16 Haziran İngiltere Basın Özeti
Abone olTimes gazetesinde yer alan bir analizde, Kuzey Irak'taki şiddet ve kargaşa ortamının Kürtlere bir anda, tam bağımsızlıklarına kavuşma ve asırlık rüyaları olan Kürdistan devletini kurma fırsatı sunduğu belirtiliyor.
El Kaide'yle bağlantılı Irak Şam İslam Devleti örgütünün
Irak'taki saldırıları hemen tüm gazetelerin manşetinde yer
alıyor.
Times gazetesinde yer alan bir analizde, 'Kuzey Irak'taki şiddet ve kargaşa ortamının Kürtlere bir anda, tam bağımsızlıklarına kavuşma ve asırlık rüyaları olan Kürdistan devletini kurma fırsatı sunduğu' belirtiliyor.
Kürtlerin, hızla, zengin petrol yataklarının bulunduğu ve gelecekteki başkentleri olarak gördüğü Kerkük'ün denetimini ele geçirdiği belirtilen yazıda, "Güçlü Kürt ordusu Peşmerge, güneye ilerleyen Irak Şam İslam Devleti örgütünden gelebilecek bir saldırıyı püskürtmeye hazır" deniyor.
Michael Binyon imzalı analiz şöyle devam ediyor:
"Şiilerin hakimiyetindeki, bocalayan Nuri el Maliki hükümeti,
artık hiçbir şekilde Kürtlere otoritesini dayatacak ve açık
piyasada petrol satmasını engelleyebilecek durumda değil."
"Kürtlerin eski, güçlü düşmanı Türkiye, Kürdistan'ı şimdi yaşamsal önemde bir istikrar tamponu ve potansiyel bir ekonomik ve siyasi müttefik olarak görüyor."
"Erbil'deki bir çok kişi Başbakan Neçirvan Barzani'den IŞİD'in zaferi ve Bağdat'taki panik halinden yararlanarak, eski Osmanlı topraklarında İngilizler ve Fransızlar tarafından çizilen sınırları yeniden belirlemesini ve Irak devletinden ayrıldıklarını ilan etmesini istiyor."
"Bu kişiler, Batı yatırımlarıyla güçlenen ekonomisi, siyasi istikrarıyla Kürdistan'ın kendisini rahatlıkla savunabileceğine ve Batı tarafından bir ılımlılık vahası olarak kabul göreceklerini savunuyor."
"Bununla birlikte böyle bir adım riskli olacak. Maliki Hükümeti ayakta. Binlerce Şii savaşçı Maliki'nin yardım çağrısına olumlu yanıt verdi. Bir İranlı generalin Irak ordusunu seferber etmek için Bağdat'a geldiği söyleniyor. Amerikalılar yardım teklif etti ve bölgeye savaş gemileri gönderiyor. Kürtlerin, Irak hükümetinin doğrudan petrol ihraçlarını engelleme girişimlerini durdurabileceği beklentisi de boşa çıkabilir. Dünya petrol pazarları davalardan çekiniyor ve iki tanker dolusu Kuzey Irak petrolüne alıcı bulunmadı."
"Ne Bağdat ne de IŞİD ve diğer cihatçı gruplar dahil Iraklı Sünniler, Kürtlerin bağımsızlığını kabul etmeye hazır. Kürt liderlerin kaybedebileceği çok şey var. Cihatçılarla savaşmak ve Bağdat'a meydan okumak bölgenin istikrarını tehlikeye atabilir. İzlenecek olası politika iki tarafın da zayıflaması umuduyla cihatçılar ve Bağdat'la çatışmaya girmekten kaçınmak olabilir."
'Kerkük Kürt toprağıdır'
Daily Telegraf'ta yer alan benzer bir yorumda da "Iraklı Kürtler, mevcut krizde daha fazla toprak ele geçirme ve gelecekteki bağımsız devletlerinin temellerini atma fırsatını yakaladılar" deniyor.
Haberde Kürdistan Özerk Yönetimi Parlamentosu'nun Başkanı Yusuf Muhammed Sadık'ın "Kerkük'ün alınmasının haklı gerekçeleri olduğu ve Peşmerge'nin elde ettiği kazanımlardan vazgeçmesinin söz konusu olamayacağı" yolundaki sözleri aktarılıyor:
"Kerkük tartışmalı kabul edildiği için iki taraftan birinin burada denetim kurma hakkı var. Biz buranın Kürt toprağı olduğuna inanıyoruz ve asla buradan vazgeçmeyeceğiz."
'Ortak düşman'
Guardian yazarı Ian Black, "ortak düşmanın" cihatçı militanları durdurma arayışında İran ve Amerika Birleşik Devletleri'ni birleştirdiğini belirtiyor.
Yazar şöyle diyor:
"İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Cumartesi günü IŞİD'in zaferinden kaygı duyduklarını ve militanların ilerleyişini durdurmak için Amerika'ya işbirliği yapabileceklerini söyledi. Ancak ertesi gün daha İran Dışişleri Bakanlığı'ndan ihtiyatlı bir açıklama yapıldı, herhangi bir dış müdahalenin krizi daha da karmaşık bir hale getirebileceği belirtilerek "İran'ın terörizm ve aşırılıkla mücadele edecek gücü ve hazırlığı vardır" denildi.
"Amerika Birleşik Devletleri'nin krize tepkisi daha şeffaf ancak kestirilmesi daha güç oldu. Başkan Barack Obama'nın bölgeye uçak gemisi gönderme kararı bunu askeri birliklerin izleyeceği anlamına gelmiyor. Irak'a Amerikan askerleri göndermek, Suriye'deki kimyasal saldırı örneğinde olduğu gibi, Orta Doğu'da yeni krizlere saplanıp kalmak istemeyen Obama'nın kendi "kırmızı çizgileri" ve ABD'nin itibarı tehlikedeyken bile, düşünülemeyecek bir şey gibi görünüyor."
Blair'e tepki
Independent yazarı Robert Fisk, "Irak'taki krizi biz yaratmadık. Krizin nedeni geçen yıl Suriye'ye müdahale edilmemesi" diyen eski İngiltere Başbakanı Tony Blair için "Ne şanslıyız ki Obama Tony Blair gibileri dinlemiyor" diyor.
Guardian'ın başyazısında da Blair'in sözleri eleştiriliyor:
"İşgalin Irak'la, Irak'ın zor durumda olmasıyla ya da komşularına tehdit oluşturmasıyla çok fazla ilgisi yoktu. Mesele daha çok İran devrimiyle başlayan ve ikiz kulelerle zirveye çıkan yenilgilelerle dolu yıllardan sonra Amerika'nın ezici bir güç gösterisine ihtiyacı olmasından ibaretti. Blair bundan hiç söz etmiyor. İşgalciler, oradayken ortaya çıkmasına katkıda bulundukları sorunların çözümü için daha fazlasını yapabilirlerdi. Aksi bu sorunları daha da büyüttüler. Bugün bu noktada olmamımızın sebebi bu."