16 yıl geçti katil bulunamadı
Abone olBombalı saldırı sonucu Ankara’daki evinin önünde öldürülen Gazeteci Yazar Uğur Mumcu ölümünün 16. yıldönümünde anıldı.
Kadıköy Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yılda başta Uğur Mumcu
olmak üzere tüm Demokrasi Şehitlerini, Mumcu’nun katledildiği gün
olan 24 Ocak tarihinde, salonu hınca hınç dolduran bir kalabalık
ile Caddebostan Kültür Merkezi’nde Adalet ve Demokrasi Haftası
etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinlikte özlemle andı.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Selami
Öztürk “Bugün 16 yıl öncesi gibi, ne yazık ki ülkemizde
demokrasiyi, hukuk devletini, düşünce özgürlüğünü hala içine
sindiremeyenler var. Ölümünün üzerinden 16 yıl geçti 15 İç İşleri
Bakanı, 13 Adalet Bakanı değişti ama Mumcu’nun katilleri hala
bulunamadı. “Bir gün mezarımızda güller açacak” diyordu Mumcu, son
anlarına kadar demokrasi ve insan haklarının vazgeçilmez savunucusu
olmuştu. Terörün, uyuşturucu kaçakçılığının uluslararası güçlerin
karanlık planlarını açığa çıkarmak için mücadele ediyordu. Buradan
sana söz veriyoruz Sevgili Mumcu birileri seni unutabilir ama bu
salonlar bu meydanlar, bu kadınlar, bu erkekler, bu genç kızlar, bu
kara yağız oğlanlar olduğu sürece seni asla unutmayacağız asla
unutturmayacağız” dedi
Mumcu ile uzun yıllar birlikte çalışan yakın dostu Cumhuriyet
Gazetesi Ankara Temsilcisi Gazeteci Yazar Mustafa Balbay ise
günümüze kadar halen aydınlatılamayan Mumcu’nun katledilmesini,
soruşturmadaki son durumu ve Mumcu ile ilgili anılarını
katılımcılarla paylaştı. “90’lı yıllarda yaşadığımız en büyük
kayıp; ardı ardına yitirdiğimiz aydınlarımızdır. Bahriye Üçoklar
Muammer Aksoylar, Ahmet Taner Kışlalılar ve Uğur Mumcular gibi
kalpaksız kuvvacılar gerici güçlerin bir bir hedefi oldular. Şunu
biliyorlardı ki karanlık emellerine ulaşmak için bu aydınları
ortadan kaldırmaları şarttı çünkü Uğur Mumcu gibi aydınlar ülkenin
eşik bekçileriydiler, demokrasiden yanaydılar özgürlükten
yanaydılar, nerde insan hakları “insan haklamaya” dönmüşse ona
karşı dururlardı.” dedi. Uğur Mumcu’nun gazeteci kişiliğinden
bahsederken onun mizaha verdiği değeri ve siyasi hiciv sanatına
değindi.
“Uğur Mumcu yazılarında ve konuşmalarında mizahı kullanır ve bunun
demokrasi için önemli bir ifade özgürlüğü olduğunu söylerdi. O şunu
biliyordu ki bir olayı bir kişiyi gülünç hale getirmek gibi zor bir
iş yoktur. Yerine göre kişileri ve olayları mizahın da şerbetinden
geçiriyordu.
Şimdi bakıyoruz o dönemde birçok sanatçı, yazar, tiyatrocu bu tarzı
eserlerine yazılarında kullanırken ama aradan geçen süreçte Uğur
Mumcuların katledilmesinden sonra “karamizah”ın yerini “paramizah”
aldı. Bir ülkede mizah ölmüş, siyasi hiciv sanatı ölmüş ise
demokrasiden söz edilemez. Bakın bundan önceki birçok siyasetçi bu
tarz eleştirilere maruz kaldı hatta kendilerinin eleştirildiği
sergilere bile katılırlardı ama bu günün Başbakanı kendisi “kediye”
benzetildiği için mahkemeye başvurdu. Belki de Başbakana
benzetilmekten dolayı mahkemeye başvurması gereken “kediydi” dedi.
Son olarak yakın tarihte yaşanan gelişmelere değinerek “Ben yurttaş
ve gazeteci Mustafa Balbay olarak umutluluk umutsuzluk, iyimserlik
kötümserlik gibi duyguları bir kenara bıraktım, sadece şunu
söylüyorum: Bir mücadelenin içindeyiz ve bun mücadeleyi vereceğiz”
dedi.
Uğur Mumcu’nun 12 Mart dönemine ilişkin yazdığı, tiyatro
tarihimizin tek belgesel oyunu olma özelliğini taşıyan, sıkıyönetim
mahkemeleri, askerlik anıları ve cezaevi sürecini anlattığı
“Sakıncalı Piyade” adlı oyunu ise Su Gösteri Sanatları Sahnesi
oyuncuları tarafından sergilendi. Etkinliğin ardından yazar Mustafa
Balbay kitaplarını imzaladı.