17 Ağustos feryadı: ’’Anne yanıyorum kurtarın’’
Abone olMarmara’yı sallayan 17 Ağustos depreminin üzerinden yıllar geçmesine rağmen izleri hâla devam ediyor. Depremde kardeşini ve babasını kaybede...
Marmara’yı sallayan 17 Ağustos depreminin üzerinden yıllar
geçmesine rağmen izleri hâla devam ediyor. Depremde kardeşini ve
babasını kaybeden Aynur Sevinç ise, o günleri hâla unutamadığını
belirterek, ’’O çığlıklar, o bağırmalar, ’Anne yanıyorum kurtarın.
Kurtarın üzerimde duvar var’ iki kız yanarak öldü, komşumuz. 28
yaşındaki kardeşim depremde sulara gömüldü. 32 gün bulamadık.’’
dedi.
17 Ağustos 1999’da saat 03:02’de gerçekleşen Kocaeli-Gölcük
merkezli depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen acısı hâla
yüreklerde duruyor. Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen
önemli olaylardan biri olan Marmara depremini merkez üssü Gölcük’te
yaşayanlar o günleri gözyaşlarıyla anlatıyor.
’’PATIR PATIR BİNA GÖÇÜYOR’’
Gölcük Deprem Konutları’nda kalan ve komşu olan Kadriye Çelik ve
Aynur Sevinç ise, o günleri unutamadıklarını dile getirerek
gözyaşlarıyla o günleri anlattı. "Bina patır patır göçüyordu" diyen
Kadriye Çelik, şunları söyledi: "Ev sallanırken kirişlerin hareket
halini görünce beyim dedi ki, ’Deprem oluyor, ev yıkılıyor hanım.
Salavat getir ölüyoruz’ dedi. Mümkün değil kurtulmamız, patır patır
bina göçüyor. Yan odadan kızım çığlık attı. Duvarlar üzerine
yıkılmış kızımın. Üçüncü kattaydık. Koştuk bir baktık, balkon selam
duruyor yola doğru. Ev yıkılmış, göçmüş, şoktayız. Kapıyı açmaya
uğraşıyoruz. Kapıyı açsak yan dairenin salonundan çıkıyorsun.
Merdiven falan kalmamış. Bir ara kızımın beline çarşafı bağlayıp,
aşağı salmak istedik. Bari biz ölüyoruz, o kurtulsun. Yan binanın
salonundan popo üstü kayarak kurtulduk"
’’ANNE YANIYORUM KURTARIN’’
Kardeşini ve babasını kaybeden Aynur Sevinç ise, o günleri hâla
unutamadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "O çığlıklar, o
bağırmalar, ’Anne yanıyorum kurtarın. Kurtarın üzerimde duvar var’
iki kız yanarak öldü, komşumuz. 28 yaşındaki kardeşim depremde
sulara gömüldü. 32 gün bulamadık. Bir iki kişinin kasası varmış,
kepçe tutmuşlar. ’Benim kasamı bulana, 60 milyarım var yarısını
size vereceğim’ diyerek bunun sayesinde kardeşimi çıkardılar. Kolu
ve kafası kopuk bir şekilde. Babamı kaybettim 10 gün yaşadı
enkazdan çıktıktan sonra. Acımız çok büyük, unutamadım hâla."
’’TALEBELERİMİ ENKAZDAN ÖLÜ ÇIKARTTIM’’
Depremi yaşayan Engin Kılıç ve Yeşilyurt Mahallesi Muhtarı Yiğit
Karaarslaner ise, o günleri anlatırken duygu dolu anlar yaşadı.
Karaarslaner, 96 ölü çıkarttıklarını ifade ederek sözlerini şöyle
sürdürdü: "Şahsen şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımız İbrahim
Karaosmanoğlu’nun kardeşi Recep beyin ailesinin cesetlerini
çıkartmak nasip oldu. Ailemde bir sıkıntı yaşamadım ama
talebelerimi enkazdan ölü çıkarttım. 96 ölüyü biz iki günde
mahallemizin bütün enkazıyla birlikte kaldırdık. Ellerimle 9
yaşından, askere gidene kadar yetiştirdiğim gencimin cesetini
çıkartmak an be an beni duygulandırıyor. Allah rahmet eylesin ben
kendi elimle çıkarttım. Kreşin altından aldım, ikiye bölünmüş
vaziyette. Bir daha Mevla böyle bir şeyi bana değil tüm ümmet-i
muhammed’e yaşatmasın."
’’BU FELAKET DEPREM GİBİ GELMEDİ BİZE’’
Deprem zamanı Gölcük’te olan Gölcük Belediye Başkanı Mehmet
Ellibeş, "bu felaket deprem gibi gelmedi bize" diyerek şunları
söyledi: "Kavaklı sahilindeydim. Çökmenin olduğu bölge. İki metreye
yakın bir çökmeyle karşı karşıya kaldık. Benim oturduğum bina 6
katlı bir binaydı ve ben ikinci katındaydım. Çok ciddi sarsıldık.
Tabi dengeyi kurma şansımız yoktu bir 45 saniye. Binamızda hasar
oldu ama aşağı indiğimizde suya, deniz suyuna indik. Rıhtım ve
sahil çöktüğü için cadde ve sokakların hepsi su altındaydı. Ben en
son 1967 depremini yaşamıştım. Sakarya depremini. Sallandık,
sallandık, sonra evimize girip yatmıştık. Hatırladığımız deprem
oydu. Ama bu felaket deprem gibi gelmedi bize."
(İHA)