16 yıl geçti 'pişmanım' diyen yok
Abone olÜzerinden 16 yıl geçen 28 Şubat hakkında en çarpıcı yorum Nimet Baş'tan.
Türkiye bir yandan hak ve hukuku ayaklar altına alan darbelerin
açtığı yaraları sarmaya çalışıyor, bir yandan da darbelerin
aktörleriyle yüzleşiyor. Ancak bu karanlık süreçlerin aktörleri, şu
ana kadar pişmanlık belirten tek bir söz söylemedi.
Son olarak üzerinden 16 yıl geçen 28 Şubat postmodern darbesinin
kudretli simaları da aynı tavrı sergiliyor. Meclis Darbeleri
Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş da bu duruma dikkat
çekiyor.
Zaman gazetesinin haberine göre komisyon çalışmaları çerçevesinde
dinlediği darbecilerin ‘bugün olsa yine yaparım’ anlayışında
olduklarını vurgulayan Nimet Baş, “Darbeciler içinde insan
ve millet olmayan devlet kavramını kutsallaştırarak hareket
ettiler. O kadar kişiyi dinledik, hiçbirinde nedamet
yoktu.” diyor.
BUGÜN OLSA YENİDEN
YAPARIM
28 Şubat sürecinde işkence yapan bir cezaevi müdürüne gittiklerinde
de aynı tablo ile karşılaştıklarını belirten Baş, şu ifadeleri
kullanıyor: “O cezaevi müdürünün iç dünyasına baktığımızda
pişmanlık göremedik. Bütün yaptıklarını devletin âli menfaatleri
için yaptığını söyledi. ‘Bugün olsa yeniden
yaparım.’ dedi.”
Hak ve hukukun ayaklar altına alındığı 28 Şubat sürecinin
üzerinden tam 16 yıl geçti. Türkiye bir yandan darbenin açtığı
yaraları sarmaya çalışırken, bir yandan da darbenin aktörleriyle
yargıda yüzleşiyor. Ancak milyonlarca vatandaşın fişlendiği, irtica
yaftasıyla binlerce insanın işten atıldığı, rütbesinin söküldüğü,
en temel insan hakkı olan eğitim hakkının gasbedildiği karanlık
süreçte rol alanlardan pişmanlık belirten tek bir söz çıkmadı.
Bütün darbeciler gibi onlar da ‘görmedim, duymadım, söylemedim’
savunmasını yaptı.
Buna karşılık son dönemlerde darbelerin devlete ve anayasaya karşı
yapıldığı propagandasıyla darbecilerin ‘affedilmesi’ görüşleri dile
getiriliyor. Bu söyleme, hem darbe mağdurları hem de hukukçular
şiddetle karşı çıkıyor. Darbelerin bir insanlık suçu olduğunu
vurgulayan 28 Şubat mağdurları, millete karşı işledikleri suçlardan
utanmayanlar için aftan bahsetmenin bir gafletlik olacağını
belirtiyor. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş,
hiçbir darbecinin pişman olmadığını belirtirken, komisyon
çalışmaları sırasında dinledikleri darbecilerin tamamının “Bugün
olsa yine yapardık.” dediklerini aktarıyor.
DARBECİLERİ AFFETMEK İSTEYENLERE
TEPKİ
Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür, son darbenin aktörlerinin 27
Mayıs ve 12 Eylül darbelerinde de görev yaptığına dikkat çekerken
gazeteci-yazar Sibel Eraslan, 28 Şubat’ın sivil insanları hedef
aldığının altını çiziyor. Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek
de darbecileri affetmek için çaba içerisinde olanlara tepki
gösteriyor: “Mağduru millet olan darbeyi, devlete karşı
işlenmiş suç gibi göstermek gaflettir, bugüne kadar hiçbir darbeci
pişmanlık izhar etmemiştir. Bu suçlar millete karşı işlenen
suçlardır.” 28 Şubat sürecinde Yüksek Askerî Şûra
kararları ile ordudan uzaklaştırılan emekli Tabip Albay Prof. Dr.
Mustafa Kahramanyol da, kendisini sahte belgelerle ihraç eden
darbecilerin yüzlerine yargılandıkları mahkemede “Siz
yaptıklarınızdan hiç utanmadınız mı?” diye soracağını vurguluyor.
Görüşler özetle şöyle:
Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş: İşkence yapan cezaevi müdürü bile “Bugün olsa yine yaparım.” dedi
Darbeciler, içinde insan ve millet olmayan devlet kavramının
kutsallaştırılmış çerçevesiyle hareket ettiler. İçlerinde bir
pişmanlık duygusu yoktu, o kadar kişiyi dinledik hiçbirinde böyle
bir nedamet gözlemlemedim. Hep bugün olsa yine yaparım anlayışı
vardı. İşkence yapan bir cezaevi müdürüne de insani bir pişmanlık
bekleyerek gittiğimizde ve iç dünyasına baktığımızda bütün
yaptıklarını devletin âli menfaatleri için yaptığını söyledi.
