aralık İngiltere Basın Özeti
Abone olGuardian bugünkü başyazısında Başbakan Erdoğan'ı sert bir dille eleştiriyor. İngiliz basınında diğer öne çıkan konular ise BM'nin Suriye'ye yardım çağrısı ve İngiltere Başbakanı Cameron'ın "Afganistan'da görev tamamlandı" sözünün yankıları.
Guardian gazetesi bugünkü başyazısında Başbakan Erdoğan'a
yönelik sert eleştiriler kaleme alıyor.
Başyazının başlığı: "Nutuk atıyor, dinlemiyor".
Yazıda Arap Baharı'nı takiben çeşitli hayalkırıklıklarının yaşandığı, buna karşın Türkiye'nin her zaman Orta Doğu'nun içindeki ve dışındaki liberallerin gözünde İslam ve demokrasinin bir arada yaşabileyeceğinin canlı kanıtı olarak görüldüğü dile getiriliyor.
"Ancak," diyor gazete, "son dönemde bu ülkede yaşananlar, halen bu kanının geçerli olup olmadığının gözden geçirilmesini gerektiriyor."
"Türkiye'deki düzenin sert yüzünün" İstanbul'daki Gezi Parkı
protestolarının bastırılması sırasında tüm dünya tarafından
görüldüğünü belirten gazete, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir
parkın korunması ve şehir planlamasıyla ilgili bir gösteriyi kendi
yönetim şekline yönelik, ülke çapında milyonların katıldığı bir
protestoya döndürdü. Bu kriz süresince Erdoğan'ın sarfettiği
sözler, Başbakan'ın ne muhaliflerinin görüşlerini anlamak ne de
bunlara saygı göstermek istediğini ortaya koydu." diyor.
Sükûneti sağlama görevinin Adalet ve Kalkınma Partisi içerisindeki "daha ılımlı ve siyaseten daha duyarlı" isimlere kaldığını yazan Guardian, "Buna karşın genç nüfusun önemli bir bölümü nezdinde Erdoğan kolay kolay kredi kazanamayacak." yorumunda bulunuyor.
Gazete, AKP'nin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana birçok değişim kaydedildiğini ve Gezi Parkı olaylarının bu değişimlerin gözden geçirilmesi gereğini ortaya koyduğunu savunuyor.
"2002 seçimlerini pek çok güzel gelişme izledi" diyen gazete, bunlar arasında Kemalist azınlığa ve orduya "yerlerinin bildirilmesi", ekonominin patlaması, Kürt azınlıkla barışın sağlanması için adımların atılmasını sıralıyor.
Tüm bunların bir "liberalleşme işareti" gibi görüldüğünü yazan Guardian, buna karşın bunların yapılma şeklinin kimi zaman tam tersi bir duruma işaret ettiğini de belirtiyor.
Gazete, buna örnek olarak şunları yazıyor: "Eski laik elit; bürokrasiden, bakanlıklardan bir bir sürüldü. Ordu darbe teşebbüsleriyle ilgili soruşturmalarla yara aldı; kanıtlar sorunluydu ama birçok asker ve gazeteci hapse mahkum oldu, kimi ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ekonomik büyüme çevreye ya da evlerinden edilenlere saygı göstermeyen kentsel dönüşüm projeleriyle desteklendi."
AKP'nin son olarak Hizmet, yani Gülen cemaatini hedef aldığını yazan Guardian, bunun belki de önümüzdeki seçimlerde cemaatin oylarının muhalefete kaymasıyla dengelerin değişmesi ihtimalinden kaynaklanmış olabileceğini söylüyor.
Guardian'ın başyazısı şu görüşlerle son buluyor:
"Bu arada Erdoğan ulusa ne yemeleri gerektiğinden (kepek ekmeği) aile planlamasına (her çift üç çocuk sahibi olmalı) kadar her konuda ders vermeyi sürdürüyor. Eğer becerebilirse, daha az kabadayılık yapması ve halkı daha çok dinlemesi gerekli... Onun iktidarda olduğu yıllarda ortaya yeni bir Türkiye çıktı. Şimdi hem kendisi hem de partisi, yaratılmasına yardımcı oldukları bu durumla yaşamayı öğrenmek zorunda."
