16 cinayette 1 numaralı şüpheli
Abone olSabah gazetesi 1990'lı yıllardaki 16 simge faili meçhul cinayetin dosyasının ayrıntılarını manşetine taşıdı.
16 cinayet için
hazırlanan iddianamede 1 numaralı şüpheli olarak Mehmet Ağar yer
alıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 yıl önce işlenen 16 cinayet için iddianame hazırladı. Dava dosyasının yaklaşık 1700 sayfalık ekindeki deliller Türkiye'yi en karanlık dönemiyle yüzleştiriyor.
Sabah gazetesi dönemin cinayetlerini yazısı dizisi yaptı. "16 infazda tim aynı" başlığıyla manşetten verilen haberde, Savcı Mustafa Bilgili tarafından 3 yıl önce başlatılan soruşturmada dosyanın bir numaralı şüphelisi olarak dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar olduğu belirtiliyor. İddianamede adı geçen diğer isimler ise İbrahim Şahin, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu. İşte o ayrıntıları:
AĞAR, EYMÜR ÇEKİŞMESİ
İfadeler, ses
kayıtları, cinayetlerin; Ağar'ın bilgisiyle Korkut Eken ve İbrahim
Şahin'in ekipleri tarafından gerçekleştiğini işaret etti. Mehmet
Ağar ile Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür arasındaki
çekişmenin sonucu olarak ortaya çıkan iddialar, ifadeler, raporlar,
faili meçhullerle ilgili gizli kalmış birçok bilgiyi günışığına
çıkarttı. Savcı Bilgili, "Taammüden adam öldürme ve suç işlemek
için örgüt oluşturmak" suçlamasıyla iddianame hazırladı. Ancak
ifadelerdeki "40 kişilik ölüm listesi" ve "Kayıp silahlar"
bulunamadı. Dosyaya ışık tutacak 1.700 sayfalık deliller arasında
"MİT'in gönderdiği 13 sayfalık rapor, Susurluk yargılaması,
kriminal raporlar, olay yeri krokileri, Çarkın'ın yer gösterme
tutanakları, sanık ifadeleri, bir annenin sözleri ve bir PKK'lının
özel sorgulamadaki itirafı" yer aldı.
1993 - MECİT BASKIN CİNAYETİ
01.10.1993. Raife Baskın, "Eşim sabah işe diye
çıktı. Öğlen pazara uğramış, mutfak malzemelerini getirdi. Her
akşam mesai bitiminde mutlaka eve gelen eşimi gece yarısına kadar
bekledim. Sabah oldu gelmedi" diyerek, Ankara Altındağ İlçesi Nüfus
Müdürü Mecit Baskın'ın hayatından endişe duyduğunu belirterek
polise müracaat etti. Bunun üzerine araştırma başlatıldı.
HARABEDE BİR CESET: Baskın'ın cesedi,
03.10.1993'te Ankara ili Gölbaşı ilçesi Haymana Yolu 30'uncu
kilometredeki terk edilmiş harabe halindeki bir binada bulundu.
Hurda toplayan bir kişi cesedi jandarmaya ihbar etti. Jandarma olay
yerine gittiğinde Baskın'ın cesediyle karşılaştı. Karın bölgesinde
iki, sağ gözünde ve kafasında birer kurşun yarası mevcuttu. Karnına
isabet eden kurşunlarla yere düşen Baskın'ın öldüğünden emin olmak
isteyen zanlıların ikinci atışlarını kafaya bitişik yaptıkları
raporlarla tespit edildi.
İKİ AYRI TABANCA: Jandarma Genel Komutanlığı
kriminal laboratu arında, olay yerinde bulunan dört mermi çekirdeği
incelendi. Baskın'ın iki ayrı tabancayla öldürüldüğü ortaya çıktı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, mermileri diğer faili meçhul olaylarda
kullanılan çekirdeklerle karşılaştırdığında bir benzerlik bulamadı.
Gölbaşı İlçe Jandarma Komutanlığı, 07.09.2006 tarihinde, yaptığı
araştırmalar sonrasında failini bulamadığı Baskın cinayetine
ilişkin dosyasında, "Zaman aşımına kadar daimi arama kararı"
verdi.
İLK İPUCU HAKKÂRİ'DEN: Hakkâri'de 2005 yılında
yapılan bir operasyonla yakalanan Yüksekova çetesinden Kahraman
Bilgiç özel bir sorgulamada Mecit Baskın'ı bir kısım arkadaşlarıyla
birlikte öldürdüğünü itiraf etti. Bu itiraf, Gölbaşı Cumhuriyet
Başsavcılığı'nı harekete geçirdi. Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi'nden
bilgi istendi. Yapılan yazışmalar sonrasında, Bilgiç'in, cinayetin
işlendiği tarihte kırsalda PKK örgütü elemanları arasında olduğu
tespit edildi, soruşturma dosyası yeniden rafa
kaldırıldı.