‘Bugün olsa yeniden yaparım.’ dedi.
28 Şubat Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel: Özür dileyen bir darbeci görmedim
Darbeler devlet düzenini değiştirse de asıl hedefte hep millet vardı. Bütün darbeler bütün topluma bedel ödetti. Milletin güvenliği için kendilerine emanet edilen silahları belli dönemlerde millete doğrultan tüm darbeler gayrimeşrudur. Bu suçu işleyenler millete, milletin değerlerine, demokrasiye karşı işledi. Ama hiç pişmanlıklarını, özür dilediklerini duymadık. Zaten pişman olsalar 27 Mayıs’tan sonra yeni darbeler yapılmazdı. Yıllarca kronik hastalık haline gelmiş bir darbecilik tohumu atıldı ve büyütüldü. İç düşmanlar belirleyerek ülkeyi kendi müdahalelerine hazır hale getiren darbeciler devlete ve topluma büyük kötülük yaptı, ağır maliyetler ödetti.
Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür: 28 Şubat aktörleri 27 Mayıs ve 12 Eylül’de de görev aldı. 28 Şubat sürecinde rol alan sivil ve asker bürokratların her biri 27 Mayıs ve 12 Eylül darbesi dönemlerinde subay olarak görev almışlardır. Kendilerine baktığımızda bu gelenekten geldiklerini görürüz. Zihinlerinde darbecilik anlayışı yer etmiş. 28 Şubat sürecinde bu isimler emir hiyerarşisinin üst kademesindeydiler. Kendilerini sözde devletin ve milletin kurtarıcısı olarak gördüler. Yaptıkları darbeler sonucunda toplum yapısı bozuldu. Ülke ekonomisini zarara uğrattılar. Milleti ve devleti mağdur ettiler. Darbecilerin yargılanması toplumun normalleşmesi için zaruri bir durumdur. Bu, tarihî açıdan önemli bir adımdır.
Gazeteci-yazar Sibel Eraslan: 28 Şubat’ı unutmamak insanlık borcumuzdur.
Daha önceki darbeler belli siyasi partileri hedef almıştır ama 28 Şubat sivil insan tekini hedef alması itibarıyla çok daha vahimdir. Tüm ülkeyi ikna odasından geçiriyorlardı adeta. Şimdi kalkıp tüm bu yaşananları unutalım diyebilir miyiz? Biz unutsak hastane kapısında can vermiş Medine Bircan teyzenin ruhu unutur mu? 2002’de 10 bin öğrenci yurtdışına çıkmak zorunda kaldı, okullara giremedikleri için, kaçı döndü kaçı dönmedi? Ordudan atılanlar, işine son verilenler, bir dilim ekmeğe muhtaç edilenler... Gölcük pazarında tuvaletçilik yapmak zorunda bırakılan astsubaya sorduk mu hakkını? Üç aylık bebeğini yediği dayak sonucu düşüren kaburgaları kırık Nuray Bezirgan’a soralım, vatandaşlıktan atarak haddini bildirdiğimiz Merve Kavakçı’ya soralım 28 Şubat’ı. 28 Şubat’ı unutmamak insanlık borcumuzdur.
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek: Pişman olana merhamet edilir, yoksa af gaflet olur
Darbecilerin işledikleri suçu devlete karşı işlenmiş gibi göstererek affedilmelerini sağlamaya çalışanlar, ya bir psikolojik harekât içerisindedirler ya da büyük bir gaflet içerisindedirler. Katıldığım bir programa Ergin Saygun’un kızı telefonla bağlanmış ve moderatör “Babanızın tahliye edilmesinden ve Başbakan’ın ziyaretinden memnun musunuz?” sorusuna Saygun’un kızı “Bu dava biz bitti demeden bitmez.” şeklinde karşılık vermiş ve bir zihniyetin mücadelesini ortaya koymuştur. Oda TV soruşturmasının sanıklarından Ahmet Şık cezaevinden çıktığında “Mücadelemiz yeni başlıyor.” demiştir. Anlaşılan kimse yaptıklarından pişmanlık duymuyor. Merhamet güzel bir duygudur. Fakat bu merhamet suçunu kabul eden ve yaptıklarından pişman olanlar için geçerlidir. Yaptıklarını suç olarak görmeyenlerin millet ile mücadelesine devam edeceği aşikârdır.