NSA'ye kınama
Guardian'ın manşetinde ise ABD'de bir mahkemenin Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'in telefon izleme programının "anayasaya aykırı olabileceği" şeklindeki hükmü var.
Haberde, fedaral yargıç Richard Leon'un programın, muhtemelen, Amerikalıların "makul olmayan aramalara maruz kalmama hakkını" savunan anayasanın dördüncü maddesini ihlal ediyor olabileceği ve bu programın kapsamı itibariyle "neredeyse Orwellvari" olduğu yönündeki sözleri aktarılıyor.
Yargıcın ayrıca NSA'in "bu programa terör saldırılarını engellemek için ihtiyaç duyulduğu" yönündeki savunmasına şüpheyle yaklaştığı da belirtiliyor.
Haberde yargıç Leon'un "Hükümet, NSA'in devasa veri koleksiyonu üzerinde yapılan analizlerin bir terör saldırısını önlediğine dair bir tek örnek dahi vermiyor." şeklindeki sözleri de aktarılıyor.
BM'den Suriye'ye yardım çağrısı
Birleşmiş Milletler'in gelmiş geçmiş en büyük küresel yardım çağrısında bulunarak Suriye'deki iç savaşın mağdurları için 6,5 milyar dolar destek talep etmesine bugün birçok İngiliz gazetesinde yer veriliyor.
Konu Independent'ın manşetine Patrick Cockburn imzalı haberle taşınıyor.
Habere eşlik eden fotoğrafta her ikisi de göz kanserinden muzdarip Suriyeli mülteci 4 yaşındaki Muhammed ile kucağındaki 1 yaşındaki kardeşi Ahmed var.
Suriye'nin 22 milyonluk nüfusunun dörtte üçünün gelecek yılın sonunu getirebilmek için yardıma ihtiyaç duyacağına dikkat çekilen haberde, Suriyeli mültecilerin yaşam koşullarının kar ve sert hava koşulları nedeniyle daha da güçleştiği belirtiliyor.
Haberde International Rescue'nun başkanlığını yapan eski İngiliz dışişleri bakanı David Miliband'in Suriyeli mülteci krizinin "yüzyılın en büyük insani sınavı" olduğu uyarısında da yer veriliyor.
Guardian'ın iç sayfalarında yer bulan haberdeyse 9 milyon kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.
Putin-Yanukoviç zirvesi
Times gazetesinin dünya haberleri sayfalarında, Moskova'da bugün yapılacak olan Rusya lideri Vladimir Putin ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç arasındaki zirveye geniş yer ayrılıyor.
Haberde, Rusya'nın Ukrayna'ya AB'yle ortaklık anlaşmasını askıya alması karşılığında bir ödül olarak ucuz doğal gaz ve yardım kredisi vermeyi teklif edeceği yazılıyor.
Ancak bu mali yardımın kapsamı ve hacmine bakılarak, 2004'teki Turuncu Devrim'den bu yana Ukrayna'nın tanık olduğu en ciddi siyasi krizi Yanukoviç'in atlatıp atlatamayacağına Kremlin'in ne kadar inancı olduğunun da görüleceği dile getiriliyor.
Afganistan'daki İngiliz askerleri
İngiltere Başbakanı David Cameron'ın dün Afganistan'daki İngiliz askerlerini ziyaret etmesi ve gelecek yıl ülkeden ayrıldıklarında "görev tamamlandı" diyerek evlerine dönebileceklerini söylemesi tüm İngiliz gazetelerinde ele alınan konular arasında...
Times konuyla ilgili haberinde, Cameron'ın sözlerinin ABD'nin eski başkanı George Bush'un Irak'la ilgili sözlerini hatırlattığına dikkat çekiyor.
Bush'un 2003'teki bu sözleri nedeniyle çok eleştirildiğini, Irak'ın bir şiddet sarmalına sürüklendiğini yazan gazete, Cameron'ın bu sözlerine gelen eleştirileri aktarıyor.
Habere göre, İngiltere'nin Afganistan'daki birliklerinin eski komutanı Albay Richard Kemp "İsyan hareketi çok güçlü. Afgan güçlerinin yenilgiye uğramasını istemiyorsak orada halen Batı desteğine ihtiyaç var. Bence görev tamamlanmış olmaktan çok uzak." diyor.