BEHÇET CANTÜRK VE
ŞOFÖRÜ CİNAYETİ
Eski Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın sorgusunda, ünlü uyuşturucu
kaçakçısı, terör örgütü PKK'ya para aktardığı öne sürülen ölüm
listesinin başında bulunan Kürt kökenli işadamı Behçet Cantürk ve
şoförü Recep Kuzucu'nun 15.01.1994 tarihinde, Sakarya'nın Sapanca
ilçesinde öldürülmesine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Çarkın,
"Özel harekât polisleri Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça'nın da
aralarında bulunduğu kalabalık bir grubun İstanbul'da otobanda
uygulama sırasında Cantürk ve şoförünü aldıklarından" bahsetti.
Grup arasında bulunan Oğuz Yorulmaz'ın, Cantürk'ün üzerindeki altın
bir çakmağı aldığını ve Korkut Eken'e verdiklerini söyledi. Olay
sonrası Seyfettin Lap'ın, İbrahim Şahin'e bilgi verdiğini açıklayan
Çarkın, "Lap, bana öldürülen kişinin trafik kontrolünde alınan
Cantürk olduğunu, devletin bekası için öldürüldüklerini söyledi"
dedi.
YUSUF EKİNCİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ
Ankara'da avukat olarak görev yapan Diyarbakırlı Yusuf Ekinci'nin
25.02.1994'te öldürülmesine ilişkin de itiraflarda bulunan Özel
Harekât Polisi Ayhan Çarkın, şunları anlattı: "Yusuf Ekinci
kendisine ait avukatlık bürosunun önünden alındıktan sonra
Gölbaşı'na götürüldü. Ayhan Akça, Komiser Yusuf Yüksel'e Uzi marka
silah vererek 'Al bir siftahın olsun, bu şahsı sen öldür' dedi.
Yüksel, bu sözlere tepki göstererek elindeki silahı yere attı. Olay
yerinde Alper Tekdemir, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu ve Enver
Ulu bulunuyordu." Çarkın infazı şöyle anlattı: "Yere düşen silahı
aldılar. Kimin ateş ettiğini görmedim fakat Ekinci'ye ateş edildi.
İnfazı Özel Harekat Dairesi Siirt Grubu gerçekleştirdi. Ben infaz
sırasında olay yerindeydim."
FEVZİ ASLAN VE SALİH ASLAN CİNAYETLERİ
28.03.1994'te Sakarya'nın Hendek ilçesi Kargalı
Yeniköy mevkisinde TEM otoyolu kenarında otopark alanında Kürt
işadamı Fevzi Aslan ve yeğeni Salih Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili,
MİT'in Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği raporda,
18.02.1995 tarihinde Tarık Ümit ile Mehmet Eymür arasında geçen
telefon görüşmelerine yer verildi. Ümit'in şu sözleri kayıtlara
geçti: "Hadise şu ağabeyciğim. İlk kapışmamızı... Gece Fevzi
Aslan'ı aldık. İşi bitti. Yanımda Ziya ve üç kişi daha var. Burada
görev İbrahim'in. Ne ona ne de Mehmet Ağar'a kati suretle bir şey
olmaz. Ağar'ın emri var santrale Tarık Ümit aradığı zaman
bağlayacaksın. Açtım buna, buldular. Dedim o konu halloldu. Böyle
gayet sevinçli bir şekilde 'Çok memnun oldum gözlerinden öperim.
Gel' dedi ve yanına gittim." Bu sözler, Aslan cinayetinde önemli
bir delil olarak dosyada yerini aldı. Mehmet Ağar ve Korkut Eken'e
bu konuşma gösterildi. Ağar, "Eymür'ün bana karşı kişisel bir
husumeti var. Benim Ümit ile böyle bir şey konuşmamın mümkünü yok.
Yaptığımız operasyonlar devletin arşivindedir" dedi. Korkut Eken
ise "Eymür ile aramızda şahsi kin ve garez vardır" diyerek,
suçlamaları kabul etmedi.
ESKİ POLİSTEN ŞOK İTİRAFLAR
2011 yılında, eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın
faili meçhul cinayetlere ilişkin itiraflarda bulundu. Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden başlatılan soruşturma
kapsamında, Gölbaşı Savcılığı'ndan ve jandarmadan delil ve dosyalar
istendi. Çarkın, PKK'ya yardım edenler arasında yer aldığı öne
sürülen Mecit Baskın'ın, Mehmet Ağar'ın bilgisi dahilinde Özel
Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şahin'e bağlı Ziya
Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça ekibi tarafından bizzat öldürüldüğünü
ileri sürdü. Çarkın'ın açıklamalarıyla faili meçhul soruşturması
yeni bir boyut kazandı. Baskın cinayeti diğer 15 cinayetten
ayrılarak hazırlanan iddianame zaman aşımına bir gün kala, 2 Eylül
2013'te Ankara 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul
edildi.