16 yıl sonra oğlu konuştu
Abone ol16 yıldır ölümü üzerindeki sır çözülemedi. Eşref Bitlis'in oğlu babasına dair bilinmeyenleri anlattı. Her akşam Kuran okuyan Bitlis'in hayatı...
Eşref Bitlis'in oğlu babası ile ilgili bilinmeyenleri ve
Cem Erseven ile olan ilişkisini Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e
anlattı. Babasının her akşam Kur'an okuduğunu söyleyen Tarık
Bitlis, çarpıcı bilgiler veriyor.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis 17 Şubat 1993'te
uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Özellikle terörle
mücadele konusundaki açılımları ile dikkat çeken Orgeneral
Bitlis'in ölümü üzerindeki şüpheler 16 yıldır dağılmadı.
ERSEVER iLE BABA OĞUL iLiSKiSi YOKTU
Ölümü üzerindeki sis perdesi 16 yıldır dağılmayan Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in oğlu Tarık Bitlis, babası ile
Cem Ersever’in yakın olduğuna dair iddialarını yalanladı. Bitlis,
“Ersever'in statü olarak babamla yüz yüze görüşmesi için en
az 5 kademe geçmesi gerekirdi. Bunlar spekülasyon”
dedi...
SON GÖRÜŞMELERİ...
Son görüşmemiz ölmeden yaklaşık 1 ay evveldi. İş gereği çok sık
görüşemezdik. Fenerbahçe Orduevi'nde görüşmüştük. Görüşmemiz biraz
trajikti. Emekli olduğunda nerede yaşayacağını konuşmuştuk. Bütün
Türk erkekleri gibi silah tutkusundan dolayı, kendisinin beylik
silahını istiyordum. O silahın ruhsatını almam konusunda bana
yardımcı olmasını istemiştim. Son görüşmemizde bana o silahı, 2
kutu mermi ve ruhsatı verdi.
ÖLÜMÜNÜ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM
İşyerinde çalışırken bir tanıdık telefon açarak, televizyonu açmamı
istedi. "Herhalde kötü bir şey oldu" diye düşünüp, televizyonu
açtım. Televizyondan öğrendim. O anda acaba öldürdüler mi diye bir
şey hissetmedim. Nasıl olduğunu pek düşünmüyorsunuz. O aşamada
karşı karşıya kaldığınız sonuç size yetiyor. Öldü yani.
HER AKŞAM KUR'AN OKURDU... Haberin
devamında...
SUİKAST Mİ KAZA MI?
Bir sonuca varmadığımı düşünüyorum. Sonuca ben varsam, halk da
varır. Benim "bu kazaydı galiba" deme şansım yok, yüzde 100 bile
bilsem ki kaza, bu ortam içinde böyle bir şey düşünme şansınız yok.
Neden şüphelenirsiniz?
Etraftaki verilerden. Etrafımda, basında, kütüphanede, insanlarla
konuşurken bu sorularla karşılaştığınızda, uçağın içinde olsanız
bile, "bu motor niye tık tık yaptı?" dersiniz. Benim tersini
düşünmem mümkün değil. Ama, benim ortalığa dökülüp "bu suikasttır"
demem yanlış. İşi hafifletir. "Eşref Bitlis'in oğlu, babası ölmüş,
feryat, figan ediyor" derler. Yok, öyle bir şey kardeşim, biz
feryat, figan etmiyoruz. Türk halkı feryat, figan ediyor, ben de
onların içinde bir vatandaşım.
ONLARA VERİLEN RAPOR
Teknik olarak uçağın düşmesine ilişkin bilgiler vardı, bir durum
tahliliydi. Rapor aslında çok gerçekçiydi. O rapora bakıp
kesinlikle "bu suikasttır ya da bu kazadır" deme şansınız yok.
BRiÇ OYNAMAYI ÇOK SEVERDi
Rahmetli pederin hayatta en sevdiği şeylerden birisi briç oyunuydu.
Ben babamı bir kere briç masasında görmedim, ama evde ne zaman boş
kalsa kağıtlarla kendisi briç açar dört tarafa, tek başına briç
oynardı. Arkadaşı olsa onlarla briç oynardı.
Fenerbahçe'yi tutardı. Lefter'i çok severdi. Gençliğinde okuduğu
kitapları çok severdi.
BiZ ‘KAVRUK’ DERDiK ONA
Bana Tarık derdi de, biz ona zaman zaman aile içinde "kavruk"
derdik. Bir televizyon dizisi vardı. Kavruk tiplemesi ile her işi
çözen bir adam vardı. Rahmetli de bizim her işimizi çözdüğü için
aramızda "Kavruk" derdik.
HER AKŞAM KUR’AN OKURDU
Bize hiçbir telkini olmamıştır. Sanırım orta birinci sınıftaydım,
bir bayram sabahı, "bayram namazına camiye
gidelim" dedi.
Gittik camiye, namaz kıldık. O günden sonra babamdan bir telkin
almadım. Ama, buna karşılık en çok okuduğu kitaplardan bir
tanesi Kur'an-ı Kerim'di, ama bir kere konuşmadık. Benim
bu anlamda gördüğüm en bilinçli Müslümanlar'dan birisiydi.
Her akşam yatmadan önce anlamak için Kur'an-ı Kerim okuyan
Müslüman çok nadirdir.